Atatürk Döneminde Millileştirmeler, Yapılan Fabrika ve Açılan İşletmeler

Kurtuluş Savaşı, 30 Ağustos büyük askeri zaferine, 9 Eylül’de emperyalizmin maşalarının denize dökülmesine ve siyasi varlığımızın ve devlet egemenliğimizin Lozan Zaferi ile emperyalist devletlerce de kabul edilmesine rağmen, henüz tamamlanmamıştır. Bizzat Atatürk, “tam bağımsızlık için” daha yapılması gereken önemli işler olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

 “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.”

“Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayatî kısımlarında bağımsızlık felç olmuştur.”

“Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz, az zamanda kaybedilir.”

Ekonomik bağımsızlık ise, dört önemli adımı gerektirmektedir:

1-) Osmanlı’ya Düyun’u Umumiye esaretini ve kanlı Reji idaresini uygulatan borçlardan kurtulmak, Osmanlının mirasını üstlenen Türkiye Cumhuriyetin önündeki görevlerden biridir.

Fiili olarak Merkez Bankası durumundaki Fransız- İngiliz ortak Bankası olan Osmanlı Bankası’ndan imtiyazları geri almak gerekmektedir.

2-) Türk milletinin esareti durumundaki Düyun-u Umumiye ve Reji İdarelerini tasfiye etmek, el koydukları devlet gelirlerini Cumhuriyet hazinesine kazanmak gerekmektedir.

3-) Osmanlı devletinin demiryolu, madencilik, petrokimya, elektrik, havagazı, tersane, liman, gemi işletmeciliği, tütün, telefon ve posta hizmetleri başta olmak üzere, neredeyse ekonomik değerlerimizin tamamını ikram ettiği emperyalist şirketlerin elinden bu varlıklarımızı geri alarak millileştirmek ve kamulaştırmak lazımdır.

4-) Sanayide, tarımda, eğitimde, sağlıkta büyük atılımlar gerekmekte, yüzlerce fabrika ve işletme kurmak, tarımı ve sanayiyi modernleştirmek, kapalı ve küçük ekonomileri ulusal ölçekte birleştirmek gerekmektedir.

Oysa savaştan çıkan ülkenin durumu kötüdür. Devrimin hükümetini bekleyen, çok ve büyüktür.

  1. ATATÜRK’ÜN İNÖNÜ’YE MEKTUBU

30 Ekim 1923 günü Atatürk, Başbakanlığı üstlenmesini istediği İsmet İnönü’ye bir mektup veriyor. Mektup ülkenin fotoğrafıdır, Kurtuluş Savaşı liderlerinin önündeki görevleri anlatmaktadır. (Mektubun tamamını, Salmar Basım Yayıncılık’tan çıkan Nazmi Kal’ın Atatürk’ün Diktiği Ağaçlar kitabında bulabilirsiniz.)

-Nüfusun yüzde 80’i köylerde… Büyük bölümü göçebe.

-Okur-yazar oranı: yüzde 7

-Sıtmalı oranı: yüzde 14

-Firengili oranı: yüzde 9

-Tifüse yakalanabilecek oranı: yüzde 72

-Tuvalet olmayan ev oranı: yüzde 97

-Tarım için gübre yok, tarım ilacı yok.

-Bütün ülkedeki doktor sayısı: 337

-Bütün ülkedeki sağlık memuru sayısı: 434

-Ebe sayısı: 136

-Elektrik sadece İstanbul’da ve İzmir’in bazı semtlerinde…

-İşgalcilerin yaktığı köy sayısı: 830

-İşgalcilerin yaktığı bina sayısı: 114 bin 408

-İstanbul’un buğdayı bile Romanya ve Rusya’dan, diğer gıda maddeleri çevre ülkelerden getiriliyor.”

Ve mektupta yazılmayan diğer gerçekler;

-Osmanlı’nın bıraktığı borç miktarı 105,5 milyon Osmanlı Lirası.

-Devletin para basma hakkı İngiliz-Fransız ortak bankası olan Osmanlı Bankası’nın elinde.

-Ülkenin madenleri, limanları, okulları, elektrik şebekeleri emperyalist şirketlerin elinde…

-Ülkenin gelirlerine el koyan Düyun-u Umumiye İdaresi ve 20 binden fazla köylümüzü katletmiş Reji İdaresi söz konusu…

Emperyalistler Kurtuluş Savaşı ile büyük ölçüde kovulmuştu ülkeden, ama emperyalistlerin elinden alınması gereken daha çok işletme, çok ayrıcalık vardı. Bırakalım imarı, kalkınmayı, bağımsızlık bile tamamlanmamıştı henüz.

Gelin, bütün varlığını yitirmiş, köylünün çorabı, öküzü, yabası bile düşmanı kovmada kullanılmış, yakılmış, yıkılmış, halkı aç ve türlü salgın hastalıklarda kırılan, hudutlarındaki üç beş işletmesinin bile yabancıların elinde olduğu ve boğazına kadar borç devralmış ülkede, o koşullarda neler yapılmış, görelim:

  1. YABANCILARDAN ALINARAK MİLLİLEŞTİRİLEN VARLIKLARIMIZ

Önce yabancıların işgali altındaki işletmelerimizi ve bunların satın alınarak millileştirilmesi sürecini görelim:

1923

  • Tarihe “Muharrem Kararnamesi” diye geçen, 15 Ekim 1881 (28 Muharrem 1299) tarihinde II Abdulhamid’in imzaladığı belge ile Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Muhassasa İdaresi’ne, ödenemeyen borçları bizzat tahsil edebilmeleri için onay vermişti. “Düyun-u Umumiye İdaresi” denilen bu dönemde, yönetiminde ikisi Türk, birer İngiliz, Fransız, Alman, Avusturyalı ve İtalyan, toplam 7 kişinin bulunduğu şirkete, Osmanlı topraklarında tuz, ipek, tütün, alkollü içecek ve balık sektörlerinden gelecek vergilere el koyma yetkisi verilmişti.
  • 1912 yılı kayıtlarına göre Osmanlı Maliye Bakanlığı’ndaki 5 bin 500 memura rağmen, Osmanlıyı haraca bağlayan bu örgütün Osmanlı topraklarındaki memur sayısı 9 bin idi.
  • Cumhuriyet hükümeti ve Atatürk, Lozan Anlaşması ile 42 yıllık bu karanlığa son verdi, Düyun-u Umumiye’yi topraklarımızdan süpürüp attı.

1925

  • Cumhuriyetin diğer önemli adımı, Memalik-i Şahane Duhanları Müşterekül Menfaa Reji Şirketi’nin, kısaca Reji İdaresinin egemenliğine son vermek olmuştur.
  • Osmanlı Devletinin borçlarını bizzat tahsil etmek amacıyla tütün, tuz ve kahve başta olmak üzere devlet gelirlerine el koyan ve 20 binden Türk köylüsünü vurarak katleden Reji İdaresi, 1 Mart 1925’te 4 milyon Fransız Frankı ile tüm hak ve yetkileri ile satın alındı ve devlete devredildi. 26.11.1925’te 558 sayılı Tütün İdare-i Murakatesi ve Sigara Kâğıdı İnhisarı Hakkında Kanunu, 1930 yılında da Tütün İnhisarı Kanunu çıkarıldı.
  • Böylece, Reji idaresi kovulmuş, yurttaşlarımız özgürleştirilmiş, devlet gelirleri gasptan kurtarılmış, tütün devlet tekeline alınmıştır.
  • Bu dönemde Alman bankası Deutsche Bank und Disconto-Gesellschaft’a ait Ergani Bakır Anonim Şirketinin elindeki Ergani madeninin yüzde 50’si, devletçe kurulan Ergani Bakır İşletmesi A.Ş. tarafından 1,5 milyon lira ödenerek satın alındı.

1926

  • Yabancıların elindeki petrol ve benzin ithalatı yetkisi, devlet tekeline alındı.
  • Çıkarılan 792 Sayılı Petrol Kanunu ile Türkiye sınırları içerisinde doğal yakıt maddeleri ile petrol türü ürünlerin arama ve işletme hakkı maden kanunu ile “devlete” devredildi.
  • Yabancıların kontrolündeki sektöre el konuldu, alkollü içki üretimi, ithali ve satışı, devlet tekeli altına alındı.
  • Kabotaj Kanunu çıkarıldı. 30 Ağustos zaferimizle topraklarımızdaki işgalcilerin egemenliğine son veren Türk Milleti, Kabotaj Kanunu ile de denizlerdeki emperyalist egemenliğine de son vererek ikinci zaferi kazanmış oldu. Denizlerimizdeki, karasularımızdaki egemenlik hakkı yabancıların elinden alındı. Türk karasularında Türk devletinin egemenliği sağlandı. O yıldan itibaren 1 Temmuz “Kabotaj Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

1927

  • Yabancıların elindeki Murgul Bakır İşletmesi millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Kafkas Bakırları Ltd Şti, Murgul Bakır madenini elinde bulunduruyordu. Şirket 1927 yılında tasfiye edildi. İşletme millileştirildi ve 1937 yılında ETİBANK bünyesine aktarıldı.
  • Yabancıların elindeki reasürans ve mükerrer sigorta, devlet tekeli haline getirildi. Milli Reasürans Anonim Şirketi Kuruldu.

1928

  • 1.032 kilometrelik Mersin-Tarsus-Adana Demiryolu Hattı, Avusturyalı Şark Demiryolları Şirketi’ne ait Anadolu Demiryolu Şirketi’nden satın alındı, kamulaştırıldı ve millileştirildi.

1930

  • 41 kilometre uzunluğundaki Mudanya-Bursa Demiryolu Hattı, yabancılardan satın alınarak kamulaştırıldı ve millileştirildi.
  • Belçikalıların elindeki Kibrit ve Çakmak Tekeli kaldırıldı, devlete devredildi.

1931

  • T.C. Merkez Bankası faaliyete başladı. Osmanlı Bankası’na verilen ayrıcalıklara son verildi.

1932

  • Alman şirketlerin elindeki Bağdat Demiryolu Hattının Türkiye’deki bölümü olan 140 kilometrelik Adana-Fevzi Paşa Hattı satın alınarak millileştirildi ve kamulaştırıldı.

1933

  • İzmir Rıhtım Şirketi ve rıhtımda işletilen tramvay, 7 milyon 827 bin 690 Fransız Frankı ödenerek satın alındı, millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Bursa’nın ham ipeğini Avrupa ülkelerine götürmek amacıyla kurulan 41 kilometre uzunluğundaki Mudanya-Bursa Demiryolu Hattının işletmesi 1928’den itibaren terk edildi. 1928’de başlayan millileştirme programı 1933 yılında tamamlanarak hat millileştirildi ve kamulaştırıldı.

Aynı hat, zarar ediyor gerekçesi ile 1948’de durduruldu, 1953 yılında da tamamen söküldü. Bursa’da hazin bir öykü olarak anlatılmaktadır hâlâ.

  • Fransız-İtalyan ortaklığının işlettiği Keçiborlu Kükürt İşletmesi millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Fransızların elindeki İstanbul Su Şirketi 1 milyon 300 bin 183 Fransız Frankı ödenerek satın alındı, millileştirildi ve İstanbul Belediyesi’ne devredildi.

1934

  • İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Şirketi 1 milyon 400 bin Fransız Frankı ödenerek yabancılardan satın alındı, millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Fransız Société Ottomane du Chemin de fer de Smyrne-Cassaba et Prolongements  şirketinin elindeki 81 kilometrelik İzmir-Kasaba Demiryolu Hattı satın alınarak milleştirildi, kamulaştırıldı.

1935

  • İtalyanlara 1913 yılında verilen Haliç’te Gemi İşletmeciliği imtiyazı kaldırıldı. İtalyanların elindeki 17 gemi satın alındı, millileştirildi ve İstanbul Belediyesi’ne devredildi.
  • İstanbul Liman Şirketi satın alındı, kamulaştırıldı.
  • İzmir-Aydın Demiryolu Hattı Fransızlardan satın alındı, millileştirildi, kamulaştırıldı
  • Belçikalı şirketin elindeki İzmir Bölgesinin elektrik üretimi ve dağıtımı millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • İtalyan Marelli Şirketinin elindeki Edirne, Tekirdağ, Bursa, Balıkesir, Kastamonu ve Gaziantep Bölgesi’nin elektrik üretimi ve dağıtımı millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Macar Ganz Şirketinin elindeki Antalya, Konya, Ödemiş ve Diyarbakır Bölgesi’nin elektrik üretimi ve dağıtımı millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Alman AEG şirketinin elindeki Ankara Bölgesinin elektrik üretimi ve dağıtımı millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Alman Bergman Şirketi’nin elindeki Ordu, Samsun, Giresun Bölgesi’nin elektrik üretimi ve dağıtımı millileştirildi ve kamulaştırıldı.

1936

  • İstanbul Telefon Şirketi, 10 Haziran 1936 tarih ve 3026 Sayılı İstanbul Telefon Tesisatının Satın Alınmasına Dair Hükümetle Şirket Arasında Akdedilen Mukavelenin Tasdiki Hakkında Kanun ile İstanbul Telefon Türk Anonim Şirketi’nden 800 bin İngiliz Lirası ile satın alınarak millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • 1935 yılında ancak yüzde 50’si alınabilen Ergani Bakır İşletmesinin tamamı, Alman şirketinden satın alınarak millileştirildi, kamulaştırıldı.
  • Bugün Zonguldak kömür havzası diye bilinen Ereğli Kömür İşletmeleri, Fransızların elindeydi. Fransızların Ereğli ve İstanbul’daki bütün varlığının millileştirilmesi kanunu çıkarıldı.
  • Edirne-Sirkeci Demiryolu Hattı satın alındı ve kamulaştırıldı.

1937

  • 1936’da çıkarılan kanun gereği, Fransızların Ereğli Şirketi, Şirketin elindeki Ereğli Limanı, Zonguldak-Çatalağzı Demiryolu Hattı ve Kömür Madeni İşletmeleri 3,5 milyon lira ile satın alındı, millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • 120 kilometrelik Erzurum-Sarıkamış Demiryolu Hattı yabancılardan satın alınarak millileştirildi, kamulaştırıldı.
  • Toprakkale – Payas Demiryolu Hattı satın alındı ve kamulaştırıldı.

1938

  • İstanbul’un elektrik imtiyazını elinde bulunduran Belçika merkezli İstanbul Türk Anonim Elektrik Şirketi hükümet tarafından satın alındı, 16. 07. 1939 yıl tarihli ve 3645 sayılı “İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel İdareleri Teşkilât ve Tesisatının İstanbul Belediyesine Devrine Dair Kanun” ile İETT ile birleştirildi ve İstanbul Belediyesi’ne devredildi.
  • 25 Nisan 1938 tarih ve 3375 Sayılı İzmir Telefon Tesisatının Satın Alınmasına Dair Hükümetle Şirket Arasında Akdedilen Mukavelenin Tasdiki Hakkındaki Kanun ile İzmir Telefon Türk Anonim Şirketi’nden İzmir şehrinin telefon tesisatı 1 milyon 200 bin liraya satın alındı, millileştirildi ve PTT’nin yönetimine verilerek kamulaştırıldı.
  • Yabancıların elindeki İzmir Telefon 1 milyon 200 bin TL’ye satın alındı ve millileştirilerek kamulaştırıldı. Yine yabancıların elindeki İzmir Su 1944 yılında satın alındı ve millileştirildi.
  • Alman şirketi Bomonti-Nektar Şirketinin sözleşmesi sona erince millileştirildi, İnhisarlar Genel Müdürlüğüne devredildi.
  • Fransızların elindeki İstinye Tersanesi millileştirildi ve Denizbank’a devredildi.

II.a  İNÖNÜ DÖNEMİNDEKİ MİLLİLEŞTİRMELER

1939

  • Alman Siemens’in işlettiği Kuvarshan Bakır Madeni millileştirildi ve ETİBANK Kuvarshan Bakır Madeni İşletmesi adını aldı.
  • İstanbul Tramvay ve Tünel İşletmeleri ayrı ayrı satın alındı, millileştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Ankara Havagazı İşletmesi satın alındı, milleştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Ankara Elektrik İşletmesi satın alındı, milleştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Bursa Müteahhit İşletmesi satın alındı, milleştirildi ve kamulaştırıldı.
  • Üsküdar Elektrik ve Su Şirketi satın alınarak millileştirildi.
  • Kadıköy Elektrik ve Su Şirketi satın alınarak millileştirildi.
  • İstanbul Elektrik ve Su Şirketi satın alınarak millileştirildi.
  • Ankara Elektrik ve Su Şirketi satın alınarak millileştirildi.
  • Adana Elektrik ve Su Şirketi satın alınarak millileştirildi.
  • Bursa Elektrik ve Su Şirketi satın alınarak millileştirildi

1942

  • İzmir Tramvay ve Elektrik Şirketi satın alınarak millileştirildi ve 1943 yılında İzmir Belediyesi’ne devredildi.

1945

  • Ormanlar koruma amacıyla devlet mülkiyetine geçti.
  • Şirketi Hayriye (İstanbul Şehir Hatları Vapur İşletmesi) satın alındı, millileştirildi.
  1. ATATÜRK DÖNEMİNDE İNŞA EDİLENLER

1933 yılında bestelenen 10. Yıl Marşı’nın ilk dörtlüğü, “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” demektedir. Oysa yapılan sadece demiryolları değildir; ülke, sanayinin ve tarımın her dalında gerçek bir inşa yaşamaktadır. Bir yandan yabancıların elindeki tesislerimiz birer birer satın alınmakta, öte yanda ülkenin her yerine fabrikalar, atölyeler, tesisler dikilmektedir.

Bu bölümde de inşa edilenleri göreceğiz yıl, yıl:

1924

  • Ergani Bakır İşletmesi kuruldu.
  • İlk madeni para basıldı.
  • İş Bankası kuruldu.
  • Samsun-Çarşamba Demiryolu Hattının temeli atıldı.
  • Çay yetiştirilmesi hakkında kanun çıkarıldı. Yoksul ve harap bölge olan Rize’de çay üretiminin temelleri atıldı. 500 bin tohum çay fidanı halka dağıtıldı. Yöre halkına çay tarımı eğitimi verildi. Rize, giderek Türkiye’nin çay diyarı haline geldi.
  • Türkiye’nin ilk maden mühendisliği okulu olan “Yüksek Maadin ve Sanayi Mühendis Mektebi” Zonguldak’ta açıldı.

1925

  • Köylünün ürettiğinin yüzde 10’una (zaman zaman vergi yüzde 40 hatta 50’ye kadar çıkabilmişti) el koyan Osmanlı döneminin Aşar Vergisi kaldırıldı. Köylü ve tarım özgürleştirildi.
  • Şeker Fabrikalarının kurulması kanunu çıkarıldı.
  • Ankara-Yahşihan Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Yahşihan-Yerköy Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Atatürk Orman Çiftliği’nin temelleri atıldı.
  • İzmir Liman ve Körfez İşleri İnhisarı T.A.Ş kuruldu.
  • Alpullu Şeker Fabrikasının temeli atıldı.
  • Tarıma ve tarımsal sanayiye önderlik eden çiftliklerin ilki olan Atatürk Orman Çiftliği kuruldu. Hayvancılık, sütçülük, tavukçuluk, arıcılık, şarapçılık ve biracılık işletmeleri kuruldu.
  • Aynı yıl, tarıma önderlik etmek amacıyla Silifke Tekir Çiftliği’nin de temelleri atıldı.
  • Kooperatifleşmenin öncülerinden sayılan Ankara Memurin Erzak Kooperatifi kuruldu.
  • Ankara Hukuk Mektebi öğrenime açıldı. 1941 yılında Hukuk Fakültesi adını aldı.
  • Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu.
  • Adı daha sonra Türk Hava Kurumu olarak değiştirilen Türk Tayyare Cemiyeti kuruldu.
  • Kırıkkale’de Topçu Mühimmat Fabrikası’nın temeli atıldı.

1926

  • Samsun-Kavak Demiryolu Hattı İşletmeye açıldı.
  • “Petrol Arama ve İşletmesinin Devlet Tarafından İdaresi Kanunu” çıkarıldı
  • Emlak ve Eytam Bankası kuruldu.
  • Kayseri’de “Tayyare Fabrikası” adıyla uçak fabrikası işletmeye açıldı, resmi açılışı 1928’de yapıldı.
  • Alpullu Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Uşak Şeker Fabrikası işletmeye açıldı
  • “Samsun Limanı İnşası Kanunu” çıkarıldı.
  • Kayseri’den sonra Eskişehir’de de Uçak Fabrikası Kuruldu. Üretilen yerli uçağa Kurtuluş Savaşı Pilotlarından Vecihi Hürkuş’un adı verildi, “Vecihi 14” dendi modele.
  • “Kayaş Kapsül ve İmla Fabrikası” kuruldu

1927

  • Özel sektörün işlettiği Soma, Çeltek, Tavşanlı, Değirmisaz, Yerköy ve Gerenez Linyit ocakları kamulaştırıldı.
  • Yerköy-Kayseri Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Ankara-Kayseri Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Devlet Demiryolları ve Limanları İdaresi kuruldu.
  • Samsun-Havza Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Kayseri-Bünyan Dokuma Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Samsun-Amasya Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Cumhuriyet döneminin ilk kâğıt paraları tedavüle çıkarıldı.
  • Ankara Gençlik Parkı hizmete açıldı.

1928

  • Ankara Çimento Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Amasya-Zile Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Kütahya-Tavşanlı Demiryolu Hattı İşletmeye açıldı.
  • Mersin-Tarsus-Adana Demiryolu Hattı, Şark Demiryolları Şirketine ait Anadolu Demiryolu Şirketinden satın alındı, 1.032 kilometrelik Mersin-Tarsus-Adana demiryolu hattı kamulaştırıldı ve millileştirildi.
  • TEKEL tarafından Elmadağ Barut Fabrikası kuruldu.
  • Askeri fabrikalar bünyesinde Pirinç Döküm Haddehanesi kuruldu.
  • Kırıkkale’de askeri fabrikaların ihtiyacı için dizel santral kuruldu.
  • Harf devrimi yapıldı. Arap alfabesinden Latin alfabesine geçildi. Bütün Osmanlı döneminde halkın ancak yüzde yedisine okuma öğretilmiş olmasına rağmen, Harf Devrimi ve halkı eğitme seferberliği ile sadece 1935’e kadar olan 7 yıllık sürede okuma yazma oranı yüzde 19.25’e çıkarıldı.

1929

  • Kütahya-Emirler Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Fevzi Paşa-Gölbaşı Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Yalova Çiftliği kuruldu. Merinos koyun ırkı ve zeytincilik geliştirildi. Çiftlik, süt, yoğurt ve tavuk fabrikaları ile bölge tarımına önderlik yaptı.
  • Baltacı Çiftliği’nde tavukçuluk, hayvancılık, zeytincilik sebze ve meyve kadar, Yalova bölgesinin önemli geçim kaynağı ve ihracat kaynağı olan çiçekçiliğin temelleri atıldı.
  • Kırıkkale’de Topçu Mühimmat Fabrikasından sonra Mermi Fabrikası üretime açıldı.
  • Yerli üretimi ve yerli ürünleri koruma ve teşvik etme amacıyla “Yerli Malı Haftası” başlatıldı.
  • Kömür-İş adıyla kurulan milli işletme ile Kozlu’da devlet eliyle kömür üretimine başlandı.

1930

  • Kayseri-Şarkışla Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Emirler-Balıköy Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • T.C. Merkez Bankası kuruluşu kanunu kabul edildi.
  • Zile-Kunduz Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Ankara-Sivas Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Atatürk Orman Çiftliği, kurulan motorculuk, tesviye ve tornacılık, demircilik, marangozluk ve dökümcülük atölyelerini fabrika düzeyine ulaştırdı, çırak yetiştirmeye, pulluktan başlayarak tarım aletleri imal etmeye başladı.
  • Küçük bir Anadolu kasabası olan Ankara’da, 1930 yılına kadar bir Belçika gazetesinin yazdığına göre, 3.500 yeni bina yapıldı, 239 bin metrekare yol asfaltlandı, 144 bin metrekarelik yola parke döşendi.

1931

  • Irmak-Çankırı Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Doğanşehir-Malatya Demiryolu hattı iletmeye açıldı.
  • T.C. Merkez Bankası faaliyete başladı. Osmanlı Bankasına verilen ayrıcalıklara son verildi.
  • Atatürk Orman Çiftliği bünyesinde temeli atılan atölyeler ile Pulluk Fabrikası kuruldu.

1932

  • Askeri fabrikalar Genel Müdürlüğü, Kırıkkale’de Çelik Döküm Haddehanesi’ni kurdu
  • Kütahya-Balıkesir Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Kunduz-Kalın Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Ulukışla-Niğde Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Samsun-Sivas Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • 1926 yılında üretime başlayan Kayseri Uçak Fabrikası, 6 yılda Junkers A 20 tipi telsiz donanımlı 15 adet uçak üretmişti bile.
  • Eskişehir Uçak Fabrikasında Selahattin Alan’ın önderliğinde MMW-1 tipi yeni bir uçak geliştirildi. Bazı parçaları Kayseri’de üretildi. 200 kilometre sürat yapan ve havada 2,5 saat kalan başarılı bir uçak üretildi.
  • Başlangıçta Ankara-İstanbul arasında hizmet verecek olan Devlet Havayolu Şirketi kuruldu. Türk Hava Yolları’nın temelleri atıldı.

1933

  • Eskişehir Şeker Fabrikasının temeli atıldı.
  • Samsun-Çarşamba Demiryolu Hattı yabancılardan satın alınarak millileştirildi, kamulaştırıldı.
  • Adana-Fevzipaşa Demiryolu Hattı satın alındı, kamulaştırıldı.
  • Niğde-Boğazköprü Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Küçük ve orta ölçekli esnafı desteklemek amacıyla Halkbank kuruldu.
  • Tekstil, madencilik, ağır sanayiyi desteklemek ve geliştirmek amacıyla Sümerbank faaliyete geçirildi.
  • Denizyollarında devletçe işletme tekeli başlatıldı.
  • Ulukışla-Kayseri Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Turhal Şeker Fabrikasının temeli atıldı.
  • Eskişehir Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Yüksek Ziraat Enstitüsü öğrenime açıldı.
  • Askeri fabrikalar bünyesinde Nal Fabrikası kuruldu.
  • Büyükdere’de kurulan Kibrit Fabrikası üretime başladı.

1934

  • Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas’ta buğday silolarının inşası başlatıldı.
  • Kayseri Uçak Fabrikasında yapılan ilk 6 avcı uçağı Ankara’ya getirildi.
  • Kayseri Bez Fabrikasının temeli atıldı.
  • Ortaköy-Bolkuş Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Bursa’da Süt Tozu Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Demiryolu hattı Elazığ’a ulaştı.
  • Fırat-Yolçan Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Yolçan-Elazığ Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Malatya-Ergani Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Bakırköy Bez Fabrikası yenilenerek işletmeye açıldı.
  • İzmit Birinci Kâğıt ve Karton Fabrikasının temeli atıldı.
  • Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikalarının temeli atıldı.
  • Zonguldak’ta Antrasit Fabrikasının temeli atıldı.
  • Zonguldak’ta Kömür Yıkama Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Afyon-Antalya Demiryolu Hattının temeli atıldı.
  • Keçiborlu Kükürt Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Isparta Gülyağı Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Turhal Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Konya Ereğlisi Bez Fabrikası’nın temeli atıldı.
  • 1923-1934 yılları arasında topraksız ve az topraklı köylüye 6 milyon 731 bin dönüm toprak dağıtıldı.
  • Sümerbank “Yerli Mallar Pazarları Müdürlüğü”nü kurdu ve ilk etapta 7 satış mağazası açtı.

1935

  • Fevzi Paşa-Ergani demiryolu hattı işletmeye açıldı
  • Nazilli Basma Fabrikasının temeli atıldı
  • Ergani-Osmaniye Demiryolu Hattı işletmeye açıldı
  • Kayseri Bez Fabrikası işletmeye açıldı
  • Yabancıların elindeki madenlerimize sahip çıkmak ve milli madencilik sektörünü desteklemek amacıyla Sanayi ve Maadin Bankasından sonra Etibank da faaliyete başlatıldı.
  • Etibank ile aynı günde Maden Teknik Arama Enstitüsü kuruldu.
  • Elektrik İşleri Etüt İdaresi kuruldu.
  • Ankara Mamak’ta Zehirli Gaz Maskesi Fabrikası işletmeye açıldı
  • Irmak-Filyos Demiryolu hattı işletmeye açıldı
  • Fevzi Paşa-Diyarbakır Demiryolu Hattı işletmeye açıldı
  • Bursa Merinos Fabrikasının temeli atıldı
  • Gemlik Suni İpek Fabrikasının temeli atıldı
  • Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikaları işletmeye açıldı
  • Zonguldak’ta Antrasit Fabrikası işletmeye açıldı
  • Sivas-Yerköy Demiryolu hattı işletmeye açıldı
  • Uşak, Alpullu, Eskişehir ve Turhal Şeker Fabrikaları, “Türkiye Şeker Fabrikaları” adı altında birleştirildi.

1936

  • Fransızların elindeki Ereğli Kömür İşletmesi’nin kamulaştırılması ile birlikte özel maden ocakları da kamulaştırıldı.
  • Afyon-Karakuyu Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Bozanönü-Isparta Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • İzmit Kâğıt Fabrikası işletmeye açıldı, ilk yerli kâğıt üretildi.
  • Erzurum-Sivas Demiryolu Hattının temeli atıldı.
  • Montreux Antlaşması imzalandı.
  • Eskiköy-Çankaya Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Yazıhan-Hekimhan Demiryolu hattı işletmeye açıldı.
  • Ankara-Çubuk Barajı işletmeye açıldı.
  • İzmit İkinci Kâğıt Fabrikası’nın temeli atıldı.
  • Filyos-Çatalağzı Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Silifke Tekir Çiftliği’nin önderliğinde bir araya getirilen 10 köyden 36 köylü ile ilk Tarım Kredi Kooperatifi kuruldu.
  • Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğrenime başladı.
  • Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrenime açıldı.
  • Askeri fabrikaların ihtiyacı için buhar türbini santrali su dağıtım tesisi faaliyete geçirildi.

1937

  • Ulusal denizcilik işletmelerimizi ve balıkçılığı desteklemek amacıyla Denizbank kuruldu.
  • Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın temeli atıldı.
  • Ereğli Bez Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Malatya Bez Fabrikasının temeli atıldı.
  • Hekimhan-Çetinkaya Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • Çatalağzı-Zonguldak Demiryolu Hattı işletmeye açıldı.
  • İstanbul-Edirne Karayolu’nun Lüleburgaz’a kadar olan bölümü ulaşıma açıldı.
  • Nazilli Basma Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Diyarbakır-Cizre Demiryolu hattının temeli atıldı.
  • Atatürk Orman Çiftliği’nin atölye ve fabrikalarında imal edilen pulluk sayısı 5 bine ulaştı. Bir yıl sonra ise 10 bin pulluk siparişi alındı.
  • Atatürk Orman Çiftliği ve Ziraat Vekâleti işbirliği ile tarımın modernleşmesi ve köylünün eğitilmesi amacıyla 1.000 köylünün katıldığı Köylü Kongresi düzenlendi.
  • Askeri fabrikalar bünyesine Kırıkkale Barut Fabrikası kuruldu.

1938

  • Askeri sanayi kapsamında Dişli Fabrikası kuruldu.
  • Gemlik Sungipek Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Bursa Merinos Fabrikası işletmeye açıldı.
  • Divriği Demir Madenleri İşletmesi faaliyete geçirildi.
  • İzmit Klor Fabrikasının temeli atıldı.
  • Ankara-Erzurum Demiryolu Hattı Erzincan’a ulaştı.
  • Kayseri Uçak Fabrikası, Curtis-Wright tipi uçakların montajına da başladı. 1938 yılına kadar da 145 adet Alman Gotha tipi uçağın, 112 adet İngiliz Miles Magister tipi uçağın üretimi gerçekleşti.
  • Kayseri Uçak Fabrikası, uçak yapımının yanında paraşüt yapımını da gerçekleştirmeye başladı.
  • Soyadını Atatürk’ün verdiği Nuri Demirağ, 1936 yılında başlattığı özel uçak fabrikası girişimi ile 1938 yılında Nu D 36 rumuzlu 24 adet uçak imal etti. Nu D 38 Rumuzu ile de 6 kişilik yolcu uçağı geliştirdi. 
  • Bütün Osmanlı tarihinden devralınan Anadolu’daki 18.000 kilometrelik Karayolu, 1938 yılına gelindiğinde 40.000 kilometreye çıkarıldı.
  • Sivas Çimento Fabrikası’nın kurulması girişimi başlatıldı. Fabrika 1943 yılında üretime başladı.

1939

  • Karabük Demir-Çelik Fabrikaları işletmeye açıldı.
  • Tekirdağ Şarap Fabrikası İşletmeye açıldı.
  • Askeri Top Fabrikası kuruldu.
  1. MİLLİ TARIMIN VE TARIMSAL KİT’LERİN ÖNDERİ ÇİFTLİKLER

Atatürk Orman Çiftliği, Millet, Baltacı, Tekir, Piloğlu ve diğerleri…

Çoğumuz Atatürk’ün kurduğu çiftlikleri ve çiftliklerdeki tesisleri, işletilen arazileri, yetiştirilenleri, beslenenleri, boş zamanlar için yaratılan meşguliyetler sandık… Dinlenme ya da seyir amaçladığını sanan bile oldu.

Oysa Atatürk, yeni Türkiye’nin tarımına, tarımsal KİT’lerine önderlik edecek merkezler yaratıyordu buralarda. Tesislerin her biri, sonraki yıllarda ülkenin tarımsal kalkınmasına sıçrama yaptıran, Türkiye’yi “tarımda kendisine yeten dünyadaki yedi ülkeden biri” haline getiren büyük atılımın örgütlenmesiydi.

  1.  KÖYLÜYÜ MİLLETİN EFENDİSİ YAPMA HAMLESİ

Atatürk, Çiftliklerin inşasına Cumhuriyetin ilan edilmesinden hemen sonra, 1925 yılında başladı.

İlk çiftlik, Atatürk Orman Çiftliği’dir (AOÇ). Ankara’da, bugün Ulus diye bilinen bölgenin ötesinde başlayıp, Sincan’a kadar uzanan bataklık bölgesidir. AOÇ’nin internet sitesinde o günler şöyle anlatılıyor;

“Paşa, yerli-yabancı birçok tarım uzmanını köşküne davet ediyor ve Ankara’nın yanı başında büyük bir çiftlik kurmak istediğini, bunun için yer aramalarını emrediyor.

Uzmanlar endişeleniyorlar. Neden mi? Heyette yer alan bir uzmanın, Tahsin Coşkan’ın ağzından öğrenelim:

“Çiftlik yeri için uzun boylu dolaşmaya ve Ankara’nın çevresinde başta başka tabiat hususiyetleri aramaya lüzum görmemiştik. Sebep, basitti. Kıraç bir bozkırın ortasında bir orta çağ şehri… Ağaç yok, su yok, hiçbir şey yok. Böyle bir noktada hazırlanmış ve müsait şartlar taşıyan yerler nasıl bulunabilir?”

Uzmanlar yine de araştırmalarına devam ediyorlar ve bugünkü çiftlik yerini de inceliyorlar ama burasını, ‘tabiatın hiç cömert davranmadığı’ bir yer olarak, değerlendiriyorlar. Hatta Tarım Bakanlığı uzmanlarından Schmit, “Bu öyle bir teşebbüstür ki, bu elverişsiz koşullarda ya sabır tükenir ya da para” değerlendirmesinde bulunuyor.

Atatürk: “Biz ıslah etmezsek kim edecek?”

Tetkikler bitiyor ve sonucu Büyük Önder’e arz ediyorlar. Atatürk, elleriyle bugünkü çiftliğin olduğu yeri işaret ediyor ve soruyor:

“Burayı gezdiniz mi?”

Uzmanlar, ‘bu yerin, çiftlik kurulması için gerekli vasıflardan hiç birini taşımadığına ve bataklık, çorak, fakir bir yerle karşı karşıyla olduklarını’ dair kanaatlerini bildiriyorlar.

İşte Atatürk’ün cevabı:

“İşte istediğiniz yer böyle olmalıdır. Ankara’nın kenarında, hem batak, hem çorak, hem de fena yer. Bunu biz ıslah etmezsek, kim gelip ıslah edecektir?”

…o kıraç topraklarda; birkaç yıl içinde müthiş bir değişim yaşanıyor. Hatta mesire yeri olarak halkın ziyaretine dahi açılıyor.

Tarihe geçen bu girişim, öyle büyük başarılara sahne oluyor ki, yıllarca tarım ve hayvancılık konusunda çığır açan çalışmalar burada yapılıyor. Ve Çiftlik, çok önemli bir misyon üstleniyor:

Bu aşamadan sonra (Atatürk’ün Çiftliklerini bağışlamasından sonra. M.A) Gazi Orman Çiftliği’nin, yeni bir statüye ve işletme yapısına ihtiyaç kavuşturulması gereği ortaya çıkıyor. Ve 13 Ekim 1938 tarihinde -diğer ziraat işletmelerinin de bir üst yapısını oluşturan- Devlet Ziraat İşletmesi Kurumu’na bağlanıyor.

Devlet Ziraat İşletmesi Kurumu, 28 Şubat 1950 tarihinde kapatılınca, Çiftlik, Devlet Üretme Çiftlikleri bünyesine alınıyor. Bundan kısa bir süre sonra yeni bir kanun tesis ediliyor ve 1 Nisan 1950 tarihinde yürürlüğe giren, 5659 sayılı Kanun ile çiftliğin adı Atatürk Orman Çiftliği diye değiştiriliyor. Bu kanunla, Çiftlik, bugünkü statüsüne de kavuşmuş oluyor.”

Atatürk Orman Çiftliği, kurulan “motorculuk”, “tesviye ve tornacılık”, “demircilik”, “marangozluk” ve “dökümcülük” atölyelerini fabrika düzeyine ulaştırdı. Çırak yetiştirmeye, pulluktan başlayarak tarım aletleri imal etmeye başladı.

Bünyesinde temeli atılan atölyeler ile Pulluk Fabrikası kuruldu. İmal edilen pulluk sayısı 5 bine ulaştı. Bir yıl sonra ise 10 bin pulluk siparişi alındı.

Ziraat Vekâleti ile işbirliği yapılarak tarımın modernleşmesi ve köylünün eğitilmesi amacıyla 1.000 köylünün katıldığı Köylü Kongresi düzenlendi.

Atatürk Orman Çiftliği, büyük ölçüde amacının dışına çıkarılmış, tesisleri ihmal edilmiş, arazisinin bir bölümü yağmalanmış, kalan arazi bakımsızlığa terk edilmiş olmasına rağmen, Atatürk’ün inşa ettiklerinin bir kısmını yaşatmayı hala sürdürebilen bir anıttır. Çiftlikte halen pastörize içme sütü, peynir, kaşar peyniri, yoğurt, ayran, dondurma, kefir, tereyağı, bal, meyve suları, domates salçası, sirke, turşu üretilmekte, 131 çeşit fidan, çiçek ve çeşitli bitki yetiştirilmektedir.

  •  SİLİFKE ÇİFTLİKLERİ VE İLK TARIM KREDİ KOOPERATİFİ

Atatürk İç Anadolu’da, Ankara’da inşasına başladığı çiftlikle aynı yıl, 1925 yılında güneyde, Silifke’de Tekir Çiftliği’ni kurar. Onun da arazisi zorludur.  Arazi ıslah edilir.

Çiftlik, at ve koyun yetiştiriciliğinde, pirinç ve pamuk üretiminde, Jüt, rami ve keten gibi lifli maddelerin üretiminde büyük başarılar sağlar, tarıma ve bölge köylülerine önderlik eder.  

Köylü, çiftlikle beraber modern tarım alet ve makineleri ile de tanışmaktadır.

Çiftlik, 10 ayrı köyden 36 köylü ile 1936 yılında Türkiye’nin ilk Tarım Kredi Kooperatifi’nin kurulmasına önderlik eder. Kooperatifin 1 numaralı üyesi de bizzat Atatürk olur. Kooperatifin kuruluşu için Ziraat Bankası’na verilen dilekçe şöyledir:

“Silifke Ziraat Bankası’na Merkezi (Tekir Çiftliği) olmak ve Arkarası, Perecenti, Avşar, Kardedeli, Tekir, Tekirkoyuncu, Türkmeneli, Türkmenkuşağı, Tazara köylerinin de ihtiva etmek üzere mıntıkamızın 2856 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri kanununa uygun bir Tarım Kredi Kooperatifi kurmak istiyoruz. Dileğimiz bankanızca da muvafık görüldüğü takdirde imzalanmak üzere altı nüsha ana mukavelamenin itasına rica eder ve hazırlanacak ana mukavelamenin Ekonomi Bakanlığınca tasdik ve noterlikçe tescil muamelelerinin iflası için gereğinin yapılmasını arz ederiz. 30/6/936

İmzalayanlar;

1- Tekir Çiftliği Sahibi Kemal Atatürk

2- Tekir Köyünden Nuri Oğlu Ziya

3- Tekir Köyünden Alirıza Oğlu Osman

4- Tekir Köyünden Mehmet Oğlu İbrahim”

Talepleri kabul edilince Atatürk, Ekonomi Bakanı Celal Bayar’a telgraf çekiyor;

 “Celal Bayar’a 1.VII.1936

Tarım Kredi Kooperatiflerinin ilki olan Tekir Kooperatifi muamelesinin bittiğini, sevinerek öğrendim. Bu kooperatifte 1 sayılı ortak olarak bulunmamı, muhabbetle yad etmenize teşekkür ederim. Tarım Kredi Kooperatiflerinin az zamanda bütün yurdu kaplamasını, başarıcı gayretlerinizden bekliyoruz. Gözlerinizden öperim. K.Atatürk”

  •  PİLOĞLU VE DÖRTYOL ÇİFTLİĞİ

Bir yıl sonra da 1926’da Tarsus’ta Piloğlu ve Adana Dörtyol’da çiftlikler kurulur. Bunların arazileri de verimsizdir, büyük ölçüde bataklıktır ikisi de. Islah edilerek tarıma açılırlar.

Piloğlu Çiftliği’nde hububata ve hayvancılığa ağırlık verilir.

Dörtyol Çiftliği ise, bugün Mersin- Adana hattında uzanan ve bütün ülkenin portakal ihtiyacını sayılayan narenciye üretime önderlik eder.

Atatürk bir denetlemesinde, “Anlıyorum ve görüyorum ki bu bölgede iyi narenciye yetiştirilebilecek. Bu hem sağlık hem kazanç açısından güzel bir üründür. Bu bakımdan narenciye ziraatına önem vermek gerekir.” demiştir.  

  •  YALOVA ÇİFTLİKLERİ

1929’da Yalova Çiftliği kurulur. İki kısımdır çiftlik. Yalova’nın doğusu ve sahilde bulunan kısım Baltacı, batısında da Millet Çiftliği. Çiftlikte zeytin, tarla bitkileri, asma fidanlığı, bağ, meyve fidanlığı ve sebzelik yetiştirilir. Sığır, koyun, tavuk ve arıcılık yapılır.

Merinos koyun ırkı geliştirilir. Dünyaca ünlü merinos dokumaları bu çabanın ürünüdür.

Çiftlik, süt, yoğurt ve tavuk fabrikaları ile bölge tarımına önderlik yapar.

Yalova çiftlikleri çiçek yetiştiriciliğinde de bölge halkına önderlik etmiş, önemli bir nüfusun geçim kaynağı haline gelmiştir. Yalova çevresinde hâlâ sürdürülen çiçekçiliğin kökü Atatürk’ün çiftlikleridir.

  •  ATATÜRK ÇİFTLİKLERİNDEN HAZİNEYE BAĞIŞLANANLARIN LİSTESİ

Atatürk, 11. 6. 1937 tarihinde Hasan Rıza Soyak’a yazdırdığı ve Soyak’ın da tanık olarak ayrıca imzaladığı “Başvekalete” (Başbakanlık) hitap eden mektubunda, kurduğu her Çiftliği, Çiftliklerdeki her tesisi, her demirbaşı, tarım yapılan her araziyi ayrıntılı olarak listeliyor, bunların tamamını Hazineye bağışladığını yazıyor, nasıl değerlendirilmesini istediğini ayrıntılı olarak belirtiyordu.

Belgenin aslı, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde 30-10-2-12-5 numarada korunmaktadır.

Vasiyet mektubu şu şekildedir;

“-Ankara’da, Orman, Yağmurbaba, Balgat, Güvercinlik, Tahar, Etimesut, Öakırlar çiftliklerinden vücud bulmuş Orman Çiftliği

-Yalova’da Millet ve Baltacı Çiftlikleri

-Silifke’de Tekir ve Şövalye Çiftlikleri

-Dörtyol’da Portakal Bahçesi ile Karabasan Çiftliği

-Tarsus’da Piloğlu Çiftliği

1. BUNLARDA MEVCUT ARAZİ

A. 582 dönüm çeşitli meyve bahçeleri

B. 700 Dönüm fidanlıklar. (Buralarda meyveli meyvesiz ve muhtelif yaşlarda ve çeşitlerde 650 bin fidan vardır.

C. 400 dönüm Amerikan Asma Fidanlığı: ( Burada 560 Kök bağ çubuğu vardır.

D. 220 Dönüm Bağ ( Burada 88.000 adet bağ omcası vardır.

E. 375 dönüm çeşitli sebze yetiştirmeye elverişli bahçe

F. 220 Dönüm 6.600 ağaçlı zeytinlik

G. 17 dönüm 1654 ağaçlı portakallık

İ. 15 dönüm kuşkonmazlık

K. 100 dönüm park ve bahçe

L. 2.650 dönüm çayır ve yoncalık

M. 1.450 dönüm yeni tesis edilmiş orman

N. 148.000 dönüm kabili ziraat arazi ve meralar

154.729 dönüm arazi

2. BİNA VE TESİSAT

A. 45 Adet büyük ve küçük idare binası ve ikametgâh. Bütün mefruşat ve demirbaşları ile birlikte

B. 7 adet 15 bin baş koyunluk ağıl

C. 6 adet Aydos ve Toros yaylalarında tesis edilen mantralar

D. 8 Adet at ve sığırlara mahsus ahır

E. 7 adet Umumi ambar

F. 4 adet samanlık ve otluk

H. 6 adet hangar ve sundurma

İ. 4 Adet lokanta, gazinon ve eğlence yerleri, lunapark

K. 2 adet çeşitli imalat yapan fırın

L. 2 adet çiçek ve tez….   Nebati yetiştirmeye mahsus sera

51 yekûn bina

3. FABRİKA VE İMALATHANELER

A. Bira Fabrikası: Senede 7.000 hektolitre çeşitli bira yapacak kabiliyette, bütün müştemilatı ile ve bütün işletme levazım ve mütedavil kıymetleri ile beraber

B. Malt Fabrikası: Senede 7 bin hektolitre biraya kâfi gelebilecek miktarda malt imaline kabiliyetli, bütün müştemilatı ve işletme levazımı ile beraber

C. Buz fabrikası: Günde 4 ton buz yapma kabiliyetinde. Bütün müştemilatı ve işletme levazımatı ile beraber

D. Soda ve Gazoz Fabrikası: Günde 3 bin şişe soda ve gazoz yapma kabiliyetinde. Bütün müştemilatı ve tedavil kıymetleri ile beraber

E. Deri fabrikası: Senede 14.000 çeşitli deri imaline elverişli. Bütün müştemilatı ve tedavil kıymetleri ile beraber.

F. Ziraat Aletleri ve Demir Fabrikası

H. Biri Ankara’da diğeri Yalova’da olmak üzere 2 … Süt Fabrikası. Her ikisi günde ayrı ayrı 15.000 litre pastörüze süt ve 1.000 kilo tereyağı işleme kabiliyetindedir. Bunların bütün müştemilatı ve işletme levazımı ve tedavil kıymetleri ile beraber.

İ. Biri Ankara’da diğeri Yalova’da 2 Yoğurt İmalathanesi

K. Şarap İmalathanesi: Yılda 80.000 litre şarap imaline elverişli. Bütün müştemilat ve tedavil kıymetleri ile beraber.

L. 2 Taşlı, Elektrikle İşler 1 Değirmen: Bütün müştemilatı ve tedavil kıymetleri ile beraber.

M. İstanbul’da bulunan bir Çeltik Fabrikasının yüzde 40 hissesi

N. Biri Orman Çiftliğinin, biri Tekir Çiftliğinin olmak üzere her biri 15.000’er kilo kaşar, 1.000 teneke beyaz peynir, 600 teneke tuzlu yağ yapmaya elverişli iki imalathane. Bütün işletme ve levazımı ile beraber.

4. UMUMİ TESİSAT

A. Biri Ankara’da diğeri Yalova’da 2 tavuk çiftliği

B. Yalova’daki Çiftliklerde 2 hususi iskele ve liman tesisatı

C. Üçü Ankara’da İkisi İstanbul’da 5 Satış Mağazasının bütün tesisat ve demirbaşları.

D. Orman Çiftliğinde; Umumi Sulama Tesisatı, Kanalizasyon, Telefon Tesisatı, Elektrik tesisatı, Küçük Beton Köprüler, Hususi Yollar, İçme Su tevziat Şebekesi.

Yalova Çiftliklerinde: Hususi Su Tesisatı, telefon tesisatı, Elektrik Tesisatı, Küçük Beton Köprüler ve Yollar.

Tekir Çiftliğinde: Hususi Sulama Tesisatı, Beton Köprüler

E. Orman Çiftliğinde Kurulu çiftlik Müzesi ve Ufak Mikyasta hayvanat bahçesi tesisatı. Bunların işletme levazım ve bütün demirbaşları.

5. CANLI UMUMİ DEMİRBAŞLAR

A. 13.100 baş koyun. (Kıvırcık, Merinos, karagül, Karaman ırkları ile bunların melezleri)

B. 443 baş sığır. (Simental, Hollanda, Kırım, jersey, Görensey, Halep, Yerli ırkları ile bunların melezleri ve yeni üretilen Orman ve Tekir cinsleri)

C.) 69 baş İngiliz, Arap, Macar, yerli ve bunların melezleri koşum ve binek atları.

58 çoban merkebi.

D. 2.450 baş tavuk. (Legorn, Rodeylant ve yerli ırkları)”

  • ATATÜRK’ÜN ÇİFTLİKLER HAKKINDA VASİYETİ

Atatürk’ün bağış mektubun başında, çiftlikleri kurmaktaki asıl amacını anlatmakta, devletin de aynı yolu izlemesini vasiyet etmektedir.

 “Malum olduğu üzere, ziraat ve zirai iktisat sahasında fenni ve ameli tecrübeler yapmak maksadı ile muhtelif zamanlarda memleketin muhtelif mıntıkalarında müteaddit çiftlikler tesis etmiştim.

On üç sene devam eden çetin çalışmaları esnasında faaliyetlerini; bulundukları iklimin yetiştirdiği her çeşit mahsulattan başka her nevi ziraat sanatlarına da teşmil eden bu müesseseler, ilk senelerden başlayan bütün kazançlarını inkişaflarına sarf ederek büyük küçük müteaddit fabrika ve imalathaneler tesis etmişler, bütün ziraat makine ve aletlerini yerinde ve faydalı şekilde kullanarak bunların hepsini tamir ve mühim bir kısmını yeniden imal edecek tesisat vücuda getirmişler, yerli ve yabancı birçok ırkları üzerinde çift ve mahsul bakımından yaptıkları tetkikler neticesinde bunların muhite en elverişli ve verimli olanlarını tesbit etmişler, kooperatif teşkili sureti ile veya aynı mahiyette başka suretlerle civar köylerle beraber faydalı şekilde çalışmışlar, bir taraftan da iç ve dış piyasalarda daimi ve sıkı temasta bulunmak sureti ile faaliyetlerini ve istihsallerini bunların isteklerine uydurmuşlar ve bugün her bakımdan verimli, olgun ve çok kıymetli birer varlık haline gelmişlerdir.

Çiftliklerin, yerine göre, araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikârla fiyli ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır.

Bünyelerini metanetini ve muvaffakiyetlerinin temelini teşkil eden geniş çalışma ve ticari esaslar dahilinde idare edildikleri ve memleketin diğer mıntıkalarında da mümessilleri tesis edildiği taktirde tecrübelerini müsbet iş sahasından alan müesseselerin, ziraat usullerini düzeltme, istihsalatı artırma ve köyleri kalkındırma yolunda devletçe alınan ve alınacak olan tedbirlerin hüsnü intihap ve inkişafına çok müsait birer amil ve mesnet olacaklarına kani bulunuyorum ve bu kanatla tasarrufum altındaki bu çiftlikleri, bütün tesisat ve demirbaşları ile beraber hazineye hediye ediyorum.

Çiftliklerin arazisi ile tesisat ve demirbaşlarını nücmel olarak gösteren bir liste ilişiktedir.

Muktazi kanuni muamelenin yapılmasını dilerim.”

  •  ATATÜRK’ÜN BAĞIŞINDA SIRALADIĞI AMAÇLAR

Atatürk’ün mektubunu ve çiftlikleri ile inşa ettiklerini incelediğimizde şunları görüyoruz;

1. Atatürk Çiftlikleri ülkenin sadece bir yerinde, bir bölgesinde değil, “muhtelif mıntıkalarında” inşa ettirmiştir.  Çiftlikleri ülke tarımına, köylüye devrim yaptıracak ocaklar olarak planladığını,  Çiftlikleri farlı yerlere bilerek ve isteyerek serpiştirdiğini görüyoruz.

2. Bu tarımsal karargâhlar için 13 yılı bulan çetin bir inşa süresi yaşanmıştır.

Toprağın ıslahı, çiftliklerin inşası boyunca sürmüştür. Çiftlik arazisi olarak seçilen yerler, arazisi zor, büyük ölçüde bataklık, hatta uzmanların “Paşam burası uygun değil” diye vazgeçirmeye, verimli arazilere yönlendirmeye çalıştığı yerlerdir. Atatürk, o günün koşullarında boş duran geniş verimli araziler varken buraları seçmekle, hem her türlü arazinin ıslah edilerek tarıma uygun hale getirilebileceğini, insan iradesinin her zorluğu aşabileceğini göstermiş, hem de yerleşim yerlerinin kıyısındaki toprakları mümbit sahalar haline getirmiştir.

3. Tarımda tutuculuğun kırılmasına önderlik etmiş, Çiftlikleri tarım alanında bilimsel ve uygulamalı sahalar olarak değerlendirmiş, bu amacını da “ziraat ve zirai iktisat sahasında fenni ve ameli tecrübeleri” amaçladığını söyleyerek belirtmiştir.

Yerli ve yabancı birçok ırk üzerinde çift ve mahsul bakımından incelemeler yapılmış, bunlardan bölgemize en uygun olanları saptanmıştır. İklime uygun mahsuller (bitki, hayvan) tespit edilmekle kalınmamış, geliştirilmeleri için “fenni ve ameli” çabalar gösterilmiştir.

4. Her çeşit “ziraat sanatlarına da teşmil eden bu müesseseler, ilk senelerden başlayan bütün kazançlarını inkişaflarına” (gelişmelerine) kullanmış. Yaratılan tesis ve üretim alanları başka bir yerden destek almamış, böylece“büyük küçük müteaddit (birçok) fabrika ve imalathaneler” kurulmuştur.

Çiftlikler kendi yağıyla kavrulmuş, ilk yıllardaki kazançların tümü yatırımda, çiftliklerin daha da gelişmesinde kullanılmıştır.

5. “Bütün ziraat makine ve aletleri yerinde ve faydalı şekilde”kullanılmış, bunların “hepsini tamir ve mühim bir kısmını yeniden imal edecek tesisat vücuda” getirilmiştir.

6. Atatürk,Tekir Çiftliği çevresindeki köylülerle birlikte kurduğu ilk Tarım Kredi Kooperatifi ile bugün 17 Bölge Birliğine, 1.625 kooperatife, 188 hizmet bürosuna, 7.244 personelin çalıştığı, 1 milyon 100 bin çiftçinin örgütlendiği devasa bir Birlik’in temeli atılmıştır.

Atatürk’ün böyle bir köylü örgütlenmesi amaçladığını, 1936 yılında Ekonomi Bakanı Celal Bayar’a gönderdiği telgraftaki sözlerinden de anlıyoruz.  “Tarım Kredi Kooperatiflerinin ilki olan Tekir Kooperatifi muamelesinin bittiğini, sevinerek öğrendim… Tarım Kredi Kooperatiflerinin az zamanda bütün yurdu kaplamasını, başarıcı gayretlerinizden bekliyoruz. Gözlerinizden öperim.”

7. Çiftlikler, ağanın marabası, şeyhin müridi olan köylünün bilincinde devrimler yaratmıştır. Tarladaki ürünün, otlaktaki malın-davarın verimini artırmanın kendi elinde olduğunu görmekle kalmıyor, bizzat kendisinin kurduğu kooperatiflerle, bölüşüm ilişkilerine müdahale edebileceğini de görüyordu.

8. Atatürk Orman Çiftliği, tarımın modernleşmesi ve köylünün eğitilmesi amacıyla 1.000 köylünün katıldığı Köylü Kongresi düzenlemiştir.

Çiftliklerin köylünün bilincinde yarattığı devrim, daha da ileri bir noktaya ulaştırılıyordu.

Köylü, öğrendiği bilimsel tarım ile kooperatiflerde örgütlenerek bölüşüm ilişkilerine müdahale edebilme gücü sınırlı bırakılmıyor, gerçek anlamda milletin efendisi olacağı sürecin kapıları açılıyordu. 1.000 köylü ile yapılan Köylü Kongresi, köylünün kaderini eline almasını, ülkenin bütün köylüleri, hatta ülkenin geleceği hakkında söz söyleyebileceğini gösteriyor, buna hakkı olduğunu öğretiyordu. Osmanlı’nın, Düyun-u Umumiye’nin, Reji İdaresi’nin ve işgallerin yerlerde süründürdüğü köylü, Atatürk sayesinde gerçek manada ayağa kalkıyordu.

9.Çiftlikler, çevre köylülerin daha bilinçli tarım, daha verimli üretim yapabilmelerini amaçlamış, geliştirilen elverişli ürünlerden ya da ırklarından yararlanmaları sağlanmıştır.

10. Çiftlikler, bir yandan çevre köylerin örgütlenerek yerel koşullara uygun verimli üretim yapabilmelerine yardımcı olurken, bir yandan da “iç ve dış piyasalarda daimi ve sıkı temasta bulunmak sureti ile faaliyetlerini ve istihsallerini (üretimlerini) bunların isteklerine uydurmuşlardır.”

11. Böylece Çiftlikler, “bugün her bakımdan verimli, olgun ve çok kıymetli birer varlık haline gelmişlerdir.”

12. Yerine göre, araziyi ıslah ve tanzim etmişlerdir.

13. Yerine göre çevrelerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler inşa etmişlerdir.

14. Çiftliklerin, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde vurgunculukla fiili ve başarılı mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır.”

15. Çiftlikler, uygun iş sahalarında büyük tecrübeler kazanmışlardır.

16. Çiftlikler eğer amaçları, azimleri ve başarılarının temelini oluşturan geniş çalışma ve ticari esaslar dâhilinde yönetilirse ve memleketin diğer bölgelerinde de şubeleri-benzerleri kurulursa, sağladığı tecrübelerle,

ziraat usullerini düzeltmeüretimi artırma ve köyleri kalkındırma yolunda devletçe alınan ve alınacak olan tedbirleri güçlendirecek; bu tedbirlerin devletin tarımsal amaçlarına çok müsait birer benzerlik ve dayanak olacaklarına “inanıyorum”.

17. Ve bu kanatla tasarrufum altındaki bu çiftlikleri, bütün tesisat ve demirbaşları ile beraber hazineye hediye ediyorum.”

İşte çiftliklerin gerçek amacı budur. Bu amaçla da ülke tarımına büyük yararları olmuştur, olmaktadır.

h. ÇİFTLİKLERİN BÜYÜK MİRASI

Osmanlı devletinden devralınan, sömürgecilerin köylü katliamlarıyla gerçekleştirdikleri vergi talanı, borç batağında boğulmuş bir ülke, açlıktan, salgınlardan kırılan, karasabanı bile olmayan bir köylülük ve işgal altındaki topraklardı. Kurtuluş savaşı ile kazanılan, işgalcilerin sökülüp atıldığı bu topraklarda, yeni bir savaş başlıyordu şimdi. Yok denecek bir ekonomiyi inşa etmek, kendine yeten bir tarım ülkesi yaratmak, yerlerde sürünen köylüyü efendi yapmak, sanayide dünyanın önde gelen ülkelerine yetişmek…

Cumhuriyet Hükümetleri, Atatürk’ün önderliğinde bu zor savaşa girişirken, Atatürk ayrıca bizzat kendi olanaklarıyla paralel bir mecrada büyük bir atılım gerçekleştiriyordu. Çiftliklerde yaratılan atılım destansı idi.

Topraklarımıza uygun ve iyi cins büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı, kümes hayvancılığı, at, eşek yetiştiriciliği ile sütçülük ve süt, yoğurt, peynir, yağ, kefir, gibi süt ürünlerinin modern tesislerde işlenmesi, arıcılıkla, üzüm bağları ile, şarap ve bira üretimleri ile, sebze tarımı ile, buğday, arpa, nohut, fasulye, mercimek gibi tarla tarımı ile, şarap ve bira üretimleri ile, hem işgücü yaratmış, hem ürün türlerinin çoğalması sağlanmış hem köylüye modern tarımı öğretmiş hem de bölge ve ülke kalkınmasında büyük yararlar sağlamıştı.

Çiftlikler, köylünün karasabandan kurtulmasını sağlamış, atölyelerinde ürettiği tarım aletleri ile, pullukları ile, traktörler ile üretimde büyük ilerlemeler sağlamıştır.

Çiftlikler, köylünün örgütlenmeye başlamasını sağlamış, bugün Anadolu’daki binlerce köylü örgütünün, tarımsal birlik ve kooperatiflerin doğmasını sağlamıştır.

Çiftlikler, bugün TİGEM olarak bilinen Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki modern tarım işletmelerinin doğmasına yol açmıştır.

Çiftlikler, köylünün kalkınmasında, tarımın modernleşmesinde tarihi bir rol oynayan tarım alet ve makineleri üreten, gezici tamir timleri ile köylünün arızalı alet ve makinelerine bakım yapan, traktörler imal eden Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun tohumlarının atıldığı yerdir. 12’Eylül’ün Amerikancı darbesi sonrasında iktidara gelenler, kurumun bütün şubelerini, hatta merkezini dahi tasfiye etmiş, yok etmişlerdir.

Çiftlikler, özelleştirmeci hükümetlerin 1980 darbesinden sonra kamuya ait bütün fabrikalarını sattığı, ya da kapatarak yok ettiği yem fabrikalarının da doğduğu yerlerdir.

Çiftlikler, Anadolu’yu ağ gibi saran, köylüyü destekleyen, tüketicinin ucuz ve sağlıklı ürünlere ulaşabilmesini sağlayan Süt Endüstrisi Kurumunun da doğduğu yerdir. 12 Eylül darbesi sonrasındaki hükümetler, devlete ait bu kurumun da bütün fabrikalarını, işletmelerini, süt toplama merkezlerini satmış ya da kapatarak tasfiye etmiş, hatta isim hakkını bile satmışlardır.

Çiftlikler, büyük kısmı kapatılan, SEK, yem fabrikaları ve daha nice kurum gibi tümüyle yok edilmekten kıl payı kurtulan Et ve Balık Kurumları’nın da doğduğu yerdir.

Çiftlikler, bugün Orman Bakanlığı’nın işlettiği fidanlıkların, köreltilen çiçekçiliğin, bugünlerde taşeron kömür tüccarları için sahaları yok edilmek istenen zeytinciliğimizin de önem kazandığı yerlerdir.

Köylüye gübrenin önemini, hayvansal gübrenin dışında daha çok verim alınan gübrelerin olduğunu öğreten, daha sonra köylünün gübre ihtiyacını sağlayan kamusal gübre fabrikalarının kurulmasına yol açan yerlerdir. Özelleştirmeciler, diğer işletmeleri gibi devletin gübre fabrikalarını da tamamını sattılar son 40 yılda.

Çiftlikler, deri sanayimizin gelişmesinde büyük önemi olan yerlerdir.

Çiftlikler, yabancıların elindeki şarap ve bira fabrikalarımızın millileştirilmesinden sonra, kendi üzümümüzle bizim kurduğumuz fabrikalarda şarap ve bira üretilmesini sağlayan sürecin doğduğu yerlerdir. Bugünün özelleştirmeci hükümetleri, millileştirdiğimiz ve sonradan bizim inşa ettiğimiz bu milli tesislerin tamamını, yeniden yabancılara ikram etmişlerdir.

Çiftlikler, milli soda ve gazoz sanayimizin, milli meyve suyu tesislerimizin doğduğu ya da gelişmesini sağladığı yerlerdir.

Çiftlikler, Atatürk Orman Çiftliği’nin satış mağazaları, Tekir Tarım Kredi Kooperatifi’nin mağazası, köylünün ürününü tüketiciye aracısız sunabilmesinin yolunu açmış, tefecilerin, aracıların sömürüsünden kurtarmış, yaygın satış mağazaları ile tüketicinin sağlıklı ve ucuz ürünlere ulaşabildiği GİMA, TANSAŞ, Sümer, KÖYTEKS mağazalarının esin kaynağı olmuştu.

KAYNAKLAR

-“Atatürk’ün Diktiği Ağaçlar” / Nazmi Kal / Salmar Basım Yayıncılık

-Atatürk’ün Millileştirmeleri ve Devletleştirmeleri Günümüzde Özelleştirmeler – Yıldırım Koç – Yol-İş / Tekgıda-İş / Tes-İş / Orman-İş Ortak Yayını No: 23

-Atatürk, Ekonomi ve Milliyetçilik – Cazim Gürbüz – Nergiz Yayınları

-“İşte, Atatürk’ün sahip olduğu çiftliklerin listesi ve bu çiftlikleri Hazine’ye bağışlamasının belgesi” / Murat Bardakçı / habertürk.com/ 25.08.2019

-“Atatürk Çiftlikleri ve Bunların Hazineye Devri” / Yaşar Semiz / Doç. Dr. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi / Türkiyat Araştırmaları Dergisi / Sayı 155

-Türk Kooperatifçilik Cemiyeti Yayını Karınca / Sayı 37

-Atatürk Orman Çiftliği’nin internet sitesi: https://www.aoc.gov.tr/Portal/KategoriIcerik/tarihce/49

-1856’dan 2006’ya Demiryollarının 150 Yılı – Dr Fethullah Akın / Filiz Sultanoğlu – Demiryol-İş Yayınları

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir