CUMHURİYETİN DEVLETÇİ-HALKÇI EKONOMİSİ NASIL TASFİYE EDİLDİ?

ÖZELLEŞTİRMENİN 36 YILI

I -) HÜKÜMETLERİN VE PARTİLERİN ŞAŞIRTICI BENZERLİĞİ

1980 sonrasında kurulan ve parlamentoda milletvekilleriyle de bulunan partilerin hemen hepsi, 1980 öncesinde hükümetlerde de görev yapmış olan çeşitli partilerin devamıdırlar.

ANAP’ın kurucu Genel Başkanı Özal, hem Adalet Partisi iktidarının ekonomi kurmaylarından biri idi, ayrıca da, Demokrat Parti’nin, “Mendereslerin devamı olduklarını” söyler.

Demokrat Parti geleneğinden gelen Doğru Yol Partisi yöneticileri, 1980 darbesi ile kapatılan “Adalet Partisi’nin yerine kurulduklarını” ilan ettiler.

Yine 1980 sonrası hükümetlerde ortaklıkları olan DSP, CHP ve SHP, 1980 öncesi iktidar süreçlerinde bulunmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin devamı idiler.

1980 sonrasında DSP-MHP-ANAP hükümetinde bulunan Milliyetçi Hareket Partisi ve milletvekilleriyle daha çok da AK Parti iktidarının uygulamalarına destek veren Büyük Birlik Partisi, 1980 öncesinde Milliyetçi Cephe hükümetlerinde görev alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin devamı idiler.

Bu partilerin tamamı, aralarında derece farkı olmasına rağmen 1980 öncesi büyük ölçüde devletçi idiler. 1980 sonrasında satılan ya da kapatılarak yok edilen kamu kurumlarının ve devlet işletmelerinin bir kısmının imarını gerçekleştirmiş ve iktidar ortaklıkları dönemlerinde bütün bu kurumların işletilmesini, devlet ve halk yararına işletilmesini sağlayan konumlarda olmuşlardı.

Oysa 1980 öncesindeki partilerin devamı olduklarını söyleyen yeni partiler ise, neredeyse tüm uğraşıları devlet işletmelerinin, kamu kurumlarının satmış, kapatarak yok edilmişlerdir. Muhalefette oldukları dönemlerde de iktidar partilerinin kamu kurumlarına ve devletçiliğe düşmanca uygulamalarına karşı çıkmamış, kısmen sessiz kalarak, kısmen de açık tezahüratlarla desteklemişlerdir.

1980’de ne oldu da, bu tarihin iki yakasındaki partilerin biri yapıcı iken, “devamı” olduğunu söyleyen yıkıcı olmuştu?

Bunun yanıtını, 1980 sonrasındaki partilerin programlarına göz attığımızda görüyoruz.

Önce şaşırtıcı benzerlikleri görelim. Sonra da birlikte değerlendiririz.

Parti programlarını ve diğer temel belgelerini esas aldık. Devletin ekonomideki rolünün ne olması gerektiğini sorguladık. Özelleştirmeler hakkındaki görüşlerine baktık.

Seçimlerde aldıkları oy sıralamasına göre partilerin görüşleri şöyle.

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ (AKP-AK Parti)

Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin Parti programında konumuzla ilgili görüşleri şöyledir;

‘‘Devlet temel fonksiyonları olan iç ve dış güvenlik, adalet, temel eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetleri dışında kalan tüm hizmet alanlarından icracı sıfatıyla çekilmeli,

Ülkemizde merkezi idarenin üstlenmiş olduğu birçok hizmet alanı, mahallindeki kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlere ve mümkün olanlar da özel sektöre devredilecektir. Zorunlu olan haller dışında kamu kuruluşlarının bölge yönetimleri kaldırılacak’’

‘‘Devletin rolü; Adaleti tesis etmek, İç ve dış güvenliği sağlamak.’’1

2002 yılında İlan ettikleri Acil Eylem Planı’nda özelleştirmelerle ilgili amaçlarını şöyle ifade etmektedir;

‘‘Hızlı… bir özelleştirme gerçekleştirecektir.’’ 2

CUMHURİYET HALK PARTİSİ (CHP)

Cumhuriyet Halk Partisi, Parti Programında, DSP-MHP-ANAP Hükümetinin Bakanlar Kurulu kararı haline getirdiği, Meclisten geçirmenin ise AKP’ye nasip olduğu İkiz İhanet Sözleşmelerini hayata geçirmeyi, merkezi üniter devlet yapısını değiştirmeyi, yetkisi ve olanakları güçlendirilmiş mahalli yapılandırmaları amaçladığını belirtmektedir. “CHP 2011 Seçim Bildirgesi” şöyle diyor;

‘’Medeni ve siyasi haklar ile ekonomik, sosyal ve kültürel hakları bir bütünlük içinde değerlendirecek ve hepsine eşit oranda saygıyı temin’’edilecek.3

‘’Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekinceleri kaldıracak, yerel yönetimler reformu yapacağız’.

Yerel yönetimleri, üniter devlet içinde daha güçlü idari ve mali yapıya kavuşturacağız, mali yönden merkeze bağımlılıktan büyük ölçüde kurtararak, öz kaynağa dayanan yeni bir mali yapı oluşturacağız, gelirlerini artıracağız’’4

Cumhuriyet Halk Partisi’nin devletçilik ve devletin ekonomideki rolü hakkında düşündükleri ise şöyle;

‘‘Kamu kaynakları, verimsiz kamu işletmelerinin… tahribatından kurtarılmalıdır…Kamu, özelleştirme ya da sosyalleştirme yapabilmesini olanaklı kılan bir konuma sahip olmalıdır.’’ 5

CHP, ekonomide kuralları koyan, denetleyen, büyümeyi kolaylaştıran ancak ekonominin günlük işleyişine müdahale etmeyen bir devlet anlayışını benimsemektedir.’6

Özelleştirme ihalelerinin öncesindeki ve sonrasındaki uygulamaları birlikte değerlendiren bir yaklaşımla tüm özelleştirme işlemlerini şeffaflaştıracağız’7

*

Ekonomiye müdahale etmeyen bir devlet, devletin varlıklarının satıldığı bir ekonomi ve eyalet sisteminde emperyalist plana bağlılık. Temel hatlarıyla AKP’ye ne kadar da benziyor değil mi?

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP)

AKP ve CHP’yi gördük. Benzerliklerine de tanık olduk. Şimdi de MHP’ye bakalım;

‘‘Devletin asıl fonksiyonlarına kavuşturulması esas olduğundan,nihai aşamada özelleştirme veya tasfiye yolu ile Devletin KİT sisteminin dışına çıkması sağlanacaktır’’ 8

Kamunun ekonomideki rolünün yol gösterici, düzenleyici ve denetleyici faaliyetler ile sınırlandırılarak; özel sektör dinamizminin ve teşebbüs gücünün desteklendiği istikrarlı, çevreye duyarlı ve istihdam dostu bir büyümenin gerçekleştirilmesi, ekonomi politikamızın esasını oluşturmaktadır’.9

‘‘Özelleştirme ile devletin ekonomiye doğrudan müdahalesinin sınırlandırılması… amaçlanmaktadır.’’ 10

‘‘Kamu sektörünün doğrudan hizmet sunumundaki rolü azaltılarak düzenleme ve denetleme görevi daha iyi şekilde yürütmesi sağlanacaktır’. ‘Devletin ekonomiye doğrudan müdahalesini’ sınırlandırılacak.’’11

KİT’leri tek bir portföyde toplayarak, daha az müdahaleci, daha çok piyasacı bir KİT politikasının emrine verilecek.”

‘‘Kamunun elinde bulundurduğu sosyal tesis, lojman ile kamu arsa ve arazileri; gelir sağlama, harcamaların kısılması… ve taşınmazların ekonomiye yeniden kazandırılmaları sağlanacaktır.’’ 12

*

Taşınmazlarına varıncaya kadar devletin ekonomik varlıklarını satmak, kalanları da bir çuvala doldurmak.

Tıpkı AKP’nin Varlık Fonu…

Amaçlar ve amaca giden niyetler nasıl da benziyor.

Birisi oturmuş, AKP, CHP ve MHP yöneticilerini almış karşısına ve ne yapmaları gerektiğini programlarına dikte ederek yazdırmış adeta.

DOĞRU YOL PARTİSİ (DYP)

Gelelim 1980 öncesinde çok sayıda kamu kurumunun ve devlet eliyle açılan ağır sanayi işletmelerinde imzası “Barajlar kralı” diye bilinen Süleyman Demirel’in, 1980 sonrasındaki haline.

Doğru Yol Partisi Programından birkaç satır;

‘‘Devlet asli görevleri olan Adalet, Barış, İç Ve Dış Güvenlik, Dış İlişkiler ve Eğitim alanına çekilecek, piyasanın işlediği her yerde devreden çıkacaktır.

Merkezi idarenin gücü, yerel yönetimlere, merkezin taşra teşkilatına, özel sektöre, kamu nitelikli meslek kuruluşlarına, özerk kurumlara ve sivil örgütlere dağıtılacaktır. Jandarma, Kır Polisi olarak yeniden tanzim edilecektir.’’ 13

Ne düşündünüz? Bir yerlerden tanıdık geldi mi bu niyetler?

Devam edelim.

‘‘Devlet ekonomik girişimciliği terk edecek, işletmeci olmaktan çıkacak…’’ 14

‘‘Özelleştirme faaliyetlerinde satış gelirlerinin yüksekliği hedef alınmayacak… Özelleştirme programı aksatılmadan ve takvimi daraltılarak uygulanacaktır. Yabancı sermayenin özelleştirme uygulamalarına katılımını sağlayacak özendirici düzenlemeler yapılacaktır.15

*

Takvimi daraltılarak, yani hızla, yabancı sermayeye de verilebilecek şekilde “satış gelirlerinin yüksekliği amaçlanmadan, ucuz ucuz satılacak güzelim devlet işletmeleri.

ANAVATAN PARTİSİ (ANAP)

Gelelim özelleştirmenin pirinin, kalemini gözümüze sokan adamın programına;

‘‘Devletin başlıca rolü istikrarın teminidir. Bu maksatla yurt içinde emniyet ve güvenin sağlanması, yurdun savunması, yurt dışında memleketin ve vatandaşların haklarının korunması, adaletin en iyi şekilde tevzii devletin asli görevidir.

Devlet, sanayi ve ticarete ana prensip olarak girmemelidir.’’ 16

‘‘Sanayi ve ticarette devletin esas rolü tanzim ve teşvik edici olmasıdır.’’17

*

Devletin görevlerini emniyet, savunma, adalet ile sınırlayan ANAP, diğer bütün alanlardan devletin tasfiye edilmesi için çaba yürüttü, sonraki bütün iktidarlara yol göstericisi oldu.

Özelleştirmenin piri, 12 Eylül darbesinin amaçlarından biri olan 24 Ocak kararlarının mimarı ve bütün özelleştirmeci iktidarların yolundan gittikleri Özal’ı ve partisi ANAP’ı en başta yazmak lazımdı.

Ancak buraya kadar bekletmemizdeki amaç, diğer partilerin ANAP’a ne kadar da benzediklerini bizzat kendi ifadeleri ile görmekti.

Sanırım gördüklerimiz yeterli olmuştur.

DEMOKRATİK SOL PARTİ (DSP)

DSP, hükümeti sırasındaki uygulamalarını Sessiz Devrim’ adlı kitapta topladı.

Kemal Derviş yasaları olarak bilinen ve Derviş’in Amerika’dan yaptığı tehdit üzerine 15 güne sığdırılan kanunlar, Cumhuriyetin kamu ekonomisini tasfiyeyi amaçlıyordu. DSP ve Ecevit, bu saldırıyı ‘Sessiz Devrim’ olarak niteliyor. “Milli ihtiyaçlar için, milli güçler” tarafından yapılmış olarak sunuluyor, Derviş yasaları ballandırılarak anlatılıyor.

Ecevit’in başında bulunduğu DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde, aşağıda, özelleştirmeler bölümünde göreceğiniz gibi, Cumhuriyetin kamu ekonomisine ve devletçiliğine AKP iktidarından sonraki ikinci büyük darbe vuruldu.

Hükümet, “KKTC’den Türk Ordusu’nu çıkarın” baskılarına direndiği, Irak’ın ABD tarafından işgaline ortak olmadığı için Kemal Derviş’in önderliğindeki ABD operasyonu ile düşürüldü.

Sessiz Devrim kitabı dağıtılmaktadır hala.

SOSYAL DEMOKRAT HALK PARTİSİ (SHP)

Sosyal Demokrat programların esasen Atatürk’ün yaptıklarını ortadan kaldırmak ve Atatürk’ün devletçilik ve kamuculuk programını tasfiye etmek olduğunu, bu Partinin programına bakınca da görmek mümkün oluyor.

‘‘Merkezi yönetimin görevleri ulusal güvenlik, ulusal kalkınma, adalet, sosyal güvenliğin sağlanması, eğitim ve sağlık hizmetlerinde fırsat eşitliği yaratılmasıdır. Bunların dışındaki tüm hizmetler, yerel ortak gereksinme niteliğindedir ve yerel yönetimlerce üstlenilecektir.’’18

‘‘SHP piyasa ekonomisini ve üretim araçları üzerinde özel mülkiyeti, … savunur’’19

‘‘SHP için özelleştirme, kamu iktisadi kuruluşlarında ekonomiye katkının, verimliliğin arttırılmasının ve katma değer yaratılmasının bir aracıdır.

Yabancı sermayenin de, sabit sermaye yatırımlarına girmesini sağlayacak politikalar geliştirilecektir. Küreselleşme önümüzde bir gerçek olarak durmaktadır.’’ 20

*

Zaman zaman Atatürk’ten Cumhuriyetin kurucularından söz eden, Cumhuriyet Halk Partisi’ni “kökleri” olduğunu söyleyen partinin, tıplı kardeş partileri olan CHP ve DSP gibi, esasında ANAP ile AKP ile aynı amaçları güttüğünü, kendi programından, kendi amacından görmüş olduk.

“Küreselleşme önümüzdeki gerçektir” diyor SHP programı. Küreselleşmeye, emperyalizme teslim olduklarını itiraf ediyor.

SAADET PARTİSİ VE REFAH PARTİSİ (RP VE SP)

‘Milli’ kelimesi ile bağımsızlığı ve halkçı ekonomiyi kastettiği sanılan, üyelerinin de böyle sandığı partinin amacına bakalım. Kendi programından okuyalım. Üniter devlet, devletin ekonomideki rolü, ve kamu kurumları için şunları amaçlıyor;

‘‘Saadet Partisi, Türkiye’nin artık merkeziyetçi, …bir idari yapı ile yönetilemeyeceğine inanmaktadır.’’21

‘’Savunma, dış politika, adalet, iç güvenlik, vergi ve hizmetlerin koordinasyonu gibi genel ve zorunlu hizmetlerin dışında kalan merkezî idare görevleri, belli bir programla, illere ve mahallî idarelere devredilecektir”Belli hizmetler için, sınırlı sayıda üst seviyede idareci dışında, illerde çalışan kamu görevlileri, sözleşmeli olarak ve mahallinde çalışmak üzere istihdam edilecektir.’’22

Devletin ekonomide ticari ve üretici faaliyetleri yerine, asli fonksiyonları olan adalet, güvenlik ve altyapı hizmetlerini etkili bir şekilde yerine getirmesi ve bu sektörlerle ilgili yatırımlara zaman ve kaynak sağlaması amacıyla, özelleştirme faaliyetlerine hızla devam edilecektir.’’23

‘‘Özelleştirme… kararlılık içinde gerçekleştirilecektir. Özelleştirme kapsamına alınan ve özelleştirme portföyünde bulunan kuruluşların en kısa sürede özelleştirilmesi sağlanacaktır.’’24

*

Emperyalizmin planı, Erbakan’ın partisine de aynı cümlelerle girmiş; Ulusal devlet tasfiye edilecek, mahalli idareler üzerinden eyalet sistemine geçilecek.

AKP iktidarının Kamu Reformu Yasa Tasarısı olarak bilinen üniter devleti dağıtma planını hatırlayanlar, Belli hizmetler için, sınırlı sayıda üst seviyede idareci dışında, illerde çalışan kamu görevlileri, sözleşmeli olarak ve mahallinde çalışmak üzere istihdam edilecektir” cümlesini de okuyunca, “Saadet Partisi’nin programını acaba AKP’liler mi yazdı, ya da her ikisine de üçüncü biri mi yazdırdı” diye soracaktır haklı olarak. Bu kadar benzerlik tesadüfen olamaz elbette.

Nasıl da benziyorlar diğer partilere, değil mi?

Devletin asli görevleri, adalet, savunma, güvenlik”… Ve arkasından hepsinin ortak amacı; özelleştirme…

Sadece niyetler değil, kelimeler bile aynı;

PARTİLERİN BENZERLİKLERİ

  • Burada gördüğümüz partiler, merkezi yönetimin yetkilerini ve olanaklarını mahalli idarelere dağıtmayı, mahalli idareleri mali bakımdan güçlenmeyi, bölgelerindeki mahalli olanaklar üzerinde tasarruf yetkileri olabilmesini amaçlamaktalar.
  • Kimi partiler bu niyetlerini, Birleşmiş Milletler İkiz Yasalarına, Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartına yaslayacak kadar milli değerlerden uzaklaşmışlardır.
  • Burada gördüğümüz partiler devletin görevlerini güvenlik, adalet ve savunma ile sınırlandırmakta, Cumhuriyet devletinin yapısını ve işlevini değiştirmeyi amaçlamaktalar.
  • Burada gördüğümüz partiler, hem devletin ekonomideki rolünün azaltılmasını, hem de kamunun elindeki varlıkların satılmasını arzuluyorlar.
  • Kamusal ekonomiye öylesine karşılar ki, ucuz pahalı demeden ve hızla satılmasını amaçlamaktalar.
  • Satmayı düşündüklerini yabancıların da alabilmesine olanak sağlayacaklarını özellikle belirtmekteler.
  • Ülkenin ihtiyacı olan ekonomiyi özel sektörün inşa edebileceğini, doğabilecek işsizliği özel sektörün istihdamı ile önleyeceklerini zanneden bir öngörüsüzlük, gerçeklerden kopma ve aymazlık, bu partilerin ortak yönleridir.
  • Parti programlarının esasları olarak kabul edilen devletin ekonomideki rolü, ekonomik işleyiş, devletin yapısı, mahalli idarelerin rolü, yabancı sermayeye karşı yaklaşım öylesine benzemekte ki, adeta birisi bu partilere tek merkezden yazdırmış gibidir.
  • Bu yazıya aktarmamış olmakla birlikte, burada incelediğimiz partilerin eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel alanlarda da özelleştirmeyi savunmaktalar. Bu konularla ilgili hedefleri ve ifadeleri de, ekonomideki diğer temel konularda olduğu gibi birbirlerinin kopyasıdır adeta.
  • “Küreselleşme önümüzdeki gerçek olarak durmaktadır” diyen SHP programı ve Özelleştirme Yasası TBMM’de kabul edildiği gün “Dünyanın son sosyalist devletini yıktık” diyen Çiller, parti programlarındaki ortak amacı ve amacın kime ve neye hizmet ettiğini yeterince özetlemektedir.

II -) ÖZELLEŞTİRME NEDİR?

2019 yılı boyunca Tank Palet’i, sonra da TPAO’yu tartıştık. Ana muhalefet, sendikacılar, Cumhurbaşkanı, sosyal medya, hemen herkes…

“Özelleştirmedir”, “hayır değildir.”

Bu tartışmaları ilk Özal başlattı. Boğaz Köprüsünün işletmesini devretmeye kalkmış, Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp “sattırmam” deyince, gol atmanın pususundaki fırsatçı edasıyla, “mülkiyeti bizim. İşleten de bir yere götürmeyecek ki. Duruyor orada” demiş, alay etmişti aklı sıra. Özelleştirmeyi bilen de pek yoktu nasılsa!

Bu şark kurnazlığı, özelleştirmenin karanlık dehlizlerine sürüklemişti Türkiye’yi.

40 yıla yakın süre geçti, özelleştirmenin her biçimini yaşadık. Ama hala tartışıyoruz; “Özelleştirmedir, hayır değildir”

Önce nelerin özelleştirme olduğunu saptamak için, yasaya, 27 Kasım 1994’de Resmi Gazetede yayınlanan 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’a bakalım.

KANUNDAKİ ÖZELLEŞTİRME

4046 Sayılı yasada “Özelleştirme Yöntemleri, Değer Tespiti, İhale Yöntemleri” başlıklı 18. Madde, özelleştirme çeşitlerini tek tek sıralamaktadır;

Madde 18 – Özelleştirme programına alınan kuruluşların özelleştirilmesine ilişkin olarak özelleştirme yöntemleri, değer tespiti ve ihale usulleri aşağıda belirtilmiştir.

  1. ÖZELLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

Özelleştirme programına alınan kuruluşlar aşağıda belirtilen yöntemlerden birinin veya birkaçının birlikte uygulanması suretiyle özelleştirilir.

a) Satış; Kuruluşların aktiflerindeki mal ve hizmet üretim birimleriyle varlıklarının mülkiyetinin kısmen veya tamamen bedel karşılığı devredilmesi ya da bu kuruluşların hisselerinin tamamının veya bir kısmının kuruluşların içinde bulundukları şartlar da dikkate alınarak yurt içi ve yurt dışında, halka arz, gerçek ve/veya tüzelkişilere blok satış, gecikmeli halka arzı içeren blok satış, çalışanlara satış, borsada normal ve/veya özel emir ile satış, menkul kıymetler yatırım fonları ve/veya menkul kıymetler yatırım ortaklarına satış veya bunların birlikte uygulanması yoluyla bedel karşılığı devredilmesidir.

b) Kiralama; Aktiflerdeki varlıkların kısmen veya tamamen bedel karşılığında ve belli bir süre ile kullanma hakkının verilmesidir.

c) İşletme hakkının verilmesi; Kuruluşların bir bütün olarak veya aktiflerindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin  mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla bedel karşılığında belli süre ve şartlarla işletilmesi hakkının verilmesidir.

d) Mülkiyetin gayrı ayni hakların tesisi; Kuruluşların aktiflerindeki mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıklarının, mülkiyeti ilgili kuruluşa ait olmak kaydıyla, Türk Medeni Kanununda öngörülen şekil ve şartlar dahilinde, malike ait kullanma hakkına ilişkin bazı tasarruflara rıza gösterilmesine veya malikin mülkiyete bağlı haklarını kullanmasından vazgeçmesi sonucunu doğurmasına ilişkin hakların tesisidir.

e) Gelir Ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar; Kuruluşların özellikleri ve yapıları da dikkate alınarak yukarıda belirtilen özelleştirme yöntemleri dışında kalan ve genel hükümler ile özel kanunlarda belirtilen diğer yöntemlerdir.

İşin gereğine göre yukarıda belirtilen özelleştirme yöntemlerinden hangilerinin uygulanacağına Kurulca (Özelleştirme Yüksek Kurulu / M.A) karar verilir.”

ÖYLEYSE,

1 -) a -) Kamunun mal ve hizmet üretimini kısmen veya tamamen satmak

b -) Varlıklarını kısmen veya tamamen satmak

2 -) Hisselerin tamamını veya bir kısmını yurt içi ve yurt dışında,

a -) Halka arz

b -) Gerçek ve/veya tüzelkişilere blok satış

c -) Gecikmeli halka arzı içeren blok satış

d -) Çalışanlara satış

e -) Borsada normal ve/veya özel emir ile satış

f -) Menkul kıymetler yatırım fonları ve/veya menkul kıymetler yatırım ortaklarına satış

g -) Bu yöntemleri birlikte uygulayarak satış

3 -) Varlıkları kısmen veya tamamen belli bir süre ile kullanma hakkını vermek

4 -) Kuruluşun tamamını ya da bir bölümünü belli süre için işletme hakkını vermek (kiralamak)

5 -) Kuruluşun bir bölümünü kullandırmak ya da mülkiyete bağlı haklardan vazgeçmek

6 -) Gelir Ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar,

Özelleştirme demektir.

III-) GİZLİ ÖZELLEŞTİRMELER

Özelleştirme denince Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın, ilan ettiği ihalelerle satılan kurumlarımız akla gelmektedir.

Oysa çok sayıdaki merkez tarafından, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın bilgisine ve onayına gerek duyulmadan yapılan, hem biçim bakımından çok çeşitli, hem de sayı itibariyle kabarık sayıda özelleştirmeler yapılmıştır, yapılmaktadır.

Gizli özelleştirmeler şöyle sıralanabilir;

TMSF İLE ÖZELLEŞTİRME

Tam adı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu…

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kadar yoğun çalışan başka bir özelleştirme merkezi.

TMSF, 22.07.1983 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bünyesinde tasarruf mevduatını sigorta etmek üzere kuruluyor. 1994 ve 1998’de yapılan iki değişiklikle yetkileri genişletiliyor, kamu kurumlarına, şirketlere ve bankalara operasyon yapabilmesine de olanak sağlanıyor.

Faaliyetleri pek tartışılmayan, muhalefetin bile üstüne pek gitmediği, masum da bir ismi bulunan kurum, neredeyse sınırsız güce sahip bir operasyon merkezi oluyor.

Bankalara el koyma, başka bankalarla birleştirerek tüzel kişiliğini ortadan kaldırma, bankaları satma, el koyduğu şirketleri ve kurumları atadığı kayınlarla yönetme, şirketleri birleştirme, satma olağan işleridir.

Tarihçesinde, 1994 ve sonrasında tam 25 bankaya operasyon yaptığı belirtilmektedir.

TMSF’nin kayyım atayarak el koyduğu şirket sayısı 680 olarak belirtilmektedir. Bu şirketlerde nasıl bir iş ve işlem yürütüldüğü, kaçının hangi yolla kimlere satıldığı merak konusudur.

TÜRKİYE VARLIK FONU

7 sektörden 27 şirket, 2 lisans ve çeşitli taşınmazların bir araya getirilerek oluşturulduğu Türkiye Varlık Fonu aracılığı ile yapılan özelleştirmeler de Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetki ve bilgisi dışındadır.

TMSF faaliyetlerinde olduğu gibi, Varlık Fonu aracılığı ile yapılan özelleştirmeleri de, Fon’un internet sitesinde de, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı raporlarında da bulabilmek mümkün değildir.

Örneğin Çaykur’un bir bölümünün Varlık Fonu aracılığı ile Katar’a satıldığını Türkiye ve basın Varlık Fonu’ndan değil, Deniz Baykal’dan öğrenmişti.

8 BİN 339 LOJMAN SATIŞI

8 binden fazla lojman açık ihale yöntemiyle satıldı”

Bu başlık 9 Nisan 2021 tarihli TRT Haber internet sitesine ait. Haberden bölümler şöyle;

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca… kamu konutlarının ekonomiye kazandırılması için şimdiye kadar 11 bin 700 kamu konutunun satış talimatı verildi. Bu konutlardan yaklaşık 2 milyar 329 milyon lira değerindeki 8 bin 339 kamu konutunun açık ihale yöntemiyle satışı tamamlandı.

Bu satırların yazarının da bizzat tanık olduğu bu lojman ve taşınmaz satışları da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) raporları arasında yoktur.

Benzeri yollarla kamunun hangi varlıklarının satıldığını bilmiyoruz.

BELEDİYELERDE ŞİRKETÇİLİK

12 Eylül Amerikan darbesi öncesi belediyelerde ne taşeron şirketi vardı, ne de belediye şirketi. Sadece özel yasayla kurulmuş EGO ve İETT vardı. Onlar da şirket değil, kamu kurumu idi.

Devleti “adalet ve güvenlik dışındaki bütün alanlardan” çıkarma niyetiyle Özal, belediyelere “şirket” virüsünü soktu.

1984’de İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde “Belediye İktisadî Teşebbüsü” (BİT) kurulmasının önünü açıldı. Özelleştirmeci-ihaleci partilerin yönettiği belediyelerde hızla yayıldı BİT’ler.

Çok geçmeden, daha 1992’ye gelindiğinde bile, nüfusu 20 binden fazla olan 107 belediyede, 181 şirket kurulmuştu bile.

2004’te 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Belediye şirketi kurmada şart koşulan “Bakanlar Kurulu izni” kaldırıldı. Belediyelerin yöneticileri, aynı zamanda kendi belediyelerinde kurdukları şirketlerin de yöneticisi olmaya başladılar. Böylece hem çifte maaş ve huzur hakkı bedelleri alıyorlardı, hem de belediye yöneticisi olarak ihaleyi veren tarafta yetkili kişi olarak oturabiliyor, hem de şirket yöneticisi olarak ihaleyi alan tarafta bulunabiliyordu.

Devletin çivisinin çıkarıldığı bu sistem, bütün belediyelerde olabildiği için, belediyeleri elinde bulunduran partilerin hiçbiri bu aleni soygunu ve hukuksuzluğu dile getirmiyor, eleştirmiyordu.

2005’de çıkarılan 5393 sayılı Belediye Yasası ile Belediyenin asli işlerinin neredeyse tamamına dair şirket kurabilme ve alt işverene ihale yoluyla verebilmenin yolunu açtılar.

Belediyelerde ekonomi yeraltına iniyordu artık.

Belediyeler, şirketler ve taşeronlar genel müdürlüğüne dönüştürülüyordu.

24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ise, personel çalıştırmaya dayalı ihale açmış olan bütün belediyelerde şirket kurmayı emrediyordu. Böylece şirketler bütün ülkeye yayıldı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a göre belediye şirketleri, “evliyayı yoldan çıkaracak” çürüme merkezleriydi. Ancak kendisi de seçimlerden bu yana 3 yıl geçmiş olmasına rağmen, ne belediye şirketlerini kapatılması için bir girişimde bulundu, ne de ihaleciliğin durdurulması için bir adım attı.

Belediye şirketleri ve işlerin ihaleye verilmesi, belediyelerdeki özelleştirme biçimidir ve bütün ülkeyi saran virüs durumundadır.

Belediyelere ek olarak İl Özel idarelerinde de idarenin işlerini ihaleye verdiği bilinmektedir. Bu idarelerde de gizli özelleştirme yaşanmaktadır.

İHALECİLİK (ALT İŞVERENLİK)

12 Eylül, sadece özelleştirmeye, belediyelerde şirketçiliğe değil, kamuda ve belediyelerde ihaleci çürümeye de yol verdi. Devleti “adalet ve güvenlik dışındaki bütün ekonomik alanlardan” tasfiye etme gayreti, henüz satılmamış kurumların içini boşaltmayla birlikte yürütüldü. Kamuda ve mahalli idarelerde bütün işler taşeronlara veriliyordu artık. Kurumlarda çürüme ve kurumun içini boşaltma her yere yayıldı.

24 Aralık 2017’de 696 Sayılı Kanun Hükmünde kararname ile “sadece personel çalıştırmaya dayalı ihalelerde” çalıştırılan taşeron işçilerinin kadroya(!) geçirilmesine karar verildiğinde, Cumhurbaşkanlığından Genelkurmay Başkanlığına, TBMM’den Başbakanlığa, devletin bütün kurumlarında ihale virüsünün kurumları ele geçirdiği görüldü.

19 Temmuz 2017 – 10 Temmuz 2018 arasında AKP Hükümetinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini yapan Jülide Sarıeroğlu, 3 Nisan 2018 tarihinde yaptığı basın açıklaması, alt işverenlikle, devletin işlerinin ihaleler yoluyla hangi ölçüde yağmalandığını ürkütücü rakamlarla itiraf etti.

İhlas Haber Ajansı’nın aynı tarihli haberinden okuyalım. Bakan şöyle diyor;

“Türkiye’de 15 Bin 352 İş Yerinde 900 Bin Kişilik Bir Çalışma Gerçekleştirdik”.

15 bin 352 iş yerinde 900 bin kişilik bir çalışma gerçekleştirdik. 25 Bu kapsamda taşerondan kadroya; Cumhurbaşkanlığında 819, Başbakanlık bin 221, TBMM bin 157, Sağlık Bakanlığı 148 bin 489, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 7 bin 480, Milli Eğitim Bakanlığı 31 bin 908, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 31 bin 991, Gençlik ve Spor Bakanlığı 35 bin 697 olmak üzere taşeron çalışanlar istihdam edildi.” (İhlas Haber Ajansı / 03.04.2018)

Açıklamada,

Devletin personel çalıştırmaya dayalı ihale yoluyla işleri taşerona verdiği yer sayısı 15 bin 252.

Korkunç bir sayı…

Ya farklı türden ihaleleri de katarsak, örneğin “yardımcı ve tamamlayıcı işlerle ilgili ihalelerde çalışanları, “Toplum Yararına Çalışma” denilen kiralık kapsamda çalışanları, “müteahhitlik sözleşmesi” ihalelerinde çalışanları, “belirli süreli sözleşmelerle” çalışanları da eklersek gerçek durum nedir?

Sadece personel çalıştırmaya dayalı ihale ile aynı anda devletin 15 bin 352 iş yerine taşeron sokulmuşsa, devletin gerçekte kaç işi ihaleye verilmektedir, devletin kaç işyeri taşeronlar tarafından yağmalanmaktadır, kay işyerinde ihale yoluyla gizli özelleştirme sürmektedir?

Bakanın açıklamasında ikinci itiraf ise, sadece kamu kurumlarının ve bakanlıkların değil, Cumhurbaşkanlığının ve TBMM’nin bile taşeronlar tarafından yağmalandığının itiraf etmektedir.

Sarıeroğlu demektedir ki, Cumhurbaşkanlığında 819, Başbakanlık bin 221 iş, personel çalıştırmaya dayalı ihaleye verilmişti.

Vahim olan başka bir durum şu ki, Personel Çalıştırmaya Dayalı İhale, işçi kiralama yöntemidir ve kurumların yapmak zorunda oldukları asıl işi bu yolla ihaleye vermeleri yasa dışıdır.

AKP iktidarının 696 Sayılı Kararname ile bu türden ihale kapsamındaki işçilere “kadromsu(!) statü vermeye niyetlenmesi de, çok sayıda açılan davadan sıyrılmak içindi. Nitekim işçinin kadrodan yararlanması için, doğacak haklarından feragat ettiğine dair belge imzalatıldı önce.

Bütün bu gelişmelere rağmen, kamuda ve mahalli idarelerde işlerin ihaleye verilmesi, bu yolla sürdürülen gizli özelleştirmeler, çok yaygın olarak devam etmektedir.

IV-) MİLLETİ DAĞITACAK ÖZELLEŞTİRMELER

Özelleştirmelerin hepsi ülkeye ve millete büyük zararlar vermiş olmakla birlikte, üç alandaki özelleştirmeler vardır ki, sadece toplum sağlığını, tedavi olabilme olanaklarını, eğitim düzeyini, kültürünü, ahlakını, sosyal yaşamını değil, milletleşme sürecini, ulusal dokuyu da tahrip etmektedir. Bunlar sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim alanındaki özelleştirmelerdir.

Bu alanlardaki özelleştirmeler, devletin güvenliğini özelleştirmek kadar tehlikelidir, ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Oysa ekonomiyi tümüyle tasfiye etmeyi amaçlayacak ve uygularken de tereddüt etmeyecek kadar sağduyusunu kaybetmiş, şirazeden çıkmış iktidarlar, bu alanlarda da fütursuzca sürdürmekteler özelleştirmeleri.

SGK’YA KARŞI BES

1990’da Milli Reasürans T.A.Ş.’nin tekelini ve sigorta aracılarının (broker, prodüktör ve eksper Türk olma zorunluluğunu kaldırmakla başlayan süreç, sigorta sektöründeki devlet payının % 5’e düşmesine, pazarın % 85’inin de yabancıların eline geçmesine yol açmıştı.26

Bu sürecin ikinci sonucu ise, SGK’nın varlığına rağmen yabancıların baskısı ile yol verilen Bireysel Emeklilik Sisteminin devlet desteği ile palazlandırılması, zaten sigortalı olan yurttaşlarımızın zorla bu siteme dâhil edilmesi oldu.

Bu sürecin ciddi sorunlara yol açacağını görmek, kâhinlik olmayacaktır.

DEVLET HASTANELERİNE KARŞI ÖZEL VE ŞEHİR HASTANELERİ

Özel hastaneler ve özel sağlık sistemi, kamusal sağlık sistemine karşı teşvik edilmekte, devletin kaynaklarıyla beslenmekte, hatta devlet hastanelerinin kapısına kilit vurulmaktadır.

Son yıllarda türeyen Şehir Hastanelerini yaymak için kapatılan devlet hastaneleri ciddi ve tehlikeli örneklerdir.

Vatandaş Şehir Hastanelerine mecbur edilmek istenmekte, devletin ve SGK’nın kaynakları ile bunlar beslenmektedir.

Sağlık Bakanlığının Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020 Haber Bülteni”ne göre, toplam 1.534 hastanenin sadece 900’ü Bakanlığa aittir. 68 adet Üniversite hastanesi, 566 adet ise özel hastane bulunmaktadır.

Cumhuriyetin parasız sağlık sisteminden buralara gelinmiştir ki, ürkütücü bir gidişattır.

2017 yılında başlatılan, onlara pazar alanı yaratmak için devlet hastanelerinin bile kapatıldığı, hasta garantili, yabancı ortaklı Şehir Hastaneleri ise, daha şimdiden 21’e ulaşmıştır.

EĞİTİMDE ÖZELLEŞTİRME

Eğitimde özelleştirme ciddi boyutlara ulaştı.

Sadece müfredat, eğitim birliği ve laiklik aşınmaya uğramadı.

Kimi işverenler artık fabrika kurmak yerine hastane ve okul açmaktalar. “Temiz ve hızlı para” diyorlar.

YÖK’ün yayımladığı istatistiklere göre, toplam 208 üniversitenin 75’i özel şirketlerin vakıflarına aittir. Neredeyse üçte birine çıkmış. Vakıflara ait 4 adet de meslek yüksek okulu bulunmakta.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020-2021 öğretim yılı verilerine göre, ilk, orta ve lise düzeyindeki devlet okullarının toplam sayısı 53 bin 620 iken, özel okulların sayısı 13 bin 501’e ulaşmıştır. Daha şimdiden özel okulların oranı %20’dir.

Okullaşmadaki bu bariz özelleştirmelerin yanında, özel okullara ve özel okullara giden öğrencilere devlet bütçesinden, devlet okullarının aleyhine sağlanan teşvikler ise, eğitimdeki özelleştirmeyi daha da katmerli hale getirmiştir.

*

Şimdi gelelim Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aracılığı ile satılan kurum, kuruluş ve işletmelerimize.

Birlikte bakalım duruma;

V -) CUMHURİYETİN KURUMLARINI KİMLER SATTI, KİMLER YOK ETTİ?

Bu bölümde, 12 Eylül Amerikan darbesinin açtığı yoldan Cumhuriyetin kamuculuğuna nasıl bir düşmanlık yapıldığını, Cumhuriyet devletinin yarattıklarının nasıl tasfiye edildiğini göreceğiz.

Hangi kurumun hangi iktidar zamanında hangi yolla özelleştirildiğini, tasnif edilmiş haliyle sunuyoruz

Yukarıdaki programlarından da gördüğümüz gibi, esasında cumhuriyet ekonomisine, kamuculuğa, devletçiliğe yaklaşım konusunda aralarında bir fark olmayan partilerin aralarındaki tek farkın, iktidarda kaldıkları süre olduğunu görüyoruz. İktidarda iki yıl kalan, iki yıl süresince satmış, iktidarda 20 yıl kalan ise 20 yıllık zaman süresince satmış.

Kamusal sisteme öylesine karşılar, küreselleşme girdabına öylesine sürüklemişler ki, iktidarda altı ay kalan, hatta iki ay kalan bile satmış devletin kurumlarını, işletmelerini. Böylesine kutsal amaç bellemişler emperyalizme hizmeti.

Satılanları dikkatlice incelemek bile, bütün okuyucuların bu gerçekleri yakalamasını sağlayacaktır.

A-) ANAP’IN TEK BAŞINA HÜKÜMETLERİ DÖNEMİ

(45, 46, 47 VE 48. HÜKÜMETLER / 13 Aralık 1983 – 20 KASIM 1991)

Özelleştirmelere kılıfın hazırlanması, minarenin ilk çalınışından dokuz yıl sonradır. Yasasının çıkarıldığı 27 Kasım 1994’e kadar aralıksız olarak yeniden, yeniden çalındı minare. 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun, bu tarihe kadar korsanca yapılan satışlara yasal bir kılıf sağlamıştı sadece.

Esasında yıkım, 24 Ocak (1980) Kararları ile başlayacaktı. Mimar, Demirel’in Müsteşarı Turgut Özal idi.

12 Eylül’de ABD adına darbe yapanlar, “biz gelmeseydik 24 Ocak Kararları uygulanamazdı” dediler.

Merkezi devlet zayıflatılacak, ülke mahalli derebeyliklere bölünecek, bunların bazıları emperyalizmin küresel piyonları da olacak, bütünüyle sınırlar da yabancı tekellerin yağmasına açılacaktı. ABD emperyalizminin 12 Eylül darbesi ile amaçladıkları bunlardı.

Öylesine bir güven ve rahatlık içindeydiler ki, yandaşları olan bütün Batıcı partilerin programlarında da bu niyetlerini olanca pervasızlıkla yazdırmışlardı.

ANAP iktidarı ile başladılar bu planın ekonomik alandaki uygulamalarına. Ne yasa dinlediler, ne Anayasa.

ANAP iktidarı döneminde şunlar oldu;

SERMAYELERİNDEKİ KAMU PAYLARININ SATIŞI YAPILAN KURULUŞLAR

Hisselerinin tamamına yakını satılanlar

Ordu Soya Sanayii A.Ş.

Bursa Soğuk Depoculuk Ltd. Şti.

Adana Kağıt Torba Sanayii T.A.Ş.

Uçak Servisi A.Ş. (USAŞ)

Afyon Çimento Sanayii T.A.Ş.

Ankara Çimento Sanayii T.A.Ş.

Balıkesir Çimento Sanayii T.A.Ş.

Söke Çimento Sanayii T.A.Ş.

Trakya (Pınarhisar) Çimento Sanayii T.A.Ş.

ANSAN Ankara Gıda Meşrubat ve Meyve Suları San. Tic. A.Ş.

MEDA Meşrubat Dağıtım ve Ticaret A.Ş.

Hisselerin % 50 ye kadarı satılanlar

Adana Afyon, Bolu Çimento Sanayii T.A.Ş.

Çorum, Isparta, Kayseri, Manisa, Eskişehir, Aksaray, Biga Yem Fabrikası A.Ş.

Konya, Mardin, Ünye ve Niğde Çimento Sanayii T.A.Ş.

Çelik Halat ve Tel Sanayi A.Ş.

Çukurova Elektrik A.Ş.

Kepez Elektrik T.A.Ş.

DİTAŞ Doğan Yedek Parça İmalat ve Teknik A.Ş.

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR)

GİMA Gıda ve İhtiyaç Maddeleri T.A.Ş.

Güneş Sigorta A.Ş.

Hektaş Ticaret A.Ş.

Arçelik A.Ş.

Bingöl Yem Süt ve Besicilik A.Ş. (BİNAŞ)

Migros Türk Ticaret A.Ş.

PETKİM Petrokimya Holding A.Ş.

Petrol Ofisi A.Ş.

SAMAŞ Sanayi Madenleri A.Ş.

TELETAŞ Telekomünikasyon Endüstrisi Ticaret A.Ş.

TOFAŞ Oto Ticaret A.Ş.

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.

Türk Hava Yolları A.O.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB)

Türkkablo A.O.

YEMTA Tariş Yem Sanayi Ltd. Şti.

VARLIK SATIŞI YOLUYLA TAŞINMAZ SATIŞ DEVRİ

SÜMER Holding – Yarım Kalmış Gaziantep Tekstil Fabrikası Taşınmazı, Yalvaç Hazır Giyim Tesisi Taşınmazı, Kelkit Ayakkabı Fabrikası Taşınmazı, Gercüş Ayakkabı Fabrikası Taşınmazı

EBK – Yarım Kalmış Kemah Et Kombinası Taşınmazı

MKE – Yarım Kalmış Keskin Kalıp Fabrikası Taşınmazı

SEK – Yarım Kalmış Siirt Peynir Fabrikası Taşınmazı

TAKSAN – Yarım Kalmış Yerköy Tesisi Taşınmazı

TÜGSAŞ – Yarım Kalmış Sorgun Gübre Fabrikası Taşınmazı

GÜNAŞ – Yarım Kalmış Kilis Zeytinyağı Fabrikası Taşınmazı

TURBAN – İstanbul Kongre Sarayı

TESİS VE İŞLETME SATIŞ DEVRİ

SEK – Kars Süt ve Mamulleri Müessesesi ve K. Maraş Süt ve Mamulleri İşletmesi

B-) DEMİREL – İNÖNÜ (DYP – SHP) HÜKÜMETİ

(20.11.1991- 25.06.1993)

Planı sonraki hükümet devraldı. Önlerine geleni sattılar. Koalisyon hükümeti idiler. Farklı partilerdi görünüşte, ama aynıydı amaç. Piyasa ekonomisi, “devleti asli görevlerine döndürmek”, devlet varlıklarını satmak, merkezi devleti küçültmek…

1,5 yıl kaldılar iktidarda. Uğraşıları ise esas olarak Cumhuriyetin varlıklarını tasfiye etmek oldu.

Tarımsal sanayiye saldırıyı sürdürdüler. Bankaları, özel sektördeki kamu paylarını satmayı öncelikler arasına aldılar. Ve çok sayıda çimento fabrikasını sattılar.

Okuyalım;

BLOK SATIŞ VE İMKB’DE SATIŞ YOLUYLA YAPILAN HİSSE SATIŞI UYGULAMALARI

Hisselerinin yüzde 50’sine kadarının satıldığı kurumlar

Mardin, Adana, Konya, Niğde, Ünye, Afyon ve Adana Çimento Sanayii T.A.Ş.

Ankara Halk Ekmek ve Un Fabrikaları A.Ş.

Çamsan Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Çaybank A.Ş.

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR)

GİMA Gıda ve İhtiyaç Maddeleri T.A.Ş.

Petrol Ofisi A.Ş.

Polinas Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Ray Sigorta A.Ş.

Şeker Sigorta A.Ş.

Şekerbank A.Ş.

Tat Konserve Sanayi A.Ş.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

YİFAŞ Yeşilyurt Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Balıksan Balık İşleme Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Arçelik A.Ş.

TOFAŞ Oto Ticaret A.Ş.

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.

Tavşanlı Yem Sanayi A.Ş.

Mersin Yem Fabrikası Ltd. Şti.

Trakmak Traktör ve Ziraat Makinaları A.Ş.

Türk Traktör ve Ziraat Makinaları A.Ş.

DİTAŞ Doğan Yedek Parça İmalat ve Teknik A.Ş.

GENTAŞ Genel Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Kütahya Porselen Sanayi A.Ş.

Migros Türk Ticaret A.Ş.

Çukurova Elektrik A.Ş.

Kepez Elektrik T.A.Ş.

Kepez Elektrik T.A.Ş.

Hisselerinin yüzde 50’sinden fazlası veya tamamı satılanlar

Aşkale, Ladik, Şanlıurfa, Bartın, İskenderun, Gaziantep, Trabzon, Denizli, Çorum ve Sivas Çimento Sanayii T.A.Ş.

MEYSU Meyve Suları ve Gıda Sanayi A.Ş.

Niğde Çimento Sanayii T.A.Ş.

İpragaz A.Ş.

NETAŞ Northern Electric Telekomünikasyon A.Ş.

TOE Türk Otomotiv Endüstrileri A.Ş.

GİMA Gıda ve İhtiyaç Maddeleri T.A.Ş.

TESİS VE İŞLETME SATIŞ DEVRİ

SEK – Tire Süt Toplama Merkezi

SEK – Çatalca Süt Toplama Merkezi

C-) MİNAREYE KILIF UYDURMAK!

Tablolara biraz ara vererek, neler olduğuna dair perdeyi yeniden aralamamız gerekiyor.

12 Eylül süngüsü ile 24 Ocak Kararları uygulanmaya başlandığında, iç hukuk buna uygun değildi. Yasalar devleti, ulusal pazarı koruyor, devletin ekonomideki rolüne önem veriyordu. Bağımsız devletin, bağımsız ekonomik politikasıydı bu.

Ekonomiyi emperyalist merkezlere bağlamaya çalışanlar, bu engeli aşmalıydı.

Ama zaman dar, emperyalist merkezler (IMF, Dünya Bankası, OECD, AB) sabırsızdı. Ulusal pazarın bir an önce yıkılması, devleti ayakta tutan bankaların, TÜPRAŞ, TELEKOM, SÜMERBANK ve TEKEL gibi stratejik kurumların bir an önce yok edilmesi, köylüyü, milli tarımı kollayan kurumların tasfiye edilmesi lazımdı. Bunun için de her yöntemi uygulamak, özelleştirmenin her biçimini sahaya sürmek lazımdı.

  • Kamuya sağlanan destekleri azaltmak, zamanla tümünü kesmek olabilirdi.
  • Stratejik kurumları borsada ufak ufak satmaya başlamak olabilirdi.
  • Göz önünde olmayanı (yem, gübre, zeytinyağı, ayakkabı, çimento, kağıt vb fabrikaları) fırsatını kollayıp blok halinde, belki de tümünü satmak olabilirdi.
  • Stratejik kurumları parçalamadan ve satmadan önce, o alanda özel sektöre faaliyet izni verip kurumun alanını daraltmak, hatta zarar etmesini sağlamak olabilirdi.
  • Birini, ikisini değil, hepsini uygulamak lazımdı.

Özal, 10 Aralık 1984’de çıkardığı yasa ile Türkiye Elektrik kurumunun tekel yapısına darbe vurdu. 3096 Sayılı Yasa, “TEK (Türkiye Elektrik Kurumu –M.A.) Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun” idi.

Bu hamlelerin hepsi birden sahaya sürülmüştü. Bu amaçla sık sık Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarıyorlardı.

Örneğin 14 Eylül 1993’de çıkarılan 509 Sayılı Kararname bunlardan biridir. “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”. PTT parçalanıyor, Telekom ayrı bir şirket haline getiriliyor ve satışa hazırlanıyordu.

Ancak özellikle KİGEM’in27 kararnamelerin iptali için verdiği hukuk mücadeleleri planlarının istedikleri hızda ilerlemesini engelliyordu.

Her kurum için ayrı kararname çıkarmak yerine bugünün torba yasalarını andıran toplu kararnamelere başvurdular. Çiller (DYP) – Karayalçın (SHP) ortaklığının 13 Eylül 1993 tarihli 513 sayılı kararnamesi böyledir. Merkez Bankasından bankalara, tütün tekelinden toplu konuta, sermaye piyasasından elektrik piyasasına kadar, çok sayıda kurumu kapsıyordu.

Kararnamenin bir bölümü milli elektrik sektörü hakkındaydı. Şöyle diyordu;

Ek Madde 1 — Türkiye Elektrik Kurumu’nun mevcut veya yeniden yapılanma sonucu oluşacak teşebbüslerinin özelleştirilmesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın önerisi ile Bakanlar Kurulunca; Kurum’un mevcut veya yeniden yapılanma sonucu oluşacak müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimlerinin özelleştirilmesine ise yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıgı’nın önerisi ile Yüksek Planlama Kurulunca karar verilir.”

Elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımındaki devlet tekeli kırılmış, sahaya özel sektörün de girmesi sağlanmıştı. Sıra devletin kurumunu satmaya gelmişti.

Ancak KİGEM bu girişime de engel oldu. Anayasa Mahkemesine götürerek yürütmenin durdurulmasını sağlattı.

Özelleştirmecilerin aklına başka bir çare geldi; Bütün kurumları satıp yok etmelerine olanak sağlayacak bir yasa yapacaklardı. O zaman mahkemeleri de, Anayasa mahkemesini de taca atmış, her defasında ayrı bir kararname çıkarma zahmetinden kurtulacak, emperyalist Batı’yı da memnun edeceklerdi.

27 Kasım 1994’de Çiller- Karayalçın ortaklığı, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’u çıkardı.

Kanunun çıktığı gün DYP ve SHP milletvekilleri TBMM’de salepli pastalı kutlama yaptılar. Tansu Çiller orada milletvekillerine ve gazetecilere şöyle dedi;

Bugünü çocuklarınıza, torunlarınıza anlatırken… ‘Türkiye, coğrafi bölgesindeki son sosyalist devlet olmuştu. Bütün bankaları, üretim alanlarına girmesiyle her yerde devletin egemenliğiyle coğrafi bölgesindeki son sosyalist devletti. Biz onu yıktık’ diyeceksiniz.”

BÜYÜK YIKIM PROGRAMI

4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 1. Maddesi “amaç” hakkındadır. Şöyle diyor;

– “İktisadi devlet teşekküllerinin müessese, bağlı ortaklık, işletme, birim, varlık ve kamu payları”,

– “Sermayesinin tamamı veya yarıdan fazlası devlete ait ticari kuruluşlardaki kamu payları, bunların müessese, ortaklık, işletme, birimleri ve varlıkları”,

– “Devletin diğer iştiraklerindeki kamu ve hazine payları”,

– “Genel ve katma bütçeli idarelerin, döner sermayeli kuruluşlarının ve KİT’lerin kamu hizmetleri”,

– “Genel ve katma bütçeli idarelerin, döner sermayeli kuruluşlarının ve KİT’lerin doğrudan ilgili olmayan varlıkları ve iştiraklerindeki payları”,

– “Belediyelerin ve il özel idarelerinin ticari kuruluşları ile pay oranlarına bakılmaksızın her türlü iştiraklerdeki payları”,

– “Genel ve katma bütçeli idarelerin ve bağlı döner sermayeli kuruluşların mal ve hizmet üretim birimleri”,

– “Genel ve katma bütçeli idarelerin ve bağlı döner sermayeli kuruluşların varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları, limanlar ve benzeri diğer mal ve hizmet üretim birimleri)”,

Bütün özelleştirme yöntemleri dikkate alınarak, özelleştirme yöntemlerinden biri yoluyla özelleştirilecek”.

ÖZELLEŞTİRMENİN FELSEFESİ

4046 Sayılı Kanunu uygulamakla görevlendirilen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirmenin Felsefesi”başlıklı görev tarifinde, bütün bunların anlamını, açıklıyor. Şöyle diyor;

Özelleştirmenin ana felsefesi, devletin, asli görevleri olan adalet ve güvenliğin sağlanması yolundaki harcamalar ile özel sektör  tarafından yüklenilemeyecek altyapı yatırımlarına yönelmesi”dir.

Türkçesi: Devlet, adalet, güvenlik ve özel sektörün gücünün yetmediği altyapı dışındaki bütün alanlardan çekilecek.

Görev tarifini okumaya devam edelim;

Devletin ekonomideki sınai ve ticari aktivitesi en aza indirilecek.”

Piyasa ekonomisi oluşturulacak.”

Devlet bütçesi üzerindeki KİT finansman yükü azaltılacak. (KİT’ler desteklenmeyecek. M.A)

Özelleştirmenin temel amacı nihai olarak, devletin ekonomide işletmecilik alanından tümüyle çekilmesini sağlamaktadır.”

İşte 28 yıl boyunca, programlarında “piyasa”, “özelleştirme”, “Batı”, “NATO” yazılı sağcı ya da solcu, dinci ya da milliyetçi partilerin, hükümetteyken uyguladığı, hiçbirinin de rotasını değiştirmeye kalkmadığı meşhur yıkım kanunu işte budur.

KAMU BANKALARINI ‘ÖNCELİKLE VE SÜRATLE’ SATACAĞIZ”

1994’de “adalet ve güvenlik dışında devletin nesi varsa satılacak” diye kanun çıkaranlar, genel tarifle kalmadılar. Stratejik kurumları parmaklarıyla gösterip, “bunları da satıp yok edeceğiz” dediler. Bunlardan biri de kamu bankalarıdır.

Yasanın 2. Maddesinin “f)” fıkrasına şöyle yazdılar; “Özelleştirme uygulamaları çerçevesinde kamu bankalarının da öncelikle özelleştirilecek kuruluşlar arasına alınarak süratle özelleştirilmesinin sağlanması…”

“Öncelikle ve süratle…”

Dahası, satılacak bankaları da tarif etmişler.

Satılacak olan çok olunca, satılmayacakları saymak daha kolay olmuş. Kanunun Geçici 3. Maddesi şöyle;

Kamu Bankalarının (T.C.Merkez Bankası, T.C.Ziraat Bankası, T.Halk Bankası ve Eximbank hariç) özelleştirmeye hazırlık işlemleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde tamamlanır.”

Maddeyi okuyunca hiç olmazsa dört bankanın kurtulduğunu sanıyoruz. Oysa yasanın alttaki satırlarına bakınca onların da hedefte olduğunu görüyoruz.

Stratejik Konu ve Kuruluşlar ile İmtiyazlı Hakların Belirlenmesi”başlıklı bölümde şunlar yazılı; Aşağıda belirtilen kuruluşların sermayelerinin % 49’undan fazlasının özelleştirilmesine karar verilmesi halinde bu kuruluşlarda imtiyazlı hisseler oluşturulması zorunludur; Türk Hava Yolları A.O., T.C. Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası A.Ş., T.M.O. Alkoloid Müessesesi, Türkiye Petrolleri A.O.”

Sonuçta iki yılda değil ama kamu bankalarını satıp savurdular, yok ettiler birer birer.

E-) ÇİLLER – KARAYALÇIN (DYP-SHP) HÜKÜMETİ

(25.06.1993- 05. 10. 1995)

DYP-SHP hükümeti, yıkım programını yasalaştırmış olmanın da rahatlığı içinde ağırlıklı olarak tarımsal KİTlere çok büyük bir saldırı başlattılar. Sattılar, sattılar, sattılar. Bir kısmını da kapattılar.

Kapatılan kurumları aşağıda ayrı bir bölümde sunacağız.

Şimdi Çiller – Karayalçın ortaklığının neleri sattığını görelim;

BLOK SATIŞ VE İMKB’DE SATIŞ YOLUYLAHİSSE SATIŞI UYGULAMALARIHisselerinin yüzde 100’ü ya da tamamına yakını satılanlar

KÜMAŞ Kütahya Manyezit İşletmeleri A.Ş.

ERSAN Erzincan Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Adıyaman Çimento Sanayii T.A.Ş.

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları A.Ş.

NİMSA Niğde Meyve Suları ve Gıda Sanayi A.Ş.

Havaalanları Yer Hizmetleri A.Ş. (HAVAŞ)

Güneysu Meyve Suyu Gıda Sanayi ve Zirai Maddeler A.Ş.

Hisse payları % 50’ye kadar olan satışlar

Afyon ve Bolu Çimento Sanayii T.A.Ş.

Uşak, Sivas, Kars, Bandırma Yem Fabrikaları A.Ş.

Abana Elektromekanik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

AEG Eti Elektrik Endüstrisi A.Ş.

ALTEK Elektrik Santralleri Tesis İşletme ve Ticaret A.Ş.

Aroma Bursa Meyve Suları ve Gıda Sanayi A.Ş.

Çanakkale Seramik Fabrikaları A.Ş.

Çelik Halat ve Tel Sanayi A.Ş.

ÇESTAŞ Çukurova Elektrik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR)

Fruko-Tamek Meyve Suları A.Ş.

Hascan Gıda Endüstrisi ve Ticaret A.Ş.

Hektaş Ticaret A.Ş.

İstanbul Demir ve Çelik Sanayi A.Ş.

Konya Şeker Fabrikası A.Ş.

Layne Bowler Dik Türbin Pompaları Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Mekta Ticaret A.Ş.

METAŞ İzmir Metalurji Fabrikası T.A.Ş.

Pan Tohum Islah ve Üretme A.Ş.

Pancar Motor Sanayi ve Ticaret A.Ş.

PETKİM Petrokimya Holding A.Ş.

Petrol Ofisi A.Ş.

SİFAŞ Sentetik İplik Fabrikaları A.Ş.

SUN-TEK Ağır Isı Sanayi A.Ş.

Tamek Gıda Sanayii A.Ş.

TELETAŞ Telekomünikasyon Endüstrisi Ticaret A.Ş.

TOFAŞ Oto Ticaret A.Ş.

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.

Toros Gübre ve Zirai İlaç Pazarlama A.Ş.

Türk Hava Yolları A.O.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB)

Uçak Servisi A.Ş. (USAŞ)

TESİS VE İŞLETME SATIŞ DEVRİ

YEM Sanayii – Çaycuma, Adıyaman, Korkuteli, Samsun, Acıpayam, Bursa, Çankırı, Devrekani, Elazığ, Göksun, Yatağan, Konya I, Konya II, Kızıltepe, Adapazarı, Erzurum, Siirt, Diyarbakır, Tatvan, Tunceli, Van, İstanbul, Kırklareli, Hilvan ve Muş Yem Fabrikaları

EBK – Afyon, Malatya, Suluova, Elazığ, Kars, Şanlıurfa, Tatvan, Bayburt, Ağrı, Kastamonu ve Bursa Kombinaları

SEK – Adana, Afyon, Amasya, Bayburt, Çanakkale, Çankırı, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Havsa, Siverek, Trabzon, Yatağan, Yüksekova, Sinop, Balıkesir, Burdur, İzmir, Lalahan, Muş, Adilcevaz, Aksaray, Sivas, Elazığ, İstanbul, Bolu, Çorum İşletmeleri,

SEK – Solaklı ve Tunceli Süt Toplama Merkezleri

KÖYTEKS – Siirt Hazır Giyim Tesisi

KAMU KURUMLARINA BEDELLİ DEVİR UYGULAMALARI

TURBAN – İstinye’de 8 Taşınmaz

VARLIK SATIŞI YOLUYLA YAPILAN OTEL / SOSYAL TESİS SATIŞI

TURBAN – Kemer Marina Oteli ve Çeşme Oteli

VARLIK SATIŞI YOLUYLA YAPILAN TAŞINMAZ SATIŞ DEVRİ

SEK – Denizli-Acıpayam, Ceylanpınar, Şebinkarahisar taşınmazları

SÜMER Holding – 291 Satış Mağazası (Bayilik Devri), 88 Satış Mağazası, Ankara-Kızılay’da 1 mağaza, çeşitli İllerde 43 Taşınmaz

Yem Sanayii – Malatya Taşınmazı

EBK – Manisa Lojman Taşınmazı, Ankara-Gölbaşı Taşınmazı, Hatay-İskenderun Soğuk Depo Taşınmazı, Tekirdağ-Çerkezköy Taşınmazı

PETKİM – Ankara Bahçelievler’de 1 bina, Ankara Gaziosmanpaşa’da 1 bina

EBK – Ankara Kombinası Taşınmazı

KÖYTEKS – Yerköy’de 30 taşınmaz

Sivas Demir Çelik – Ankara-Gaziosmanpaşa’da 1 Daire

DİĞER VARLIK SATIŞ / DEVRİ

ÇİNKUR – Adana-Pozantı Maden Sahası, Sivas-Koyulhisar Maden Sahası, Kayseri – Celaldağ Maden Sahası

DENİZ Nakliyatı – 3 Tanker

SEK – “SEK” İsim Hakkı

F-) ÇİLLER – BAYKAL (DYP – CHP) HÜKÜMETİ

(30.10.1995- 06.03.1996)

Bu dönemde Tansu Çiller’in başında bulunduğu DYP’ye koalisyon ortağı olarak, Karayalçın’ın başında olduğu SHP yerine, Deniz Baykal’ın başında bulunduğu CHP gelmişti. İktidarları sadece 4 ay sürdü. Ama bu özelleştirmeci partiler de, 4 aylık sürede bile çok sayıda kurumu sattılar ve kapattılar.

Sümerbank bu dönemde satıldı.

Sümer’in yedi fabrikası bu dönemde satıldı.

KÖYTAŞ bu dönemde satıldı.

ORÜS’ün ve SEK’in çok sayıda işletmesi satıldı.

Ve devletin Turizm sektöründeki işletmeleri satılmaya başlandı.

Görelim, neler olmuş;

SERMAYELERİNDEKİ KAMU PAYLARII HİSSE SATIŞI YOLUYLA SATILANLAR

Kamu paylarının tamamı ve tamamına yakını satılanlar

Sümerbank A.Ş.

KÖYTAŞ Köy Tarım ve Sanayi Makinaları Sanayi ve Tic. A.Ş. /Muğla

VARLIK SATIŞI YOLUYLA YAPILAN TESİS VE İŞLETME SATIŞ / DEVRİ

SEK – Diyarbakır İşletmesi, Adıyaman İşletmesi, Devrek İşletmesi, Kastamonu İşletmesi ve Silivri Süt Toplama Merkezi

TESTAŞ – Aydın Tesisleri

SÜMER Holding – Adana İşletmesi, Erzincan İşletmesi, Eskişehir İşletmesi, Hereke İşletmesi, Karaman İşletmesi, Nevşehir İşletmesi ve Şanlıurfa İşletmesi

ORÜS – Bafra İşletmesi, Antalya İşletmesi, Ayancık İşletmesi, Devrek İşletmesi, Düzce İşletmesi, Pazarköy İşletmesi, Ulupınar İşletmesi, Vezirköprü İşletmesi

DİĞER VARLIK DEVİRLERİ

THY – 1 Uçak

VARLIK SATIŞI YOLUYLA YAPILAN OTEL / SOSYAL TESİS SATIŞI

TURBAN – Elmadağ Dağ Evi / Ankara

TURBAN – Ilıca Motel / İzmir

Varlık satışı yoluyla yapılan TAŞINMAZ SATIŞ / DEVRİ

SEK – Aydın-Köşk Taşınmazı

KÖYTEKS – Yerköy’de 4 adet taşınmaz

G-) AHMET MESUT YILMAZ (ANAP) HÜKÜMETİ

(06. 03. 1996 – 28. 06. 1996)

Sadece 4 aya yakın sürede iktidarda kalan ANAP…

Bu kez Başbakan Mesut Yılmaz.

Petrokimya sektörüne, KÖYTEKS’e ve çimento fabrikalarına yöneliyor Yılmaz.

Ve o da 4 ay gibi kısa sürede çok sayıda kurum, işletme ve taşınmazı satıp savuruyor.

Görelim;

BLOK SATIŞ, İMKB’DE SATIŞ YOLUYLA YAPILAN HİSSE SATIŞI UYGULAMALARI

Hisselerinin tamamı ve tamamına yakını satılanlar

ÇİNKUR Çinko Kurşun Metal Sanayii A.Ş. / Kayseri

Elazığ Altınova Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

Van Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

Edirne-Lalapaşa Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

Kars Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

Hisselerinin yüzde 50’sinin altındaki oranları satılanlar

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.

Türk Hava Yolları A.O.

DİĞER VARLIK SATIŞ / DEVRİ

THY – 3 Uçak

Petrol Ofisi – M/T Öncü Tankeri ve Yedekleri

VARLIK SATIŞI YOLUYŞA YAĞILAN TESİS VE İŞLETME ÖZELLEŞTİRMELERİ

KÖYTEKS – Gümüşhane Hazır Giyim Tesisi ve Diyarbakır Hazır Giyim Tesisi

VARLIK SATIŞI YOLUYLA YAPILAN TAŞINMAZ SATIŞLARI

Petrol Ofisi’nin – Batman İluh’da 2, Balıkesir Gündoğan’da 5, Konya Beyşehir’de 1, Niğde Burhan’da 1 taşınmaz

H-) ERBAKAN – ÇİLLER (RP-DYP) HÜKÜMETİ

(28.06.1996 – 30. 06. 1997)

Bu kez Başbakan Necmettin Erbakan… Refah Partisi’nin Genel Başkanıdır. “Adil düzen” sloganıyla seçimlerde büyük bir çıkış yapmıştır.

Ortağı ise ABD vatandaşı olduğuna, hatta CIA ile çalıştığına dair o günlerde gazetelerde haberleri yapılan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller.

İktidarda bir yıl kaldılar. Cumhuriyet düzeni ile kökten hesaplaşmaya kalkan, kanlı, kansız iktidarlar ifadeleri ile başbakanlıkta tarikat liderleriyle toplantı yapması ile dikkatleri çeken Erbakan- Çiller dönemi, özelleştirmelere de epeyce mesai harcadılar.

“Adil düzen” iktidarında kamuya ve ulusal ekonomiye nasıl davranışmış, okuyalım;

BLOK SATIŞ YOLUYLA HİSSE SATIŞI UYGULAMALARI

Hisselerinin tamamı satılanlar

Anadolubank A.Ş.

Filyos Ateş Tuğlası Sanayii Ticaret A.Ş.

Denizbank A.Ş.

Ergani Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

Gümüşhane Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

PETLAS Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Hisselerinin yüzde 50’ya kadarlık oranı satılanlar

ÇEMAŞ Döküm Sanayii A.Ş.

ÇİMHOL Çimento Yan Mamulleri Sanayii Holding A.Ş.

DİĞER VARLIK SATIŞ / DEVRİ

Petrol Ofisi – M/T Talha Sabuncu Tankeri

VARLIK SATIŞI VE İŞLETME HAKKI DEVRİ YOLUYLA SATILAN TESİS VE İŞLETMELER

KÖYTEKS – Yerköy ve Erzincan Hazır Giyim Tesisleri

TDİ’nin Hopa, Tekirdağ, Giresun, Ordu ve Sinop Limanları

I-) YILMAZ – ECEVİT – SEZGİN (ANAP – DSP – DTP) HÜKÜMETİ

(30.06.1997 – 11.01.1999)

Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi ile hükümet kurdular. Başbakan Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcıları Bülent Ecevit ve İsmet Sezgin oldular.

İktidarları 1,5 yıl sürdü.

Etibank’ın bankası,

Çok sayıda liman,

SÜMER, ORÜS, KÖYTEKS’in çok sayıda işletmesi…

Ve çok sayıda kurum, işletme, tesis satıldı, savruldu.

BLOK SATIL VE İMKB’DE SATIŞ YOLUYLA HİSSE SATIŞI UYGULAMALARI

Yüzde 51 ile yüzde 100 arasındaki hisseleri satılanlar

Sivas Demir Çelik İşletmeleri A.Ş.

Konya Krom Magnezit Tuğla Sanayii Ticaret A.Ş.

Yarımca Porselen Sanayii Ticaret A.Ş.

Bozüyük Seramik Sanayii Ticaret A.Ş.

Siirt-Kurtalan Çimento Sanayii Ticaret A.Ş.

Etibank Bankacılık A.O.

Yüzde 50’ye kadarlık oranlarda hisseleri satılanlar

Havaalanları Yer Hizmetleri A.Ş. (HAVAŞ)

Soda Sanayii A.Ş.

Türkiye İş Bankası A.Ş.

Mannesmann Sümerbank Boru Endüstrisi T.A.Ş.

Pınar Entegre Et ve Yem Sanayi A.Ş.

VARLIK SATIŞI YOLUYLA SATILAN VARLIKLAR

KÖYTEKS – 20 Konfeksiyon Makinası, 63 Örgü ve 1 Triko Ütü Makinası

Petrol Ofisi – M/T Piri Reis Tankeri ve Yedekleri, M/T Boray Tankeri

TDİ – Sinop, Ordu, Rize, Giresun, Tekirdağ ve Hopa Limanlarının Menkulleri

VARLIK SATIŞI, İŞLETME HAKKI DEVRİ, KULLANIM/İRTİFAK HAKKI DEVRİ YOLUYLA YAPILAN TESİS VE İŞLETME SATIŞ / DEVRİ

ORÜS – Yenice, Bartın, Demirköy, Dursunbey, Artvin, Borçka, Şavşat, Arhavi, Eskipazar, Kalkım İşletmesi ve Bolu Emprenyeleme Tesisi

TDİ – Rize Limanı ve Antalya Limanı

KÖYTEKS – Erzurum Hazır Giyim Tesisi, Sivas Hazır Giyim Tesisi

TURBAN – Kemer Marina, Kuşadası Marina, Bodrum Marina

SEK – Giresun İşletmesi ve Yenice Süt Toplama Merkezi

SÜMER Holding – Tarsus (AKSANTAŞ II) İşletmesi, Bünyan İşletmesi, Ereğli İşletmesi, Denizli İşletmesi, Kahramanmaraş İşletmesi, Afyon Sincanlı İşletmesi, Salihli Palamut İşletmesi

KAMUYA TESİS VE İŞLETME DEVİRLERİ

ETİBANK Bankacılık – Elazığ Sodyum Bikromat İşletmesi / Elazığ

KAMUYA TAŞINMAZ DEVİRLERİ

TDİ – İzmir-Konak Eski Balık Halinde 2 taşınmaz

KBİ – Trabzon-Kutlular’da 38, Artvin-Hopa’da 1 taşınmaz

ÇİTOSAN – Öğütülebilirlik Laboratuvarı

TÜSTAŞ – Ankara A.O.Ç’de 2 Bina

TZD – Kastamonu’da 7 taşınmaz

ORÜS – Kırklareli-Demirköy’de 2 taşınmaz

SÜMER Holding – Beyoğlu Satış Mağazası, Unkapanı Satış Mağazası, İzmir-Konak Mağazası ve Bölge Müdürlüğü Binası, Adana Mağaza ve Bölge Müdürlüğü Binası, Ankara Kurtuluş’ta 2 bina, Bursa Merinos İşletmesine ait 2 taşınmaz

VARLIK SATIŞI YOLUYLA OTEL / SOSYAL TESİS SATIŞI

TURBAN – Akçay Tatil Köyü

VARLIK SATIŞI YOLUYLA TAŞINMAZ SATIŞLARI

SÜMER Holding’in 11 Satış Mağazası / Bayilik Devri, Yarım Kalmış Sivrihisar Alım Müdürlüğü Binası, Yarım Kalmış Bursa Bölge Müdürlüğü Binası, Yarım Kalmış Sungurlu Konfeksiyon Tesislerinin Taşınmazı, Mersin Satış Mağazası, Mersin Depo Binası, Mersin Konfeksiyon Tesisi Taşınmazı

Deniz Nakliyatı’nın Üsküdar’da 1 binası

TDİ’nin Hopa, Rize ve Giresun Limanlarında 13 adet kiralık alan ile Hasköy Bakım Atölyesi

KBİ’nin Çeşitli İllerde 245 taşınmaz

ORÜS’ün Bolu’da 50, Balıkesir Dursunbey’de 14 dairesi, Bolu’da 3, Sinop Ayancık’da 8 arsa ve 2 daire

İ-) ECEVİT (DSP) HÜKÜMETİ

(11.01.1999 – 28.05.1999)

DSP’nin tek başına hükümet dönemi…

Başbakan Bülent Ecevit ve iktidardaki süre sadece 137 gün.

Bakalım bu 137 günde neler olmuş;

VARLIK SATIŞI YOLUYLA OTEL / SOSYAL TESİS ÖZELLEŞTİRMELERİ

TURBAN – Ürgüp Motel

VARLIKLARI DİĞER KAMU KURUMLARINA DEVİR EDİLENLER

TDİ – Halıcıoğlu Motor Botu ve Rumeli Feneri Yolcu Gemisi, İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne

TDİ – Ataköy Yolcu Gemisi, K.Ereğli Belediyesi’ne

THY – 1 Uçak, Kıbrıs Türk Hava Yolları’na devredildi.

VARLIK SATIŞI VE DEVİR YOLUYLA YAPILAN TAŞINMAZ SATIŞLARI

EBK – Çeşitli illerde 7 taşınmaz

EBK – Erzincan ve Kayseri’de Soğuk Depo taşınmazları

EBK – Malatya ve Sakarya Kombina taşınmazları

J-) ECEVİT – BAHÇELİ – YILMAZ HÜKÜMETİ (DSP – MHP – ANAP)

(28.05.1999 – 18.11.2002)

Kemal Derviş Yasaları diye bilinen 15 günde 15 yasanın çıkarılarak emperyalist tekellere yol verilen dönem..

Ecevit’in ABD’den Kemal Derviş’i getirterek ekonominin bütün iplerini eline vermesini “en büyük hatam” diye değerlendirdiği dönem.

Derviş, IMF’nin sözcüsüydü. “IMF borç para vermek için bu yasaların çıkmasını istiyor. 15 günde çıkarmazsanız Amerika’dan gelmem” diye tehdit ediyordu. Neydi bu yasalar?

1-) Uluslararası Tahkim Yasası: “Yabancılık unsurunun bulunduğu kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların” uluslararası mahkemelerde taşınabilmesini sağlıyor. Ulusal irade emperyalist merkezlere devrediliyor.

Türk-İş’in önderliğinde tahkim yasasına karşı yüz binlerin protesto eylemleri oldu.

2-) Telekom Yasası: Telgraf ve Telefon Kanunu değiştirildi. Telekom yabancılara satıldı. GSM şirketleri yabancıların eline geçti.

3-( Şeker Yasası: Şeker pancarında taban fiyatı kaldırıldı, fiyat belirleme fabrikaların keyfiyetine bırakıldı. Pancar üretimine kota dönemi başladı. Köylü pancar ekemez hale getirildi. Şeker ithalatının önü açıldı. Türkiye, Cargill’in ve kaçak şekerin işgaline uğradı. Şeker fabrikalarının satışı hızlandı.

4-) Tütün Yasası: Tütün üretimine kota başladı. İthal tütünün önü açıldı. AKP iktidarı döneminde sigara fabrikalarının tamamının satılabilmesinin önü açıldı. Biri hariç diğerleri kapatıldı. Tütün depolan ve işleme merkezleri kapatıldı. Tütün piyasası yüzde 95 oranında yabancıların eline geçti.

5-) Tuz Yasası: Tuz işletmelerinde devlet tekeli kaldırıldı, devlet işletmelerin tamamı satıldı.

6-) Doğalgaz Piyasası Yasası: Doğalgazda devlet tekeli kaldırıldı. Emperyalist tekellerin bu alana girebilmesi sağlandı. Elektrik sektörünün de satılması ve yabancılara açılması ile enerji sektörü yabancıların eline geçmeye başladı.

7-) Merkez Bankası Yasası: Merkez Bankasının görev ve yetkileri kısıtlandı. Emperyalist merkezlerin bankacılığına bağlandı.

😎 Bankacılık Yasası: Bankacılıkta devletin tasfiyesi hızlandırıldı. Bankacılık piyasası yüzde 60 oranında yabancıların eline geçti.

9-) Sivil Havacılık Kanunu: Havayollarının yer hizmetleri olan HAVAS ve USAŞ’ın satılmasından sonra THY’nin hisseleri satılmaya, özel havayolu şirketleri kamunun aleyhine teşvik edilmeye başlandı.

10-) Kamulaştırma Yasası: Yasa ile kamulaştırma zorlaştırıldı. Ödeneksiz kamulaştırma yapılamayacağı hükmünü getirildi.

11-) Bütçe Değişikliği Yasası: Batırılan ve içi boşaltılarak yağmalanan bankaların sorumlulukları üstlenildi.

12-) Görev zararları ve bazı fonların tasfiyesini öngören yasa: 15’i bütçe içi, 2’si bütçe dışı fonun kapatılması ve gaspı sağlandı. Bunlar arasında Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF), Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (SYDTF), Savunma Sanayiini Destekleme Fonu (SSDF), Tanıtma Fonu, işçilerin parasıyla oluşturulan Tasarrufu Teşvik Fonu da vardı.

13-) Ek Bütçe Yasası: Ekonomik krize rağmen çıkarılan ek bütçe ile 130 trilyon liranın otoyola gitmesine karar verildi.

14-) İhale Yasası: Kamu ihalelerine yabancılar için konulan sınırlamalar kaldırıldı. Defalarca değiştirilen ihale yasalarıyla ihaleye verilmeyen devlet işi bırakılmadı.

15-) Ekonomik ve Sosyal Konsey Yasası: Hükümet temsilcisinin, işçi, işveren örgütlerinin buluştuğu, Ekonomik ve Sosyal Konsey oluşturuldu.

Hangi kurum ve işletmeler hangi yolla nasıl satılmış, görelim;

BLOK SATIŞ YOLUYLA HİSSELERİ SATILAN KURUMLAR

Yüzde 50’nin üzerindeki hisse payları satılanlar

Deniz Nakliyatı T.A.Ş.

Asil Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Petrol Ofisi A.Ş.

TÜSTAŞ Sınai Tesisler A.Ş.

Güven Sigorta T.A.Ş.

Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi

Abant ve Bolu Çevresi Turizm A.Ş.

Yüzde 50’ya kadar hisse payları satılanlar

BASF Sümerbank Türk Kimya Sanayi A.Ş.

BASF Sümerbank Türk Kimya Sanayi A.Ş.

Ankara Halk Ekmek ve Un Fabrikaları A.Ş.

ÇANTAŞ Çankırı Tuz Ürünleri Üretim ve Dağıtım A.Ş.

ÖBİTAŞ İnşaat ve Ticaret A.Ş.

TUNGAŞ Tunceli Gıda Sanayi A.Ş.

Pancar Ekicileri Birliği A.Ş.

MAKSAN Malatya Makina Sanayi A.Ş.

Liman İşletmeleri ve Nakliyecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

MAN Kamyon ve Otobüs Sanayi A.Ş.

Dosan Konserve Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Balıkesir Pamuklu Dokuma Sanayii T.A.Ş.

Aydın Tekstil İşletmesi A.Ş.

Ceyhan Sanayi ve Ticaret İşletmeleri A.Ş.

Karadeniz Çimento Kireç ve Ürünleri Sanayi A.Ş. (KASTAŞ)

Mars Ticaret ve Sanayi A.Ş.

OYTAŞ İç ve Dış Ticaret A.Ş.

Ülfet Gıda ve Sabun Sanayi A.Ş.

TOE Türk Otomotiv Endüstrileri A.Ş.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

Ege Et Mamulleri Yem ve Yağ Sanayi Ticaret A.Ş.

İMSA İstanbul Meşrubat Sanayi A.Ş.

Metal Kapak Sanayi ve Ticaret A.Ş.

ETÜDAŞ Erzincan Tarım Ürünleri Üretme ve Değer. A.Ş.

Ross Breeders Köy Tür Ana Damızlık Tavukçuluk San. ve Tic. A.Ş.

Aymar Yağ Sanayi A.Ş.

Toros Gübre ve Kimya Endüstrisi A.Ş.

Olgun Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Dostel Alüminyum Sülfat Sanayii A.Ş.

Petrol Ofisi A.Ş. / Halka Arz/İMKB’de Satış

DİĞER VARLIK SATIŞ / DEVRİ YOLUYLA ÖZELLEŞTİRMELER

TDİ – Celal Atik Gemisi

SÜMER Holding – “MERİNOS HALI” Markası

VARLIK SATIŞI VE İŞLETME HAKKI DEVRİ YOLUYLA SATILAN TESİS VE İŞLETMELER

ORÜS – Cide İşletmesi

TZD – Manisa Kükürt İşletmesi

Et ve Balık Kurumu’nun, Burdur, Eskişehir ve Gaziantep Kombinaları

TDİ’nin Alanya ve Marmaris Limanları

SEKA’nın Bolu ve Dalaman İşletmesi ile Bolu İşletmesi Sosyal Tesisi

KAMU KURUMLARINA BEDELLİ DEVİR UYGULAMALARI

İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. (İSDEMİR) ve ÇELBOR Çelik Çekme Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş., birlikte satılmak amacıyla bütün hisseleri Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.’ye devredildi.

Deniz İşletmeciliği ve Tankerciliği A.Ş. (DİTAŞ) yüzde 50,98 hissesi birlikte satılmak amacıyla TÜPRAŞ’a devredildi.

PETKİM’in Yarımca Kompleksi TÜPRAŞ’a devredildi.

SÜMER Holding’in Kayseri İşletmesi, Maliye Bakanlığı’na devredildi.

TAŞINMAZLARI DİĞER KURUMLARA YA DA BEŞLEDİYELERE DEVREDİLENLER

ASİL Çelik – Bursa-Orhangazi’de 2 Arsa

EBK – Trabzon Balık Mamulleri Fabrikası taşınmazları, Kastamonu’da 72, çeşitli illerde 5 taşınmaz

İSDEMİR – Hatay-İskenderun’da 75 taşınmaz

KBİ – Artvin-Murgul’da 12 Lojman, çeşitli illerde 9 taşınmaz

SEKA – İzmit Klor Alkali Fabrikası arazisi, Ankara’da 34 Lojman, çeşitli illerde 5 taşınmaz

SÜMER Holding – Kayseri İşletmesi’ne ait 14, Malatya Pamuklu’da 1 taşınmaz

T. Gemi Sanayii – Eski İstinye tersane arazisi

TAKSAN – Kayseri’de 29 Taşınmaz

TEKEL Amasya ve Balıkesir’de 3 taşınmaz

TÜGSAŞ – Samsun’da 1 Taşınmaz

TÜPRAŞ – Aliağa’da 2 Taşınmaz

Türkiye Zirai Donatım Kurumuna ait çeşitli illerdeki 345 taşınmaz

DİĞER VARLIK DEVİRLERİ

TDİ’nin İzmir Körfez Taşıma Hizmetleri ile 11 gemi ve vapuru, İzmir Büyükşehir Belediyesine verildi.

TAKSAN’a ait 4 tezgah, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ye verildi.

TAŞINMAZ SATIŞ DEVRİ

EBK’nın 135 taşınmaız

KBİ’ye ait Karadeniz Bakır İşletme- 157 daireli lojman, 2 daireli ev, 189 taşınmaz, Artvin – Murgul İzabe Asit Tesisi ve 2 Arsa

ORÜS’e ait 33 daire, 1 arsa

PETKİM – Aliağa’da 1 taşınmaz

SEKA’nın Ankara matbaa binası

SÜMER Holding’e ait Çanakkale Gökçeada Mağaza ve Lojmanları, Hakkari Mağaza ve Lojmanları, Hatay İskenderun Mağazası ve Lojmanları, Yarım Kalmış Boyabat Ayakkabı Fabrikası taşınmazları, Yarım Kalmış Dumlu Yün İpliği Fabrikası Taşınmazları ve 36 Taşınmaz ile 2 daire,

TDİ 3 Arsa

TURBAN’ın Atik Paşalar Yalısı ve Carlton Oteli arsası

TÜGSAŞ’ın 1 dairesi, 12 taşınmazı

TZDK’ye ait 27 Daire, 2 Lojman, 3 Dükkan, 1 Depo, 117 taşınmaz

K-) AKP HÜKÜMETLERİ

(18 Kasım 2002 – …)

Tekel’in Sigara Fabrikaları

TEKEL’in İçki fabrikaları,

TAKSAN,

Gübre Fabrikaları

Eti Gümüş

Eti Bakır

Eti Alüminyum

Eti Metalurji

TÜPRAŞ,

PETKİM

Elektrik Dağıtım Bölgeleri

Elektrik Santralları

Türk Petrol,

Limanlar,

Bankalar,

Ve yüzlerce kurum, kuruluş ve tesis

Büyük kısmı stratejik değerler,

Kiminin AK Parti, kiminin AKP dediği partinin 2021 yılı sonuna kadar geçen 19 yıllık iktidarı boyunca nereleri sattığını birlikte inceleyelim.

BLOK SATIŞ YOLUYLA HİSSE SATIŞI ÖZELLEŞTİRMELERİ

Yüzde 100’ü satılan işletmeler

Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.

Toroslar Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.

Boğaziçi Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.

Akdeniz Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.

Gediz Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.

Aras Elektrik Dağıtım A.Ş.

Aras Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.

Dicle Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş.

Vangölü Elektrik Perakende Satış A.Ş.

İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş.

İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Perakende Satış A.Ş.

Hamitabat Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.

Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.

Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş.

Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş.

Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.

Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.

Meram Elektrik Dağıtım A.Ş.

Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş.

Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş.

Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.

Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş.

ESGAZ Eskişehir Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Tic. Taahüt A.Ş.

Divriği-Hekimhan Madenleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (DİVHAN)

BURSAGAZ Bursa Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Tic. Taahhüt A.Ş.

Alkollü İçkiler Sanayii ve Ticaret A.Ş.

Alkollü İçkiler Pazarlama ve Dağıtım A.Ş.

TEKEL GmbH

TAKSAN Takım Tezgahları Sanayi ve Ticaret A.Ş.

TEKA Puro Üretim ve Ticareti A.Ş.

Eti Alüminyum A.Ş.

Samsun Gübre Sanayii A.Ş.

Eti Bakır A.Ş.

Eti Elektrometalurji A.Ş.

Eti Gümüş A.Ş.

Eti Krom A.Ş.

Gemlik Gübre Sanayii A.Ş.

TP Petrol Dağıtım A.Ş.

YÜZDE 90 İLE YÜZDE 99 ARASINDAKİ ORANDA HİSSELERİ SATILAN İŞLETMELER

Adapazarı Şeker Fabrikası A.Ş.

Kristal Tuz Rafinerisi Sanayi ve Ticaret A.Ş.

İGSAŞ İstanbul Gübre Sanayii A.Ş.

Manisa Pamuklu Mensucat A.Ş.

GERKONSAN Gerede Çelik Konstrüksiyon ve Teç. Fab. A.Ş.

MEYBUZ Meyve ve Buzlu Muhafaza Enternasyonal Nak. A.Ş.

YÜZDE 50 İLE YÜZDE 89 ARASINDAKİ ORANDA HİSSELERİ SATILANLAR

Kıbrıs Türk Hava Yolları Ltd. Şti. (KTHY)

Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

İstanbul İmar Ltd. Şti.

Baha Esat Tekand Kütahya Şeker Fabrikası A.Ş.

Türk Alkollü İçki ve Şarap Endüstrisi Ltd. Şti. (TAŞEL)

Ataköy Otelcilik A.Ş.

Ataköy Turizm Tesisleri ve Ticaret A.Ş.

Başak Sigorta A.Ş.

Acıpayam Selüloz Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ACISELSAN)

PETKİM Petrokimya Holding A.Ş.

HİSSE PAYLARI YÜZDE 49’A KADAR SATILMIŞ OLANLAR

Ray Sigorta A.Ş.

YİBİTAŞ Kraft Torba Sanayi A.Ş.

HAVELSAN Hava Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.

Türkiye İş Bankası A.Ş.

Arçelik A.Ş.

ERYAĞ Erciyes Yağ Sanayii A.Ş.

Ünye Çimento Sanayii T.A.Ş.

Uçak Servisi A.Ş. (USAŞ)

SÜTAŞ Bursa ve Havalisi Pastörize Süt ve Mam.Gıda San. A.Ş.

Ortadoğu Teknopark Geliştirme Müh., İnş., Taah. ve Tic. A.Ş.

Amasya Şeker Fabrikası A.Ş.

Çayeli Bakır İşletmeleri A.Ş. (ÇBİ)

Türk Hava Yolları A.O.

Ataköy Marina ve Yat İşletmeleri A.Ş.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

PETKİM Petrokimya Holding A.Ş. / Halka Arz/İMKB’de Satış

ASELSAN Askeri Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Uçak Servisi A.Ş. (USAŞ)

Uçak Servisi A.Ş. (USAŞ)

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR)

Başak Emeklilik A.Ş.

Türk Hava Yolları A.O.

Türkiye Halk Bankası A.Ş.

BUMAS Karaman Bulgur Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Uçak Servisi A.Ş. (USAŞ)

NİTROMAK Makina Kimya-Nitro Nobel Kimya Sanayii A.Ş.

Türk Telekomünikasyon A.Ş.

ASBAŞ Antalya Serbest Bölge İşleticisi A.Ş.

Ziraat Portföy Yönetimi A.Ş.

PETKİM Petrokimya Holding A.Ş.

Kayseri ve Civarı Elektrik T.A.Ş.

Türkiye Halk Bankası A.Ş.

Türk-Arap Gübre A.Ş. (TAGAŞ)

Yeditepe Beynelmilel Otelcilik Turizm ve Ticaret A.Ş.

OYAK İnşaat A.Ş.

MİTAŞ Enerji ve Madeni İnşaat İşleri Türk A.Ş.

Gübre Fabrikaları T.A.Ş. (GÜBRETAŞ)

Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş.

MESBAŞ Mersin Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş.

Hidrojen Peroksit Sanayi ve Ticaret A.Ş.

TGT Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş.

BLOK SATIŞ YOLUYLA HİSSELERİ SATILMIŞ OLMASINA RAĞMEN, NE KADARLIK HİSSELERİNİN SATILDIĞI BELİRTİLMEMİŞ OLANLAR;

Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.

Sönmez Neşriyat ve Matbaacılık A.Ş.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş.

Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.

USAŞ Yatırım Holding A.Ş.

Afyon Çimento Sanayii T.A.Ş.

Batı Söke Çimento Sanayi T.A.Ş.

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

ASELSAN Askeri Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR)

Hektaş Ticaret A.Ş.

Koç Holding A.Ş.

Türkiye İş Bankası A.Ş.

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB)

Ünye Çimento Sanayii T.A.Ş.

Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.

Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.

Tasfiye Halinde Türk Ticaret Bankası A.Ş.

VARLIK SATIŞI, İŞLETME HAKKI DEVRİ YOLUYLA TESİS VE İŞLETME SATIŞI VEYA DEVRİ

EBK Manisa Kombinası

TÜGSAŞ’ın Kütahya Gübre Üretim Tesisleri

Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun Sakarya Traktör Sanayi İşletmesi

ADÜAŞ’A AİT SANTRALLAR

Ataköy, Beyköy, Çıldır, İkizdere, Kuzgun, Mercan, Tercan Hidroelektrik Santrali, Denizli Jeotermal Santrali, Engil Gaz Türbinleri Santrali

EÜAŞ’A AİT HİDROELEKTRİK SANTRALLARI (HES’LER)

Adıgüzel, Adilcevaz, Ahiköy 1, Ahiköy 2, Ahlat, Almus, Anamur , Arpaçay, Telek, Bayburt, Berdan, Besni, Bozkır, Bozüyük, Bozyazı, Bünyan, Çağ, Çal, Çamardı, Çamlıca 1, Çemişgezek, Çine, Değirmendere, Dere, Derme, Dinar 2, Doğankent, Durucasu, Engil, Erciş, Erkenek, Ermenek, Esendal, Fethiye, Girlevik, Göksu, Gönen, Haraklı-Hendek, Hasanlar, Hoşap, Işıklar (Visera), İnegöl-Cerrah, İvriz, İznik-Dereköy, Kadıncık 1, Kadıncık 2, Karacaören 1, Karacaören 2, Karaçay, Karaçay, Kayadibi, Kayaköy, Kemer, Kernek, Kılavuzlu, Kısık, Kiti, Koçköprü, Kovada I, Kovada II, Köklüce, Kuzuculu, Kürtün, Ladik-Büyükkızoğlu, M. Kemal Paşa-Suuçtu, Malazgirt, Manavgat, Manyas, Menzelet, Mut-Derinçay, Otluca, Pazarköy-Akyazı, Pınarbaşı, Sızır, Silifke, Suçatı, Sütçüler, Şanlıurfa, Tohma, Topçam, Tortum, Torul, Turunçova-Finike, Uludere, Varto-Sönmez, Yenice ve Zeyne HES’leri

EÜAŞA AİT SANTRALLARIN LİNYİT İŞLETMELERİ

Güney Ege, Bursa, Yeniköy VE Seyitömer Linyitleri İşletmesi

EÜAŞ’A AİT TERMİK SANTRALLAR

Yeniköy, Tunçbilek, Yatağan, Soma B, Seyitömer, Çatalağzı, Kemerköy, Orhaneli ve Kangal Termik Santralları

DOĞALGAZ SANTRALLARI

Gebze-Dilovası Doğal Gaz Kom. Çevrim Santralı

KBİ İŞLETMELERİ

Samsun ve Murgul İşletmeleri ile Murgul Hidroelektrik Santrali

SEKA İŞLETMELERİ

Afyon, Akkuş, Aksu, Balıkesir, Çaycuma, Karacasu ve Kastamonu İşletmeleri

SÜMER HOLDİNG İŞLETMELERİ

Adıyaman İşletmesi, Bakırköy Konfeksiyon San. İşletmesi, Beykoz Deri ve Kundura İşletmesi, Çanakkale Sentetik Deri İşletmesi,

Diyarbakır İşletmesi, Malatya İşletmesi, Mazıdağı Fosfat Tesisleri, Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi ve TÜMOSAN İşletmesi

T. ŞEKER FABRİKALARINA AİT FABRİKALAR

Afyon Şeker Fabrikası, Alpullu Şeker Fabrikası, Bor Şeker Fabrikası, Çorum Şeker Fabrikası, Elbistan Şeker Fabrikası, Erzincan Şeker Fabrikası, Erzurum Şeker Fabrikası, Kırşehir Şeker Fabrikası, Muş Şeker Fabrikası, Turhal Şeker Fabrikası

TCDD’YE AİT LİMANLAR

Bandırma Limanı, Derince Limanı, İskenderun Limanı, Mersin Limanı ve Samsun Limanı

TDİ’YE AİT LİMANLAR

Dikili Limanı, Çeşme, Kuşadası Limanı, Salıpazarı Limanı (Galataport), Taşucu Limanı, Tekirdağ Limanı ve Trabzon Limanı

TEKEL’E AİT FABRİKA VE İŞLETMELER

Tokat, Malatya, Adana, Ballıca, Bitlis ve İstanbul Sigara Fabrikası

Çankırı, Kağızman, Kaldırım, Kayacık, Sekili, Tuzluca, Yavşan ve Çamaltı Tuzlası

VARLIK SATIŞI, İŞLETME RUHSATI DEVRİ, İŞLETME KULLANIM HAKKI ve İŞLETME İMTİYAZI DEVRİ YOLUYLA ÖZELLEŞTİRİLENLER

TDİ’ye ait Karadeniz Gemisi ve Ankara ve Samsun Feribotları

SÜMER HOLDİNG’e ait Akdeniz İşletmesi, Tercan Ayakkabı İşletmesi ve Merinos İşletmesinin Makine-Teçhizatları

KBİ’ye ait Giresun’da 2, Sinop’da 1 maden sahası

TDÇİ’ye ait Deveci Demir Madeni Sahası

Karayolları’nın – I. Ve II. Bölge Araç Muayene Hizmetleri

TEKEL’e ait Pipo/Nargile Tütünü Markaları ve Makineler, Taşköprü Jüt İpliği Fabrikası Varlıkları

SÜMER HOLDİNG’e ait Antalya Barit Öğütme Tesisi ile Taşucu İşletmesi’nin Makine-Teçhizatları ve Karakuz Demir Madeni Sahası

VARLIK SATIŞI YOLUYLA SATILAN OTEL VE SOSYAL TESİSLER

Bayındırlık Bakanlığı’na ait Erciyes Sosyal Tesisleri

DSİ’ye ait Erciyes Sosyal Tesisleri

Karayolları’na ait Erciyes Sosyal Tesisleri

Emekli Sandığı’na ait Kuşadası Tatil Köyü, İstanbul Hilton Oteli, Büyük Ankara Oteli, Büyük Efes Oteli, Büyük Tarabya Oteli, Çelik Palas Oteli

TEKEL’e ait Bodrum Sosyal Tesisi

Maliye Hazinesi’ne ait Antalya-Muratpaşa Sosyal Tesisi ve Foça Tatil Köyü

VARLIK SATIŞI VE İRTİFAK HAKKI TERKİNİ YOLUYLA SATILAN TAŞINMAZLAR

ADÜAŞ’a ait 187 Taşınmaz, 1 daire,

DEVLET MALZEME OFİSİ’ne ait İzmir-Konak’da 1 taşınmaz,

ET VE BALIK KURUMU’na ait 62 lojman, Ankara-Ulus’da 11 mağaza ve 23 Büro,Mersin ve Samsun’da Soğuk Hava Depoları, Mersin’de Emtia Deposu ve çeşitli illerde 97 taşınmaz,

EMEKLİ SANDIĞI’na ait Kızılay Emek İş Hanı,

EÜAŞ’ın İzmir-Aliağa’da 1 taşınmazı

GAYRİMENKUL. AŞ. ‘nin 21 daire, 32 dükkan, 2 işyeri, İstanbul-Beykoz’da 3 taşınmaz ve İskele alanı, 136 taşınmaz

KARAYOLLARI’na ait 20 taşınmaz

KARADENİZ BAKIR İŞLETMESİ’ne ait (KBİ) Murgul’un İşçi Mahallesi’nde 42 daireli, Usta Mahallesi’nde 46 daireli lojmanlar,

Murgul, Aduca’da 1 misafirhane, Samsun-Tekkeköy’de 100 Arsa ve 49 bina-lojman ve ayrıca 202 taşınmaz,

MALİYE HAZİNESİ’ne ait 590 taşınmaz ve 1 daire,

PETKİM’e ait Çanakkale Plastik İşleme Fabrikası arazisi,

SEKA’ya ait Ankara Alım Satım Müdürlüğü Binası, Taşucu Tersane Alanı ve 3 taşınmaz,

TCDD’ye ait çeşitli illerde 67 taşınmaz,

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMESİ’ne ait (TDİ) Ankara-Kızılay’da 1 daire ve depo, Eski Büyükdere Vapur İskelesi binası, İstanbul’da 14 daire, İzmir-Karşıyaka’da 44 dükkan ve 1 lokanta, İnebolu Liman Sahası, Kemerköy İskelesi ve Geri Sahası taşınmazları, Samsun’da Eski Acente binası ve 9 taşınmaz

TEİAŞ’a ait Ankara-Yenimahalle’de 1 taşınmaz

THY’nın İstanbul Bakırköy’de 11 lojmanı

TTA’nın Ayvalık Sosyal Tesisi taşınmazları, İstanbul-Beykoz’da 1 depo, çeşitli illerdeki 74 taşınmaz

TÜGSAŞ’a ait Tekirdağ, Şanlıurfa ve Fatsa Depoları ve İstanbul-Beyoğlu’nda 1 bina

SÜMER HOLDİNG’e ait Adana Seyhan’da 7, Ankara Bahçelievler’de 14, Emek Mahallesinde 12, Keçiören’de 28 daire, İstanbul Altunizade’de 1, İzmir Kemalpaşa’da 1, Manisa’da 1, Aydın’da 1 bina, Ankara-Çankaya’da 1 mağaza, Konya Selçuklu’da 22 dükkan, Erzurum’da 20, İstanbul Ataköy’de 2, çeşitli illerde 11 daire, Lüleburgaz’da 71, Mazıdağı’nda 23, Fethiye’de 3 taşınmaz, çeşitli illerde 304 taşınmaz, Manisa Saruhanlı’da 1 tarla, Fethiye’de İskele Alanı

T. ŞEKER FABRİKALARI’na ait, Ağrı’da 67 Taşınmaz, Tokat’ta 59, Afyon’da 28, Erzincan’da 6, Erzurum’da 9, çeşitli illerde 118 taşınmaz, İstanbul Kadıköy’de 4 daire, Konya-lgın’da 2 bina,

TEDAŞ’a ait İstanbul-Bayrampaşa’da 25, Nevşehir’de 15 daire, Zonguldak-Ereğli’de 19 Pilon yeri, Ankara-Yenimahalle’de 20, İstanbul-Avcılar-Firuzköy’de 14, çeşitli illerde 1364 taşınmaz, 1 dükkan, 1 daire

TEKEL’e ait Ankara-Lodumlu’da 2 bina (İkiz Kuleler), Bursa Gemlik’te 22, Çanakkale Bozcaada’da 3, Gökçeada’da 3 daire. Çeşitli illerde 65 taşınmaz satıldı.

KAMU KURUMLARINA BEDELLİ DEVİR UYGULAMALARI

HİSSE DEVİRLERİ

Yeşilova Halı Yün İpliği ve Battaniye Fabrikasının % 48,93’ü Burdur İl Özel İdaresine verildi.

DİĞER VARLIK DEVİRLERİ

TDİ – Şehirhatları ve Denizyolları İşletmesi’nin İskeleleri ve 84 Gemisi, ayrıca Yakıt II Gemisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne

TDİ – Turan Emeksiz Yolcu Gemisi, Bursa Güzelyalı Belediyesi’ne

TDİ – Şehir Hatları Çanakkale Bölgesi Hizmetleri ve 9 Gemisi, Çanakkale İl Özel İdaresi’ne

TEKEL – İzmir Yaprak Tütün İşletmesinin Makine-Teçhizatı, İzmir Katip Çelebi Üniversitesine verildi.

TESİS VE İŞLETME DEVİRLERİ

SEKA’nın Ardanuç İşletmesi, Ardanuç Belediyesine verildi.

TAŞINMAZ DEVİRLERİ

İSDEMİR – Hatay-Dörtyol’da 1 taşınmaz

DMO- 2 taşınmaz

EBK – Kütahya’da 1 taşınmaz

ETİ Alüminyum – Konya-Seydişehir’de 4 taşınmaz

Gayrimankul AŞ- 25 taşınmaz

Karayolları – 33 taşınmaz

KBİ- 82 taşınmaz

Maliye Hazinesi- 13 taşınmaz

PETKİM – İzmir-Basmane’de 1 bina

EKA – 11 Taşınmaz- 1 Sinema binası

SÜMER HOLDİNG- 5 Bina, 9 Daire, 133 tanınmaz

T. Şeker Fabrikaları – 187 Taşınmaz – 25 Direk Yeri

TCDD – 14 Taşınmaz

TDİ – İzmir Eski Misafirhane binası – 2 taşınmaz

TEDAŞ – 3 Bina, 9 İşyeri, 1 Santral Binası, 6 Bükkan, 1 Trafo Binası, 2 Daire, 154 Taşınmaz

TEKEL – Gemlik Sungipek Müessesesi taşınmazları, İstanbul-Bomonti’de eski bira fabrikası, 4 bina, 7 daire, 59 arsa, 275 taşınmaz

TKİ – Ankara-Yenimahalle’de 238 Daire

TTA – 23 Taşınmaz

TÜGSAŞ – Kütahya’da 22 Taşınmaz

TÜPRAŞ – 9 Taşınmaz

VI -) KAPATILAN, KAPISINA KİLİT VURULAN KURUM VE İŞLETMELER

Bir kurumu satmak cinayet ise, o kurumu kapatmak iki kere cinayettir.

1980 sonrası hükümetler her ikisini de gerçekleştirdiler.

Şimdi okuyacaklarınız çifte cinayet vakalarıdır.

Özelleştirmelere olduğu gibi kapatılan kurumlar hakkındaki kaynak da Özelleştirme İdaresi Başkanlığıdır.

Meraklıları, Başkanlığın sitesini açıp, dizlerini kırarak, biraz da zahmeti göze alarak bu bilgilere ulaşabilirler.

Her iki dönem için de kaynak, bizzat Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesidir.

Kapatılan kurum ve işletmelerin yanındaki tarihler kapatılma tarihidir.

Fabrika ve işletmelerin sadece adını ve kapatılma tarihini yazıyor değerlendirmeyi size bırakıyorum.

TANSU ÇİLLER – MURAT KARAYALÇIN HÜKÜMETİ (25.06.1993- 05.10.1995)

  • KÖYTEKS’in Keskin Hazır Giyim Tesisi / 02.08.1995

TANSU ÇİLLER HÜKÜMETİ (05.10.1995- 30.10.1995)

  • TURBAN’ın Gümüldür Tatil Köyü, Adana ve Isparta Seyahat Acenteleri / 25.10.1995

AHMET MESUT YILMAZ HÜKÜMETİ (06.03.1996 – 28.06.1996)

  • Karadeniz Bakır İşletmesi’nin (KBİ) Kutlular İşletme Müdürlüğü ve Murgul İzabe Tesisi / 07.05.1996

NECMETTİN ERBAKAN – TANSU ÇİLLER HÜKÜMETİ (28.06.1996 – 30. 06. 1997)

  • SÜMER Holding’in Erzurum İspir Ayakkabı Fabrikası / 18.11.1996
  • TURBAN’ın Antalya Seyahat Acentesi / 27.11.1996

MESUT YILMAZ – BÜLENT ECEVİT HÜKÜMETİ (30.06.1997 – 11.01.1999)

  • EBÜAŞ’ın Yüksekova Kombinası / 13.08.1997
  • KÖYTEKS’in Tatvan Kazak Üretim Tesisi / 18.09.1997
  • SÜMER HOLDİNG’in Hacıömer Halıcılık Tesisi / 06.12.1997
  • SÜMER HOLDİNG’in Diyarbakır Halı Fabrikası / 11.03.1998
  • SÜMER HOLDİNG’in Elazığ Sivrice Eğitim ve Dinlenme Tesisleri / 18.08.1998
  • ORÜS’ün Ardeşen İşletmesi / 13.01.1998
  • T. ZİRAİ DONATIM A.Ş.’ye ait Ankara, Adana, İzmir, Kırklareli Tarım Makine İmalat İşletmeleri / 15.07.1998
  • Pamukova Tarım Makine Araştırma Enstitüsü / 15.07.1998

BÜLENT ECEVİT – DEVLET BAHÇELİ – MESUT YILMAZ HÜKÜMETİ (28.05.1999 – 18.11.2002)

  • EBÜAŞ’ın Trabzon Balık Mamulleri Fabrikası / 08.07.1999
  • SÜMER HOLDİNG’in Kayseri Pamuklu İşletmesi / 09.08.1999
  • SÜMER HOLDİNG’inTarsus Mensucat Boyaları San. İşletmesi / 10.10.2000
  • SÜMER HOLDİNG’in İzmir Basma Sanayii İşletmesi / 14.11.2000
  • SÜMER HOLDİNG’in Nazilli Basma Sanayii İşletmesi / 14.11.2000
  • T. ZİRAİ DONATIM A.Ş. Erzurum Tarım Alet Makineleri İşletmesi / 06.03.2000
  • T. ZİRAİ DONATIM A.Ş. Şanlıurfa Tarım Alet Makineleri İşletmesi / 30.10.2000
  • TÜGSAŞ Elazığ Gübre Sanayii A.Ş. Fabrikası / 18.04.2000
  • SEKA İzmit Klor-Alkali Fabrikası / 20.07.2000
  • TURBAN Kilyos Moteli / 02.01.2001
  • EBK Fatsa Balık Mamulleri İşletmesi / 28.02.2001
  • T. ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. Sanayi Nakliyat A.Ş. / 06.08.2001
  • TEKEL İzmir Sigara Fabrikası / 29.04.2002
  • TEKEL Adapazarı Yaprak Tütün İşletmesi Müdürlüğü / 29.04.2002
  • TEKEL Düzce Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü / 29.04.2002
  • TEKEL Gemlik Sungipek ve Vizkoz Mamulleri San. İşletmesi / 29.04.2002
  • TEKEL Çine Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü / 04.06.2002
  • TEKEL Ödemiş Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü / 04.06.2002
  • TEKEL Turgutlu Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü / 04.06.2002
  • TEKEL Mudanya Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü / 04.06.2002
  • TEKEL Yenişehir Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü / 04.06.2002

AKP’NİN KAPISINA KİLİT VURDUĞU İŞLETME VE FABRİKALAR

  • SSK Eczaneleri / 2004
  • Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü / 13. 01. 2005
  • Türkiye Gübre Sanayi A.Ş. (TÜGSAŞ), SÜMER HOLDİNG A.Ş. ile birleştirilerek tüzel kişiliğine son verildi / 19 Eylül 2005

SEKA

  • Akkuş İşletmesi / 21.10.2003
  • Ardanuç İşletmesi / 21.10.2003
  • Kocaeli İşletmesi / 08.11.2004
  • Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş. (SEKA), SÜMER HOLDİNG A.Ş. ile birleştirilerek tüzel kişiliğine son verildi / 19 Eylül 2005

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMESİ (TDİ)

  • Marmara Inc. (%100 hisse) / 02.12.2004

SÜMER HOLDİNG

  • Adana Çırçır İşletmesi / 31.05.2003
  • Manisa Pamuklu Mensucat A.Ş. / 26.08.2004
  • Akdeniz Pamuklu Sanayi İşletmesi / 26.08.2004
  • Pazarlama İşletmesi / 03.09.2004
  • Bursa Merinos Yünlü Sanayii İşletmesi / 23.09.2004
  • Van Deri ve Kundura Sanayii İşletmesi / 02.12.2004
  • Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi / 02.12.2004
  • Tercan Ayakkabı İşletmesi / 02.12.2004
  • Isparta Halı Fabrikası / 10.03.2008
  • Taşucu Kağıt Sanayii İşletmesi Üretim Birimleri / 02.11.2009
  • Diyarbakır ve Isparta Bölge Müdürlükleri / 22.04.2009

ET-BALIK KURUMU (EBÜAŞ)

  • Haydarpaşa Et İşleme Tesisi, Zeytinburnu Et Kombinası / 24.04.2003
  • Kayseri Et Kombinası / 08.11.2004

TEKEL

  • Gaziantep İçki Fabrikası / 07.07.2003
  • Kırıkkale Şarap Fabrikası / 07.07.2003
  • Şanlıurfa Suma Fabrikası / 07.07.2003
  • Tabacs Turcs S.A. (%100 hissesi) / 27.09.2004
  • Taşköprü Jüt İpliği Fabrikası / 08.01.2004
  • Kelkit Kibrit Fabrikası / 07.04.2004
  • Kocaeli ve Hendek Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri / 23.01.2004
  • Sinop, Şarköy, Merzifon, Geyve Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri / 07.04.2004
  • Soma, Ulubey, Ahmetli, Yenice, Çivril, Fethiye, Bergama, Dikili, Trabzon, Menemen Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri / 03.08.2004
  • Erzincan Tuz İşletme Müdürlüğü / 31.01.2005
  • Kiraz, Bandırma, Demirci, Köprübaşı, Alaşehir, Karacasu, Gerze, Güney, Bucak, Eşme, Urla, Kınık, Tire, Yatağan, Havza, Niksar, Islahiye, Balıkesir, İvrindi, Sındırgı, Samsun, Osmancalı, Saruhanlı, Hatay, Bandırma Yaprak Tütün İşletme Atölyeleri / 08.08.2006
  • Gökçeada ve Bozcaada İdare Memurlukları ve Depoları / 21.12.2006
  • Bitlis, Adana, Malatya, Tokat ve Cevizli Sigara Fabrikaları / 2008-2009

T. ŞEKER FABRİKALARI A.Ş.

  • Sarımsaklı Tarım İşletmesi10.11.2006
  • Afyon Tarım İşletmesi / 10.11.2006
  • Adapazarı Şeker Fabrikası / 1999 depremindeki tahribatlar 2005’e kadar onarılmaz, kapalı tutulur fabrika. 2005’te Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi’ne satılır. Bankalar kredi vermez, FETÖ’nün Bank Asya’sına mecbur edilir. Banka kredi borçları için fabrikaya el koyar. Oysa vadeler gelmemiştir bile. FETÖ’nün bankası fabrikayı Yıldız Holding’e satar. Holding kapısına kilit vurur, yıkıp AVM yapmaya kalkar. AKP hem seyirci, hem kapanmaya varan süreci başlatandır.

VII-) CUMHURİYETİN SEKTÖR BANKACILIĞI NASIL TASFİYE EDİLDİ?

Geriye dönüp Cumhuriyetin bankalarına baktığımızda görürüz ki, kurulan bankaların hepsi, tarımda ya da sanayideki bir sektörle ilgilidir. Ekonomideki bir damarın parçasıdır. Bu dönemde, tek amacı para toplamak ve faiz karşılığı para dağıtmak olan banka kurulmamıştır.

Ya bugün?

Tarımı, sanayiyi desteklemesi için kurulan bankaların hemen hepsi koparılmıştır köklerinden, dalları budakları kırılmıştır. Kiminin kapısına kilit vurulmuş, kimi, beş kuruş karşılığı satılmıştır tefecilere. Hatta gözler kararmış, yabancılara bile satılmıştır kimileri.

Neden 2008’de kayaya tosladık, neden o günden beri çıkamıyoruz ekonomik krizden?

Neden bütün çırpınmalara rağmen daha da büyüyor kriz?

Neden gelecek daha da karanlık?

Cevabın bir bölümü de burada, finans sektörünün durumunda…

Ekonomilerin en stratejik sektörlerinden olan finans sektörüdür, bankacılıktır, sigortacılıktır ve borsadır.

Borsa, yabancı tekellerin vurgun alanıdır.

Sigorta sektörünün % 85’i yabancıların eline geçmiştir.

Bankalar ise, sektörleri besleyen damarları kesilmiş, tamamına yakını tefeciye dönüştürülmüştür. Hatta bununla da yetinmeyerek yabancılara verilmiştir önemli kısmı.

Cumhuriyetin sektör bankacılığının nasıl yıkıldığına, biraz yakından bakalım;

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN BANKASI SÜMERBANK

Tekstilde şahlanmamız Sümerbank sayesindedir.

Atatürk 1 Temmuz 1933’te Sümerbank’ı, tekstil sektörünü desteklesin diye kuruyor.

4 iplik fabrikası, 3 hambez fabrikası, 4 dokuma fabrikası, 6 basma fabrikası, 5 yün sanayi işletmesi, 1 konfeksiyon işletmesi, 5 deri ve kundura işletmesi, 1 çini ve porselen işletmesi, 1 mensucat boyaları işletmesi, 1 palamut ve valeks işletmesi, 1 sungipek ve vizkoz mamulleri işletmesi,3 halı fabrikası, bir çırçır işletmesi, Sümerbank’ın yarattıklarının bazılarıdır.

Banka, sadece tekstil fabrikaları değil, demir-çelik, deri, çimento, kâğıt ve selüloz fabrikaları bile kurmuştur.

Sümerbank’a ilk saldırı, 1987’de başlar. Bankayı satmak amacıyla Kamu Ortaklığı İdaresi’ne devrederler. 1995’te Hayyam Garipoğlu’na satılır. TMSF, 1999’da Garipoğlu’nun elinden alır, el koyduğu Egebank, YURTBANK, YAŞARBANK, Bank Kapital, Ulusal Bank ile birleştirip hepsini 2001’de OYAK’a satar. OYAKBANK da, 2007’de tümünü birden Hollanda’nın ING BANK’ına satar.

Böylece Sümerbank, diğer bankalarla birlikte yabancılara ikram edilmiştir.

Bugün Türk devletinin, tekstil sektörünü destekleyen bir bankası bulunmamaktadır.

MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN BANKASI, ETİBANK

1935’te ETİBANK’I Atatürk kurar. Amaç, madenciliği ve enerji sektörünü desteklemektir.

Banka sayesinde, 1937’de Kozlu kömür madeni, 1938’de Murgul Bakır İşletmeleri yabancılardan millileştirilir. Sonra MTA’yı kurulur. ETİBANK ve MTA, Elazığ Şark Kromları, Divriği Demir Madeni, Ergani Bakır, Ereğli Kömür, Garp Linyitleri ve Murgul Bakır İşletmeleri’nin kurulmasını ve işletmeye açılmasını sağlar.

Özelleştirmeci Batıcılar ETİBANK’a da saldırır.

1998’de bankayı Dinç Bilgin ve Cavit Çağlar’a satarlar. TMSF 2000’de bankaya el koyar, sonra da, el koyduğu İNTERBANK ve ESBANK ile birleştirir.

ETİBANK da kaybolmuştur artık.

Sonra da yine el konulan BAYINDIRBANK altında birleştirilir.

2005’te de BAYINDIRBANK’ın adını değiştirilerek Birleşik Fon Bankası yapılır.

Bankadan sonra, bankanın ayağa kaldırdığı madenler ve fabrikalar da satılır birer birer. Eti Alüminyum, Eti Gümüş, Eti Bakır ve diğerleri…

En son Ankara Sıhhiye’deki ETİBANK Genel Müdürlüğü’nün devasa binasını yerle bir edilir. Açık otoparka dönüştürülür arsası.

Bugün Türk devletinin, madencilik ve enerji sektörlerini destekleyen bir bankası bulunmamaktadır.

DENİZCİLİK SEKTÖRÜNÜN BANKASI, DENİZBANK

Atatürk, denizcilik sektörünü desteklemesi amacıyla, 1937’de DENİZBANK’ı kurdurur. 1997’ye kadar denizcilik sektörü ve deniz ürünleri alanı, banka ile nefes alır, güçlenir, büyür.

1997’de, bu sektörün de dalı budağı kırılır. Sektörü destekleyen banka Zorlu Grubu’na satılır. Diğer satılanlar gibi, bu da kuruluş amacındaki sektöründen koparılır.

Sonra 2002’de TARİŞBANK ile birleştirilir. Sonra Belçikalı DEXİA, sonra da Rus SBERBANK’a satılır. 2012’den beri, Rus SBERBANK’ındır banka.

Bugün Türk devletinin, denizcilik sektörünü destekleyen bir bankası da bulunmamaktadır.

YETİM BANKACILIĞI

Osmanlı’dan devralınan, savaşlar ve vergilerle beli bükülmüş, aç-bilaç “kulların” önemli kısmı da yetimlerdi.Cumhuriyetin ilk işi, bunlara sahip çıkmak oldu.

Kurtuluş Savaşı’nın ateşi daha sönmeden, 3 Haziran 1926’da, “Halkın inşaat teşebbüslerini desteklemek, gerekli kredileri sağlamak ve yetim haklarını korumak” amacıyla banka kurdu. “Yetimlere yardım” adıyla, yetimleri istismar eden sandıkları da buraya devretti. “Emlak ve Eytam Bankası” dendi adına. “EYTAM” yetim demekti.

Önemli işler gördü banka. Yaptığı konutlar arasında, 434 konutluk Saraçoğlu Mahallesi önemlidir.

Ancak, 1946 ve sonrası bu banka da emperyalizme bağlanmanın sorunlarıyla karşılaştı. Önce bankanın adından “eytam” kelimesi kazındı, piyasa bankasına dönüştürüldü.

Buna rağmen yurttaşların ev sahibi olmasında önemli rolü oldu. Ataköy, Mimaroba, Sinanoba, Bahçeşehir, Elvankent, Ataşehir, Mavişehir, Mutlukent konutları bunlardandır. Merkez Bankası Binası, Milli Savunma Bakanlığı konutları ve TBMM lojmanları bankanın yaptıklarıdır.

1988’de banka ikinci değişikliği yaşadı. Buğday Bankası AŞ ve Türk Ekspres AŞ ile birleşmesiyle oluşan Anadolu Bankası ile birleştirildi. Bu kez adı Türkiye Emlak Bankası oldu.

Kamu kurumları ve bankaları, cumhuriyet rotasından uzaklaşan iktidarların istismar alanına dönüşmüştü. 1988’de Emlak Bankasının adı yolsuzluklara karıştı.

Aktif büyüklüğü ile 9’uncu sıradaki banka, 2001’de 405 şubesi ile Ziraat Bankasına devredildi, yok edildi.

Bugün, sahipsizleri koruyan, kollayan bir banka bulunmamaktadır artık.

SANAYİ VE MAADİN (MADENLER) BANKASI

İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi sonrasındaki denemelerden biridir. 19 Nisan 1925’te 633 sayılı kanunla kuruldu. Görevleri şunlardı:

Kendisine devredilen devlet fabrikalarını, özel sektöre devredilinceye değin işletmek.

Özel sektörle ortaklıklar kurmak, tek başına ya da ortakları aracılığıyla, maden ayrıcalığı almak ve bunları özel sektörle ortaklık yoluyla işletmek.

Sanayi ve madencilik alanlarındaki özel girişimcilere kredi vermek ve bankacılık işlemleri yapmak…

İmalâtı Harbiye kapsamındakiler de dahil, devletin elindeki sanayi kuruluşları bankanın bünyesine verildi. Hereke, Feshane, Bakırköy Mensucat, Tosya Çeltik, Bünyan ve Isparta İplik, Maraş Çeltik, Malatya, Kütahya Çini Fabrikaları, Aksaray Değirmen ve Elektrik Şirketleri, Yalvaç Sanayi-Ticaret Şirketi, bankaya devredilen, ya da kurulmasına kredi desteği sağlananlardı.

1932’ye kadar bu uygulama izlendi, Cumhuriyetin sanayi amaçlarıyla kıyaslandı. Görüldü ki, halkçı ve devletçi olmayan politikalarla hızlı kalkınma sağlanamıyor, millet cumhuriyet ülküsü ile kucaklanamıyor.

Bunun üzerine Sanayi ve Maadin Bankası, 7 Temmuz 1932’de kurulan Türkiye Sanayi Kredi Bankasına, elindeki fabrikalar daDevlet Sanayi Ofisine devredildi.

Ancak, bu da çözüm değildi. Cumhuriyetin amaçlarıyla uyumlu güçlü örgütlenme gerekiyordu. Bu sebeple 1933’de Sümerbank kuruldu. Türkiye Sanayi Kredi Bankası ve Devlet Sanayi Ofisindeki fabrikalar Sümerbank’a devredildi. Cumhuriyet ekonomisi şahlanıyordu artık. Sümerbank 1980’e kadar ekonominin can suyu idi, can damarlarından oldu.

Sanayi ve Maadin Bankası ve Türkiye Sanayi Kredi Bankası deneyi, milli ve kamucu bir ekonomi inşa edebilmenin ve halkçı olabilmesinin, ancak Sümerbanklarla mümkün olabileceğinin tecrübesidir.

Oysa 1980 sonrası Batıcı hükümetler, sadece Cumhuriyet felsefesiyle örgütlenen Sümerbankları değil, kısmen liberal amaçlı Sanayi ve Maadin Bankası türündeki bankalara dahi tahammül etmediler. Onları da tasfiye ettiler.

Cumhuriyet, Sanayi ve Maadin Bankası ile amaçlananı Sümerbank, Etibank gibi bankalarla gerçekleştirdi.

Ama bu bankaları yok edilmesi ve Sanayi ve Maadin bankasının da kapatılması sonucu, amacı sanayiyi desteklemek olan bir banka bulunmamaktadır artık.

ŞEKER SEKTÖRÜNÜN BANKASI, ŞEKERBANK

Şekerin olmadığı, çayın üzümle tatlandırıldığı yıllardan gelinmişti. Cumhuriyetin kurucuları, pancar ekimini ve pancardan şeker üretmeyi ilk işlerden sayar, sıvarlar kolları. Pancar ekimini geliştirmek, şeker fabrikalarını inşa etmek lazımdır. Yokluklarla inşa edilir fabrikalar, desteklenir pancarcılar.

İlk banka, 12 Ekim 1953’te “Pancar Kooperatifleri Bankası AŞ” adıyla Eskişehir’de kurulur. Pancar üreticilerinin birikimleridir bankayı yaratan. Devlet öncülük etmiştir. Şekerbank’ın resmi internet sitesinde şöyle anlatılıyor: “1956’da banka Ankara’ya taşındı ve Şekerbank adını aldı. 1 adet gezici şube olmak üzere 273 şubesi, 9 bölge müdürlüğü ve 1 yurt dışı temsilciliği bulunan Şekerbank’ın, 71 il ile 97 merkez dışı ilçeye yayılmış şubelerinin birçoğu yaklaşık yarım asırdır aynı yerde, yörede hizmet vermektedir. Toplam kredi portföyünün büyük bölümünü çiftçi, esnaf, işletme ve kurumsal firmalara ayıran Şekerbank… 2009’da Türkiye’de bir ilk olarak geliştirdiği EKOkredi ile 106 bine yakın kişiyi enerji tasarrufu ile tanıştırmıştır. Üretimin sürdürülebilirliği için çiftçiler toprağını, köyünü bırakıp gitmesin diye dünyada bir ilk olarak ‘Aile Çiftçiliği Bankacılığı’nı başlatan Şekerbank, proje ile tarım ve kırsal kalkınmayı desteklerken, yerel kültürün yaşaması için de çalışmaktadır.”

Buraya kadar güzel… Ama piyasacılar bu bankaya da göz dikerler. Pancar üreticilerinin kurduğu bankanın hisselerini 1997’de borsada satmaya başlarlar. 2004’te bankanın merkezini, Cumhuriyetin başkentinden İstanbul’a taşırlar. Üreticiden ve cumhuriyetten uzaklaşma gayretidir bu.

Sonra hisse satışları halka arzın da ötesine geçer. Yabancılara da satılıyordur artık. Kazakistan, hatta Dünya Bankası, Şekerbank’ın hissedarı oluyorlar. Bankanın internet sitesine göre hisse dağılımlarında son durum şöyle:

* ŞEKERBANK T.A.Ş. Personeli Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı: yüzde 31.01

* Samruk Kazyna Kazakistan Devlet Varlık Fonu: yüzde 12.08

* ŞEKERBANK T.A.Ş: yüzde 9.43

* ŞEKERBANK Türk Anonim. Şirket Pers. Sos. Sig. San. Vakfı yüzde 6.49

* Dünya Bankası’nın Uluslararası Finans Kurumu (İNTERNATİONAL FINANCE CORPORATION -IFC): Yüzde 6.07

* Diğer: Yüzde 20.55

Bir yandan şeker fabrikaları satılıyor, diğer yandan fabrikaları ve pancarcıyı desteklesin diye kurulan banka. Hem de yabancılara…

120 BİN ÜRETİCİNİN BANKASI

Aydın’da incir üreticileri, incir üretimlerini güçlendirmek için 27 Mart 1914’te faaliyete geçen Milli Aydın Bankasını kurarlar. Ziraat Bankasından sonra ulusal sermaye ile kurulan ikinci bankadır.

21 Ağustos 1915’te de, “Kooperatif Aydın İncir Müstahsilleri Anonim Şirketi” ismiyle bugünkü TARİŞ’i kurarlar.

Gündüz Ökçün, milli güçlerin bankayı ve incir kooperatifini kurmasıyla, Londra merkezli tröstün egemenliği kırıldı der; “Londra merkezli ve kapitüler haklardan yaralanan ‘de smyrna fiks pakets’ adlı ‘incir tröstü’ şirket, uygun gördüğü fiyatı çarşıya ilan eder ve üreticinin elindeki ürünü yok pahasına alırdı.”

Girişimin etrafında toplananlar Kurtuluş Savaşının fedaileri, İttihat ve Terakki’nin mensubudur büyük kısmı. Bankanın bir numaralı kurucusu Topçuoğlu Nazmi bey, İttihat ve Terakki’nin bölge lideridir. Cumhuriyet döneminde de Saraçoğlu hükümetinde ticaret bakanı olarak görev alır.

İşgal yıllarında Yunanlılar bankaya ve kooperatife el koyarlar. Cumhuriyet ise yeniden millileştirir.

1949’da, Ege yöresindeki diğer ürünlerin kooperatifleri “TARİŞBANK” adı altında birleşirler. TARİŞ artık bütün Ege’yi toparlamış, 120 bin üreticiyi örgütlemiştir.

2000’den sonra her şey tersine döner. 2001’de BDDK karar verir, TMSF de bankaya el koyar. Danıştay 10. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verir, ama dinleyen kim!

19 Aralık 2002’de BDDK bir karar daha verir, satılacaktır banka. Yüzde 99.99’unu, 29 şubesi ile Denizbank’a satarlar.

Böylece Ege’deki 120 bin üreticinin bankası yok edilmiştir.

TÜTÜN ÜRETİCİLERİNİN BANKASI

Kısa adı TÜTÜNBANK olan Türkiye Tütüncüler Bankası AŞ, cumhuriyet devletinin teşviki ve gözetimi ile, 17 Eylül 1924’te Akhisar’ın 250 tütüncüsü tarafından kurulur. Kurucuları arasında Celal Bayar, Şükrü Saracoğlu (daha sonra başbakan) ve Abdülhalik Renda (daha sonra Büyük Millet Meclisi Başkanı) gibi isimler de vardır.

Banka, 1930’a kadar Akhisar’daki tek şubesi ile faaliyet sürdürür. Sonra Ege bölgesinde çeşitli illerde şubeler açar. Sadece Manisalı, Akhisarlı tütüncülerin değil, Ege bölgesinin tütüncülerinin bankasıdır artık. 1954 yılında, adını, Türkiye Tütüncüler Bankası olan adını “Tütün Üreticileri Bankası” olarak değiştirir. 1955’te de banka, merkezini İzmir’e taşır.

Holding sahiplerinin şirketleri için banka kurdukları ya da satın aldıkları dönem başlamıştır. Yaşar Holding 1980’de TÜTÜNBANK’I satın alır. Sahibinin holding patronu olmasıyla banka da tütüncünün bankası olmaktan çıkar, holdingin bankasına dönüşür. Holdingin ihtiyaçlarıdır artık öncelik. Bölge bankası olmaktan da çıkmaktadır artık. Şube sayısı hızla artırılır. 12 Aralık 1996’da da bankanın adından TÜTÜNBANK silinir, Yaşar Bank olur adı.

1990’ların sonlarında, IMF’den sağlanacak kredi uğruna ekonomide operasyonlar başlamıştır. Bankalara el koyma bunlardan biridir. TMSF 1999’da da YAŞARBANK’a el koyar. Hemen arkasından da, el koyduğu diğer bankalarla, Egebank, YURTBANK, Bank Kapital ve Ulusal Bank ile birlikte, Sümerbank’a devredildi. Sümerbank ise, devraldığı bankalarla birlikte 2 Ocak 2002’de OYAK BANK’a devredilir. OYAKBANK ise 2007’de Hollanda’nın ING BANK’ına satılır. Operasyonu görüyor musunuz?

Sonuç olarak artık Türk tütüncüsünü destekleyen bir banka yok.

Dahası Türk tütüncüsü de yok.

Kotalarla, yasaklarla tasfiye edildi tütüncü. Sigara Fabrikaları ise Amerika’ya satıldı.

Tütün üreticisi ailelerin sayısı günümüzde 50 bin civarında. 1998-1999 yıllarında 600 binin üstündeydi.

Sigara fabrikalarımızın verildiği BAT(British American Tobacco), fabrikalarımızın 5’ini, Adana, Malatya, Tokat, İzmir, Bitlis Sigara Fabrikalarını kapattı.

Samsun Sigara Fabrikası BAT tarafından işletiliyor.

Geçtiğimiz günlerde de, yabancı tütünde 0.15 sent olan vergi sıfıra indirildi. Türk tütününde ise vergi yüzde 63’den yüzde 67’ye çıkarıldı.

PAMUK ÜRETİCİLERİNİN BANKASI

Hacı Ömer Sabancı, Adanalı sanayici Ahmet ve Bekir Sapmaz kardeşler, Adanalı Milli Mensucat’ın sahibi Nuh Naci Yazgan, Nuri Has, Mustafa Özgür ve Seyit Tekin, 30 Ocak 1948’de, birlikte kurarlar bankayı. Hepsi Adana’da yaşayan Kayserili iş adamlarıdır. Amaç, bölgedeki pamuk üreticilerine para desteği sağlamaktır.

“Adana-Kayseri Bankası” adı ile kurulur. Daha sonra adı, hem pamuğun beyaz rengini çağrıştırdığı, hem de iki şehrin baş harfi olduğu için “Akbank” olarak anılır. Tek şubesi Adana’dadır ve bölgedeki dört bankanın en küçüğüdür o zaman. 1950’de ikinci şube İstanbul’a açılır, 1954’te banka merkezi İstanbul’a taşınır.

Kuruluştaki hisseler şöyledir: Hacı Ömer Sabancı, Nuri Has, Nuh Naci Yazgan, Mustafa Özgür ile Ahmet ve Belir Sapmaz kardeşlerin her birinde yüzde 15 hisse vardır. Yüzde 5 hisse Seyit Tekin’de, yüzde 10 hisse Adanalı, yüzde 10 hisse ise İstanbullu iş adamlarına satılır. Yüzde 20’lik hisse ise, Adana’daki 83 pamuk üreticisine aittir.

Ortaklar 1962’ye kadar birlikte yönetirler bankayı. Örneğin 1962’de yönetim kurulu başkanı, yüzde 5 hissesi olan Seyit Tekin’in oğlu İbrahim Tekin’dir.

Ama 1962 sonrası bir şeyler değişmeye başlar. Sabancılar bankaya hâkim olmaktadır. Artık Sabancı ailesinin atadıkları bankayı yönetir. Önce İş Bankası eski Genel Müdürleri Ahmet Dallı ve Bülent Yazıcı, sonra da politika dünyasından Naim Talu. 1998 sonrası ise Erol Sabancı’dan başlayarak Sabancı ailesi mensupları bizzat bankanın başına geçer.  Bugün 800 şubesi olan bankanın yüzde 48.9’u Sabancı Holding’in elindedir. Yüzde 51.1 ise halka satılmıştır. Sümerbank yok edilmiş, AKBANK hem el değiştirmiş, hem ray değiştirmiştir.

Pamuk üreticileri mi? Sormayın!

OYAK BANK

OYAK BANK’ın serüveni, çok ortaklı bir özel sektör bankası olarak 1984’te başlar. Kurucularından biri olan Bank of Boston’un İstanbul şubesi kurulmuştur o tarihte.

Bank of Boston, 1990’da adını “The First National Bank of Boston” olarak değiştirir, OYAK, Alarko ve Cerrahoğlu Grubu ile ortaklık kurar. 1991’de bankanın adı yeniden değişir, Türk Boston Bank AŞ olur. 1994’te de OYAK, diğer üç ortağın bütün hisselerini alarak bankanın tek sahibi olur. Artık Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olanların kurduğu, Türk Ordusunun gözetimi altında olan Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun, kendisine ait bankası olmuştur. Banka, 10 Mayıs 1996’da da Türk Boston Bank’ı, Oyak Bank A.Ş. olarak değiştirir.

1996’ya kadar  Ankara, Adana, İzmir ve Bursa olmak üzere dört ilde şubesi olan OYAKBANK, o tarihten sonra şube sayısını artırmaya da başlar.

Kamu bankalarını iğdiş eden batıcı hükümetler, 2001’den itibaren OYAK BANK’ın da yapısını bozmaya başlarlar. İlk iş, fabrikalarını sattıkları, kapattıkları, içini de boşalttıkları Sümerbank’ın posasını OYAK BANK’a devretmek olur. 10 Ağustos 2001’de devrederler. 11 Ocak 2002’de de, Sümerbank tasfiye edilmiştir artık.

Sümerbank’ın devredilmesiyle OYAK BANK’ın şube sayısı 352’ye çıkar. Ama öyle kalmaz. Türk Ordusunun emeklilerinin kurumu olan OYAK’ın bankasını, OYAK BANK’ı da satar piyasacı hükümet. Hem de Hollanda’nın ING Bank’ına. 20 Mayıs 2008’de satış yapılır. 1 Temmuz 2008’de devir işlemi tamamlanır.

A-) YABANCILARA VERİLEN BANKALARIMIZ

Özelleştirmeci hükümetler döneminde sadece kamuya ait sektör bankacılığı tasfiye edilmedi. Bankalarımızın büyük kısmı yabancıların eline de geçti. Bunların içinde çok sayıda da özel banka vardı.

BBDK, Bankacılık Sektörü 2021 kitabı sonucu şöyle aktarıyor.

2021 itibariyle 57 banka faaliyet göstermiştir. Bankaların 35 tanesi mevduat bankası, 16 tanesi ise kalkınma ve yatırım bankasıdır. Mevduat bankalarından 3’ü kamusal sermayeli, 8’i özel sermayeli bankadır. Türkiye’de 6 adet katılım bankası” olduğunu belirtmektedir.

Yurtdışında yerleşiklerin yüzde 51 ve daha fazla oranda paya sahip oldukları yabancı sermayeli mevduat bankalarının sayısı 21’dir. Kalkınma ve yatırım bankalarının 3’ü kamu sermayeli, 9’u özel sermayeli ve 4’ü yabancı sermayelidir.

BDDK’nın verilerine göre Türkiye’de faaliyet yapan bankalar ve sahibi olan ülkeler şu şekildedir;

KAMU BANKALARI

Devletin elinde kamu sermayeli banka olarak sadece üç banka kalmıştır. Bunların biri Ziraat Bankası’dır.

Diğer ikisi, esasında satılmaya başlanmış ve bir kısmı hisseleri halka arz yoluyla satılmış, ve uçurumun görülmesi ile satışın durdurulmasıyla hala yüzde ellisinden fazlasının kurtarıldığı Halk Bankası be Vakıfbank’tır.

Bu üç banka, henüz satılmamış olan kamu kurumları ile birlikte Türkiye Varlık Fonu çuvalının içine atılmışlardır.

ÖZEL BANKALAR

  • Akbank: Sabancı Holding’in bankası
  • Anadolubank: Habaş ve Mehmet Rüştü Başaran ortaklığı.
  • Türkiye İş Bankası: TİBAŞ Mens. Munzam Sos. Güv. ve Yard. Sandığı Vakfı, Cumhuriyet Halk Partisi ve halka açık hisseler
  • Yapı Kredi Bankası: 1944’de Kazım Taşkent konut ihtiyacı için kurdu. Hisselerinin %67,97’si Koç Grubunun, %32,03’si Borsa İstanbul’da satılmış

YABANCI ORTAKLI BANKALAR

  • Fibabank: Hüsnü Özyeğin’e ai Fiba Holding ile, Dünya Bankası’na ait International Finance Corp., Avrupa Birliği’nin Europen Bank For Recons. and Dev’t. Turk Finance B.V. otaklığı
  • Şekerbank (Türk & Kazak & Dünya Bankası): 1953’de Pancar Kooperatifleri Bankası kuruldu, 1956’da Şekerbank oldu. 2004 yılı sonrasında hisse satışları ile, Samruk Kazyna Kazakistan Devlet Varlık Fonu yüzde 12.08, Dünya Bankası’nın Uluslararası Finans Kurumu (İNTERNATİONAL FINANCE CORPORATION -IFC), yüzde 6.07 oranında sahibi oldular. Bir yandan şeker fabrikaları satılıyor, diğer yandan fabrikaları ve pancarcıyı desteklesin diye kurulan banka. Hem de yabancılara…
  • Turkish Bank (Türk & Küveyt): Mehmet Tanju Özyol’a ait Özyol Holding % 58,92 & National Bank of Kuwait % 34,29
  • Türkiye Ekonomi Bankası Teb (Fransız & Türk): Kocaeli Halk Bankası 1927’de kuruldu. 1982’de Çolakoğlu Grubu aldı. Dışbank, 2005’te Fortis Bank’a satıldı. TEB’de 2011’de Fortis Bank’ı aldı. TEB’in %68’i Fransız BNP Paribas’ın, %28’i ise Çolakoğlu Grubu’nun.

YABANCI BANKALAR

  • Alternatifbank: Commercial Bank of Qatar
  • Arap Türk Bankası: Libyan Foreign Bank, T. İş Bankası A.Ş., T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Kuwait Investment Co.
  • Bank Mellat: İran Bank Mellat
  • Bank Of China Turkey: Bank of China / Çin
  • Burgan Bank (Kuveyt): 1989’da kurulan TEKFEN, 2001’de Bank Ekspres’i aldı. Eurobank’da 2012’de Tekfen’i aldı. Bank Expresin adı Burgan Bank oldu.
  • Citibank (ABD)
  • Denizbank (BAE) : 1938’de Denizcilik Bankası kuruldu. 1997’de bankayı Zorlu Grubu aldı. 2002’de Tarişbank ile birleşti, sonra Belçika’lı Dexia ve Rus Sberbank’a satıldı. 2012’den beri de %99.85’i RusSberbank’ın. 2018’de Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Emirates NBD’ye satıldı.
  • Deutsche Bank: Almanya
  • Habib Bank Limited: Habib Bank Limited Karachi – Pakistan
  • Hsbc Bank (İngiltere): 2001’de Demirbank’ı aldı. HSBC Middle East Holdings B.V., HSBC Middle East Limited
  • ICBC Turkey Bank (Çin): Industrial and Commercial Bank of China Limited ve halka açık hisseler. Akın Şirketler Grubu 1986’daTekstilbank’ıkurdu. 2002’de % 75’ini GSD Holdinge sattı. 2015’te Commercial Bank of China’ya satıldı adı CBC oldu. % 24,5 halka açık.
  • Ing Bank (Hollanda) –2007’de Oyakbank’ı aldı.
  • Intesa Sanpaolo S.P ( İtalya): Intesa Sanpaolo S.p.A Italy
  • JP Morgan Chase Bank N.A. (Abd): JPMorgan Chase Bank Co.
  • Mufg Bank Turkey (Japonya)
  • Odea Bank )Lübnan): Bank Audi S.A.L. ve diğerleri
  • Qnb Finansbank (Katar): Qatar National Bank. Hüsnü Özyeğin 1987’de Finansbank’ı kurdu. Finansbank, önce Yunanlı National Bank Of Greece’e (NBG), sonra Katarlı QNB’ye satıldı.
  • Rabobank (Hollanda): Rabobank International Holding B.V.
  • Société Générale (Sa) (Fransa): Société Générale (SA) – Paris
  • Turkland Bank (Yunan&Arap): Arap Bank PLC, Bankmed SAL
  • Türkiye Garanti Bankası (İspanya): Banco Bilbao Vizcaya Argentaria S.A. ve halka açık hisseler

KALKINMA VE YATIRIM BANKALARI

Bu kategorideki 15 bankanın 3’ü yabancılara ait. Diğerleri hakkındaki bilgiler BDDK’nın aşağıdaki çizelgesinde görülebilir.

  • Bank Of America Yatırım Bank A.Ş.: Bank of America Global Holdings, LLC
  • Bankpozitif Kredi Ve Kalkınma Bankası A.Ş.: Tarshish Hapoalim and Investments Ltd., C Faktoring. Bankpozitif,  2002’’de  TMSF’nin satışa çıkardığı Toprak Yatırım Bankası A.Ş.’nin alınmasıyla kuruldu
  • Standard Chartered Yatırım Bankası Türk A.Ş.: Standard Chartered Bank Limited ( İngiltere)

TMSF’NİN ELKOYDUĞU VE HALEN ELİNDEKİ BANKALAR

  • Adabank
  • Birleşik Fon Bankası:
  • Türk Ticaret Bankası

VIII-) ÖZELLEŞTİRMENİN 36 YILLIK BİLANÇOSU

Kamu işletmelerinin, kurumlarının 36 yıl boyunca satılarak devletin iliğinin kurutulduğu günlerdeyiz.
Bu satışlar yüzünden ekonominin derin bir kriz içine girdiği, bu yoldan ilerlemenin artık mümkün olmadığı, daha öteye gidilemediği günlerdeyiz.

Bu kahredici duruma rağmen iktidarın ders almadığı, hala kamu kurumlarını satmayı sürdürdüğü, hatta enerji, limanlar gibi sadece ekonomik bakımdan değil, toplumsal huzur ve güvenlik bakımından da stratejik önemi olan sektörlerde, hala önüne gelen işletmeyi satmaya devam ettiği günlerdeyiz.

36 yıl boyunca “özelleştirmenin vatana ihanet olduğunu” söyleyenlerin bile, son yıllarda bazı özelleştirmeleri diğerlerinden ayırarak ehveni şer saymaya başladığı günlerdeyiz.

Bütün bu ahval ve şerait altında, çeşitlerine göre farklı tavırlar geliştirenler için, stratejik sektörlerin satılmasının hangi vahametlere yol açtığını hala idrak etmeyenler için, kendi iktidarları döneminde doludizgin satış yapanların, hiç olmazsa muhalefette jetonlarının düşmesi ve “yeter artık satmayalım, satmayın gayrı” demeleri içindi bu yazı. Şimdi sunacağım bilanço da bu amacı taşımaktadır.

A-) 1986 – 2002 YILLARI ARASINDA ÖZELLEŞTİRME

Darbecilerin de bizzat itiraf ettiği gibi 12 Eylül Amerikan darbesi, 24 Ocak Kararlarının, ulusal ekonomiyi tasfiye programının uygulanabilmesi içindi. Programın piri Özal darbe ile işbaşına gelince, 1986’da özelleştirmenin düğmesine bastı. Sonraki bütün hükümetler de aralıksız olarak sürdürdüler bu yıkım planını.

1986 YILI: Özal kamuoyunun büyük kurumların blok satışına tepki gösterebileceğini düşünerek 1986 yılında ağırlıklı olarak hisse satışlarına kamu kurumların sosyal tesislerinin satışına yöneldi.

  • 1986’da 710 bin 394 dolar değerinde hisse satışı yapıldı.
  • Yine aynı yıl devletin 244 bin 501 dolar değerindeki otel ve sosyal tesisi satıldı.
  • 1986 yılında yapılan toplam özelleştirme bedeli 954 bin 895 dolar oldu.

1987 YILI: Bu yıl da hisse satışı özelleştirmelerin büyük kısmını oluşturdu. 527 bin 286 dolar değerinde hisse satışı, 305 bin 556 dolar değerinde de taşınmaz satışı yapıldı.

  • 1987’de toplam özelleştirme bedeli 832 bin 842 dolar oldu.

1988 YILI: Özal kamuoyunu alıştırdığını düşününce özelleştirmelere hız verdi.

  • 1987 yılına göre 50 katından fazla hisse satışı yapıldı. Tam 26 milyon 501 bin 676 dolar.
  • Taşınmaz satışı ise 355 bin 311 dolar oldu.
  • 1988 yılında özelleştirmelerin parasal değeri 26 milyon 856 bin 987 dolara tırmandı.

1989 YILI: İktidarın asıl işi kamu kurumlarının hisselerini elden çıkarmak olmuştu. Satış hızı grafiklere sığmıyordu artık.

  • 1989 yılında da hisse satışı önceki yılın tam beş katına çıktı. 130 milyon 418 bin 523 dolarlık hisse satışı, 708 bin 755 dolar değerinde tesis ve işletme satışı yapıldı.
  • 72 bin 682 dolar değerindeki taşınmaz satışı ile birlikte 131 milyon 199 bin 960 dolarlık özelleştirme yapıldı.

1990 YILI: Özelleştirilen kurum sayısı da, özelleştirilen kurumun ekonomik değeri de her geçen yıl büyüyordu artık.

  • 1990 yılında da 1989 yılındaki hisse satışı miktarı üçe katlandı. 485 milyon 946 bin 739 dolara tırmandı hisse satışı.
  • 42 bin 428 dolarlık taşınmaz satışı ile birlikte 1990 yılında 485 milyon 989 bin 167 dolarlık kamu satışı yaptılar.

1991 YILI: İktidarlar değişiyordu, ama emperyalist program kesintisiz olarak uygulanıyordu. Hangi hükümetin ne sattığını belirleyen tek unsur, iktidarda kaldığı süre idi artık.

  • 1991 yılı DYP-SHP Hükümetinin ANAP’’tan iktidarı devraldığı yıldı. Bu sebeple istedikleri kadar satamadılar.
  • 223 milyon 534 bin 099 dolarlık kamu hissesi, 20 milyon 307 bin 521 dolarlık da taşınmaz sattılar.
  • 1991’deki toplam özelleştirme değeri 243 milyon 841 bin 620 dolar oldu.

1992 YILI: Bu yıl içerisinde,

  • 422 milyon 881 bin 905 dolar değerinde kamu hissesi satıldı.

1993 YILI: 1993 yılı, tesis ve işletmelerin devir niteliğindeki satışlarında tırmanış yılı oldu.

  • 15 milyon 382 bin 956 dolar değerinde tesis ve işletme satıldı.
  • 539 milyon 124 bin 954 dolarlık kamu hissesi satıldı.
  • 1993 yılında, 13 milyon 030 bin 810 bin dolarlık taşınmaz satışı ile birlikte toplam özelleştirme, önceki yılın iki katını geçti, 567 milyon 538 bin 720 dolara çıktı.

1994 YILI: 1994 yılına kadar özelleştirmeler korsan şekilde yapılıyordu. 1994 yılında 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu çıkarıldı. Artık kitaba, kanuna uydurulmuş bir yıkım söz konusu oldu. Artık özelleştirme daha da hızlandırılabilirdi.

  • 407 milyon 141 bin 008 dolar hisse satışı, 4 milyon 613 bin 346 dolar tesis ve işletme satışı, 385 dolar değerinde de taşınmaz satışı yapıldı.
  • Toplam, 411 milyon 754 bin 739 dolar.

1995 YILI: Özelleştirme Kanunu çıkarılınca özelleştirmenin her türü dizginsiz bir hal aldı.

  • 391 milyon 084 bin 738 dolarlık hisse satışı,
  • 70 milyon 097 bin 879 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 22 milyon 875 bin 474 dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 46 milyon 914 bin 568 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 21 milyon 028 bin 449 dolarlık diğer varlık satışı yapıldı.
  • 1995 yılında 20 milyon 455 bin 382 dolar değerindeki kamu kurumuna devirle birlikte toplam özelleştirme değeri, 572 milyon 456 bin 490 dolara çıktı.

1996 YILI: Bu yıl,

  • 219 milyon 978 bin 800 dolarlık hisse satışı,
  • 50 milyon 949 bin 596 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 3 milyon 807 bin 656 dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 4 milyon 052 bin 095 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 10 milyon 856 bin dolarlık “diğer varlık satışı” yapıldı.
  • 1996 yılında 2 milyon 354 bin 760 dolar değerindeki kuruma devir ile birlikte toplam 291 milyon 998 bin 907 dolarlık özelleştirme yapıldı.

1997 YILI: Bu yıl içerisinde,

  • Hisse satışı 251 milyon 150 bin 000 dolar,
  • Tesis ve işletme satışı 204 milyon 334 bin 179 dolar,
  • Otel ve sosyal tesis satışı 6 milyon 150 bin 000 dolar,
  • Taşınmaz satışı da 1 milyon 810 bin 488 dolar değerinde oldu.
  • 2 milyon 073 bin 297 dolarlık kuruma devir ile birlikte
  • 1997 yılında toplam özelleştirme 465 milyon 517 bin 964 dolar değerinde oldu.

1998 YILI: Bu yıl içinde,

  • 939 milyon 828 bin 905 dolarlık hisse satışı,
  • 48 milyon 564 bin 275 dolarlık işletme ve tesis satışı,
  • 17 milyon 899 bin 991 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 4 milyon 385 bin 985 dolarlık diğer varlık satışı yapıldı.
  • 9 milyon 035 bin 988 dolarlık kuruma devir ile birlikte özelleştirme,
  • 1 milyar 019 milyon 715 bin 144 dolara tırmandı.

1999 YILI: Bu yıl içinde,

  • 7 milyon 137 bin 821 dolarlık hisse satışı yapıldı.
  • 975 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 3 milyon 100 bin dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 7 milyon 636 bin 137 dolarlık taşınmaz satışı yapıldı.
  • 1999 yılında 19 milyon 479 bin 693 dolar değerindeki kuruma devir ile birlikte
  • Toplam 38 milyon 328 bin 651 dolar değerinde özelleştirme yapıldı.

2000 YILI: 2000 yılında,

  • 2 milyar 594 milyon 192 bin 776 dolarlık satışla önceki yılların hisse satış rekoru kırıldı.
  • Ayrıca, 11 milyon 451 bin dolarlık tesis ve işletme devri,
  • 760 bin dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 49 milyon 276 bin 179 dolarlık taşınmaz satışı ve
  • 60 milyon 855 bin 896 dolarlık kuruma devir ile birlikte, 14 yılın özelleştirme rekoru kırıldı,
  • Toplam 2 milyar 716 milyon 535 bin 851 dolarlık özelleştirme yapıldı.

2001 YILI: 2001 yılında,

  • 500 bin dolarlık hisse satışı,
  • 54 milyon 900 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 1 milyon 241 bin 547 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 63 milyon 159 bin 549 dolarlık da kuruma devir yapıldı.
  • 2001 yılında 119 milyon 801 bin 096 dolar değerinde özelleştirme yapıldı.

2002 YILI: Bu yıl içinde

  • 406 milyon 082 bin 441 dolarlık hisse satışı,
  • 7 milyon 961 bin 615 dolar taşınmaz satışı,
  • 126 bin dolar diğer varlık satışı yapıldı.
  • 2002 yılında 122 milyon 305 bin 486 dolarlık kuruma devir ile birlikte
  • Toplam özelleştirme 536 milyon 475 bin 542 dolar değerinde oldu.

B-) AKP DÖNEMİNDE ÖZELLEŞTİRME

1986 yılından 2002 yılına kadar ANAP, DYP, SHP-CHP, RP-SP, DSP ve MHP’nin katıldığı iktidarlar özelleştirmeleri gerçekleştirmişlerdi. 2002 yılı Kasım ayından sonra AK Parti’nin tek partili iktidarı başladı ve aralıksız olarak bu yazının yazıldığı 2022 yılı Haziran ayına kadar sürdü.

Hatta bunca satıp savurmanın ekonomiyi uçurumun kenarına getirmiş olmasına da aldırmadan satıyor. Stratejik işletmeleri, limanları, santralleri satıyor, satmaya devam ediyor.

2003 YILI: İktidarının ilk yılında AK Parti Hükümeti

  • 57 milyon 106 bin 015 dolarlık hisse satışı,
  • 102 milyon 335 bin 079 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 18 milyon 612 bin 060 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 289 bin 616 dolarlık diğer varlık satışı,
  • 8 milyon 744 bin 721 dolarlık kuruma devir yaptı.
  • 2003 yılında toplam özelleştirme 187 milyon 087 bin 491 dolar değerinde oldu.

2004 YILI: AK Parti o yıl

  • 1 milyar 069 milyon 574 bin 083 dolarlık hisse satışı,
  • 109 milyon 193 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 29 milyon 126 bin 799 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 5 milyon 850 bin dolarlık diğer varlık satışı ve
  • 69 milyon 098 bin 247 dolarlık kuruma devir yaptı.
  • 2004 yılındaki toplam özelleştirme 1 milyar 282 milyon 842 bin 129 dolar oldu.

2005 YILI: Özelleştirme tarihinin en büyük satışının olduğu yıl. TELEKOM, TÜPRAŞ, Seydişehir Alüminyum Tesisleri gibi stratejik çok sayıda kurumun satıldığı yıl. O yıl,

  • 7 milyar 844 milyon 098 bin 036 dolarlık hisse satışı,
  • 31 milyon 491 bin 500 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 291 milyon, 007 bin dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 14 milyon 324 bin 630 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 11 milyon 305 bin 593 dolarlık diğer varlık satışı ve
  • 30 milyon 013 bin 471 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • Bu yılın toplam özelleştirme değeri, 8 milyar 222 milyon 240 bin 230 dolar oldu.

2006 YILI: Bu yıl içinde

  • 7 milyar 391 milyon 001 bin 890 dolarlık hisse satışı,
  • 157 milyon 800 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 305 milyon 410 bin 001 dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 157 milyon 677 bin 272 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 126 bin 559 dolarlık diğer varlık satışı,
  • 84 milyon 149 bin 738 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • 2006 yıllının özelleştirme bedeli 8 milyar 096 milyon 165 bin 461 dolar oldu.

2007 YILI: Bu yılda

  • 1 milyar 841 milyon 866 bin 802 dolarlık hisse satışı,
  • 755 milyon dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 38 milyon 900 bin dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 863 milyon 859 bin 019 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 635 milyon dolarlık diğer varlık satışı,
  • 124 milyon 003 bin 838 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • 2007 yılında toplam özelleştirme bedeli 4 milyar 258 milyon 629 bin 659 dolar oldu.

2008 YILI: 2008 yılında

  • 3 milyar 932 milyon 631 bin 209 dolarlık hisse satışı,
  • 2 milyar 230 milyon dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 6 milyon 345 bin 290 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 305 bin dolarlık diğer varlık satışı, 89 milyon 923 bin 688 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • 2008 yılında toplam özelleştirme bedeli 6 milyar 259 milyon 205 bin 187 dolar oldu.

2009 YILI: Bu yılda,

  • 2 milyar 265 milyon dolarlık hisse satışı,
  • 5 milyon 242 bin 153 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 486 bin 743 dolarlık diğer varlık satışı ve
  • 4 milyon 256 bin 263 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • Bu yılın toplam özelleştirmesi, 2 milyar 274 milyon 985 bin 158 dolar oldu.

2010 YILI: Bu yıl,

  • 2 milyar 582 milyon 532 bin 746 dolar hisse satışı,
  • 384 milyon 767 bin 797 dolar tesis ve işletme satışı,
  • 90 milyon 991 dolar taşınmaz satışı,
  • 20 milyon 501 bin 739 dolar diğer varlık satışı,
  • 3 milyon 887 bin 907 dolar kuruma devir yapıldı.
  • Bu yılın toplam özelleştirmesi 3 milyar 081 milyon 691 bin 179 dolar oldu.

2011 YILI: 2011’de

  • 575 milyon dolarlık hisse satışı,
  • 639 milyon 784 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 137 milyon 176 bin 629 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 6 milyon 457 bin 498 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • Toplam özelleştirme, 1 milyar 358 milyon 418 bin 127 dolar oldu.

2012 YILI: 2012’de,

  • 2 milyar 706 milyon 136 bin 050 dolarlık hisse satışı,
  • 312 milyon 305 bin 159 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 2 milyon 251 bin 038 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • Toplam özelleştirme 3 milyar 020 milyon 692 bin 247 dolar değerindeydi.

2013 YILI: Bu yıl yapılan hisse satışı bütün dönemlerde yapılan hisse satışlarının zirvesi oldu.

  • 8 milyar 631 milyon 560 bin 806 dolar… Ayrıca bu yıl
  • 3 milyar 427 milyon 020 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 407 milyon 789 bin 255 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 19 milyon 178 bin 261 dolarlık kuruma devir yapılmıştı.
  • Dolayısıyla bu yıl yapılan toplam özelleştirme, 12 milyar 485 milyon 548 bin 323 dolar ile bütün yıllardaki özelleştirmelerden fazlaydı.

2014 YILI: Bu yıl 2 dolarlık hisse satışı yapıldı.

  • Tesis ve işletme satışı 4 milyar 828 milyon 450 bin dolar değerindeydi.
  • Taşınmaz satışı 1 milyar 053 milyon 340 bin 726 dolar,
  • Kuruma devir 384 milyon 101 bin 474 dolar değerinde oldu.
  • Bu yılın toplam özelleştirmeleri 6 milyar 265 milyon 892 bin 203 dolar oldu.

2015 YILI: 2015 yılında,

  • 4 milyon 217 bin 121 dolarlık hisse satışı,
  • 1 milyar 749 milyon 500 bin dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 1 milyon 677 bin 596 dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 185 milyon 833 bin 698 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 54 milyon 811 bin 675 dolarlık kuruma devir ile
  • Bu yılın toplam özelleştirme bedeli, 1 milyar 996 milyon 040 bin 089 dolar oldu.

2016 YILI: 2016’da

  • 1 milyar 087 milyon 806 bin 339 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 198 milyon 470 bin 763 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 6 milyon 255 bin 345 dolarlık kuruma devir ile
  • 2016 yılının toplam özelleştirme bedeli 1 milyar 292 milyon 532 bin 447 dolar oldu.

2017 YILI: 2017’de

  • 147 milyon 864 bin 423 dolarlık hisse satışı,
  • 414 milyon 731 bin 823 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 93 milyon 243 bin 960 dolarlık taşınmaz satışı ve
  • 95 milyon 024 bin 830 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • Bu yılın toplam özelleştirme bedeli 750 milyon 865 bin 036 dolar oldu.

2018 YILI: Bu yıl içinde

  • 4 milyon 533 bin 748 dolarlık hisse satışı,
  • 1 milyar 114 milyon 495 bin 932 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 95 milyon 577 bin 317 dolarlık taşınmaz satışı ve
  • 143 milyon 962 bin 029 dolarlık kuruma devir yapıldı.
  • 2018 yılının toplam özelleştirme bedeli 1 milyar 358 milyon 569 bin 026 dolar oldu.

2019 YILI: 2019 yılında

785 dolarlık hisse satışı,

33 milyon 203 bin 365 dolarlık tesis ve işletme satışı,

82 milyon 284 bin 217 dolarlık taşınmaz satışı,

477 bin 363 dolarlık kuruma devir ile birlikte

Toplam özelleştirme bedeli 115 milyon 965 bin 730 dolar oldu.

2020 YILI: 2020’de

21 milyon 991 bin 800 dolarlık taşınmaz satışı ve

277 bin 876 dolarlık kuruma devir ile

2020 yılının özelleştirme bedeli 22 milyon 269 bin 676 dolar oldu.

2021 YILI: Bu yılda

  • 174.770.338 dolarlık tesis ve işletme satış / devri,
  • 14.788.057 dolar değerinde otel/ sosyal tesis satışı
  • 187.234.007 dolar değerinde taşınmaz satışı
  • 34.889.584 dolarlık Diğer varlık satış / devri
  • 1.416.187 dolar değerinde kamu kurumlarına devir ile
  • 413.098.172 dolar ile son 3 yılın en büyük özelleştirilmesi yapıldı

2022 YILI: 28 Haziran tarihine kadar

  • Hisse satışı 9.875 dolar,
  • Tesis, işletme Satış devri 51.548.524 dolar,
  • Taşınmaz satışı 105.855.369 dolar,
  • Kamu kurumlarına devir 251.106 dolar
  • 2022 yılı 28 Haziran tarihine kadar toplam 157.664.874 dolarlık özelleştirme yapılmış.

GENEL TOPLAM

Özelleştirmenin başladığı 1986 yılından günümüze, 2022 yılı 28 Haziran tarihine kadar

  • 46 milyar 099 milyon 875 bin 658 dolarlık hisse satışı,
  • 17 milyar 753 milyon 874 bin 683 dolarlık tesis ve işletme satışı,
  • 688 milyon 475 bin 784 dolarlık otel ve sosyal tesis satışı,
  • 4 milyar 236 milyon 979 bin 154 dolarlık taşınmaz satışı,
  • 745 milyon 151 bin 267 dolarlık diğer varlık satışı,
  • 1 milyar 428 milyon 262 bin 606 dolar kuruma devir yapıldı.
  • 36 yıl boyunca cumhuriyetin yüzlerce kurum, kuruluş, tesis ve taşınmazı, 70 milyar 925 milyon 619 bin 152 dolara satıp savruldu.

IX -) ÖZELLEŞTİRMELERDE KORSANCA YÖNTEMLER

Özelleştirmelerin 36 yıllık tarihi, hukuksuzluklar ve zorbalıklar tarihidir.

1.KORSANLIK:

Özal’ın başında bulunduğu ANAP iktidarı Cumhuriyet ekonomisini yıkmaya başladığında, bu pervasızlık için yasal ve Anayasal bir dayanağa da gerek görmedi. Arkasında darbeciler vardı, darbecilerin dayandığı Amerikan emperyalizmi vardı. Kanun Hükmünde Kararnamelerle yetindiler. Kamu yararı gözetmeye de gerek görmüyorlardı.

2.KORSANLIK:

Yapılan özelleştirmelerin sadece Cumhuriyet ekonomisine, Cumhuriyet devletinin hedeflerine uygun olmadığı, dahası, günümüz yasalarına göre de uygun olmadığı, arıca kamu yararının gözetilmediği mahkemelerce saptanan özelleştirmeler iptal edilmeye, Danıştay tarafından da iptal hükümleri onaylanmaya başlayınca, kararların ilk ortaya çıkmaya başladığı DYP-SHP (Demirel-İnönü) hükümeti döneminde hükümet, Yüksek Planlama Kurulu’na (YPK), “satılan kurumların geri alınamayacağı” yönünde karar aldırdılar.

Oysa hukuk, bu kurumların kamuya geri alınmasını emrediyor, geri alınmayan kurumdaki alıcının varlığını işgalcilik olarak tanımlıyordu.

3.KORSANLIK:

1992’de Demirel-İnönü hükümeti, YPK kararını dayanak sayarak, “Mahkeme kararlarının ileriye ve geriye dönük işlem tesisine hukuken olanak olmadığı şeklinde Bakanlar Kurulu Prensip Kararı aldı. Başbakan Vekili olarak Erdal İnönü imza atmıştı.

Bu karar, sonraki özelleştirmeci hükümetlere de gerekçe oldu.

Oysa daha 1998’de, kurumların satışı hakkında açılan iptal davası sayısı 695 olmuştu. 2007 yılına varıldığında ise, idari dava 3 bin 391’e, adli dava 240’a çıktı.

2008’de idari dava 4 bin 543 oldu, 2009 başında 5 bini aştı.

Yüzlerce iptal kararı ve binlerce davaya rağmen, özelleştirmecilerin Cumhuriyet kurumlarını, hukuku ayaklar altına alarak işgal ettirmesi sürüyordu.

4. KORSANLIK:

Çiller-Karayalçın Hükümeti, 27 Kasım 1994’de Çiller- Karayalçın ortaklığı, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’u çıkardı.

Kanun yoluyla korsanlıktı bu. Hatta kanun yoluyla devleti yıkmaktı. Bu kanun çıkarıldığında DYP ve SHP milletvekilleri TBMM’de kutlama yaptılar ve orada kanun çıkarıcılar gerçek niyetlerini itiraf ettiler. Tansu Çiller orada milletvekillerine ve gazetecilere şöyle dedi;

Bugünü çocuklarınıza, torunlarınıza anlatırken… ‘Türkiye, coğrafi bölgesindeki son sosyalist devlet olmuştu. Bütün bankaları, üretim alanlarına girmesiyle her yerde devletin egemenliğiyle coğrafi bölgesindeki son sosyalist devletti. Biz onu yıktık’ diyeceksiniz.”

Çiller, “biz bu kanunla devleti yıktık” diyordu. Sosyalistlerin devleti yıkmaya teşebbüs ettikleri iddiasıyla yıllarca cezaevlerinde yattıkları, işkence gördükleri, hatta Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam sehpasına çıkarıldıkları düşünülünce, Amerikan darbesinin desteğini alanların nasıl da pervasızca devlet yıkıcılığına soyundukları ibret konusudur.

Nitekim yasanın maddelerine bakınca devlet yıkıcılığı amacının kuru sıkı bir söylem olmadığı da görülecektir.

5. KORSANLIK;

Devleti yıkmak amacıyla çıkarılmış olmasına rağmen, yapılan özelleştirmelerin bu yıkıcı maddeye bile uygun olmadığı mahkemelerce saptanmış olması Cumhuriyetin kamu ekonomisine düşmanlığın boyutları daha iyi anlaşılacaktır.

Danıştay hükümetleri uyarıyor, hiç olmazsa kendi yasalarınıza uyun çağrısı yapıyordu. Örneğin Danıştay 10. Dairesi’nin E:2002/4061, K:2004/5219 sayılı kararında hükümetlere “hukuku çiğnemeyin” yönündeki uyarısı çok açıktı:

Bakanlar Kurulunun iptali istenen, 27.04.1992 tarihli kararı ile bu kararda sözü edilen, kesinleşmiş yargı kararlarının uygulanmamasını öngörür nitelikte bir prensip kararı alınması açıkça hukuka aykırı bulunmaktadır.

…Bu sebeple, iptal hükmü idareye, iptal edilen tasarruftan, buna dayanan ve bağlı olan tüm tasarruflardan doğan sonuçları ortadan kaldırarak, bu işlemler hiç tesis edilmemiş gibi eski durumu tamamen tesis ve idame etme görevini yüklemektedir. İdare bu görevi hiçbir sebep ve bahane ile yerine getirmekten kaçınamaz”

6.KORSANLIK:

Bu korsanlık kıtalar arasıydı. Atlantik ötesinden, Amerika’dan gönderilen Kemal Derviş, Atlantik Ötesinden, fiilen vatanından tehdit ediyordu Türkiye’yi ve hükümeti. 15 günde 15 kanun çıkarmazlarsa seyahat amacıyla gittiği Amerika’dan Türkiye’ye ve hükümetteki görevine dönmeyeceği, böylece de IMF’nin göndereceği yüklü kredilere de engel olacağını söylüyordu.

İstediği kanunları da kendisi sıralıyordu. Tahkim Kanunu gibi devleti boyunduruğa bağlayacak, elektrik, doğalgaz, Telekom, bankacılık, şeker, tütün, merkez bankası gibi ekonominin stratejik dayanaklarını kökünden kırmayı, ulusal pazarlarda emperyalist tekellerin rakipsiz egemen olacakları ortamı amaçlayan yasalardı.

DSP-MHP-ANAP iktidarı Amerika’nın desteğini kaybederiz diye bu tehdide boyun eğdiler ve ekonomide Sevr denebilecek yasaları çıkardılar.

7.KORSANLIK:

Bütün bu korsanlıklara rağmen kendi yasalarına dahi uymayan hukuka aykırı özelleştirmelere karşı hukukun uyarıları devam edince bu kez hukukun sesini kesmeye kalktılar.

Bu kez Danıştay’ın elini kolunu bağlama girişimleri başladı.

AKP hükümeti, Danıştay’ın “yerindelik denetimi yetkisini” yok etmek istedi. Ama girişim Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) geri döndü.

Bu kez de Anayasa’nın dayanağını ortadan kaldırmak istediler. “Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz” şeklinde bir madde eklediler.

İdari yargının “yerindelik” yetkisini ilk olarak 1990 yılında Turgut Özal sınırlamaya çalışmıştı. Danıştay Kanunu’nu değiştirerek, Danıştay’ın tüzük incelemelerinde sadece “kanuna uygunluk” denetimi yapacağı, “yerindelik denetimi” yapamayacağı hükmünü getirmişlerdi. Fakat bu, Anayasa Mahkemesi’nce reddedilmişti.

Bu kez AKP, Özal’ın 1990 yılında yasayı değiştirerek yapamadığını, Anayasa değişikliğiyle yaptı. Danıştay’ın yerindelik denetimi yetkisini 2014 yılında ortadan kaldırdı.

Böylece satılan kurumun kamu yararına olup olmadığını denetleyen bir merci bırakmadılar.

Ben sattım oldu şeklinde sürmektedir uygulamalar.

X- ) DÜMEN BAŞKASINDA ARTIK

Kapitalist dünyada, ekonominin dümenini kaptırdınız mı, ne yapsanız nafiledir. Dümen, kilit sektörlerdir, stratejik sektörler, işletmelerdir.

Elinizde değilse bu stratejik sektörler, ipler sizin elinizde değil demektir.

A-) ENERJİ SEKTÖRÜ

Ekonominin en temel girdisi… Sadece ekonominin değil, yaşamın da… Yaklaşık 100 yıldır savaşların büyük ölçüde sebebi… Kim hâkim olacak, kim kontrol edecek didişmesi, oluk oluk kan akıttı seneler boyu. Ülkeler parçalandı, darbeler, işgaller yapıldı.

Oysa Türkiye Hükümetleri, son 30 yılda enerjideki devlet varlığına saldırdılar. Olanakları özel sektöre, hatta yabancılara ikram ettiler.

Enerji uzmanı Necdet Pamir, Bilim ve Sosyalizm Dergisinin Nisan Sayısı için yazdığı “ENERJİ, ULUSAL GÜVENLİK VE BAĞIMSIZLIK” başlıklı yazısında, “2020 sonu verilerine göre Türkiye, birincil enerji tüketiminde %70,2 oranında dışa bağımlı bir ülke konumundadır. “

1-) Elektrik;

Devletin elektrik kurumu paramparça edildi, her parçası birine satıldı. Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) entegre tesisi idi. Devlet işletmesi olarak TEK, termik, doğalgaz ya da hidroelektrik santralinden enerjiyi alır, depolar, iletim hatlarıyla sanayiye, tarıma ve konutlara ulaştırır ekonominin çarkının çevrilmesini, hayatın sürmesini sağlardı. AKP Hükümeti TEK’i üretim, iletim ve dağıtım diye üç parçaya böldü. Bölgeler halinde de her parçayı sattı. İletim ve dağıtımda devlet tamamen sıfırlandı.

Necdet Pamir aynı yazısında, “Enerji tüketiminde %28,7 payı olan petroldeki bağımlılığımız %92, %27 payı olan doğal gazdaki bağımlılığımız %99, %17,3 oranında payı olan taş kömüründeki bağımlılık oranımız ise %96 olduğunu belirtmektedir.

“Elektrik üretiminde kullanılan enerji kaynakları bakımından dışa bağımlılık oranımız 2021’de %49,3 olmuştur… Elektrik üretiminde 2000’den bugüne, santrallar büyük oranda özelleştirilmiştir. 2000 yılı elektrik üretiminde kamunun payı %75,1 (özel sektör: %24,9) iken, 2021 sonunda kamunun payı %16,1’e gerilemiştir (özel sektör: %83,9).”

Yani elektrik enerjisi artık özel sektöründür. Devletin, hükümetin iradesi belirleyici olmaktan çıkmıştır. Dışa bağımlılığımız artmaktadır.

2-Petrokimya sektörü

Petrokimya, devletler ve toplumsal hayat için stratejik sektörlerden biri. IŞİD’in, PKK’nın yaratılmasının sebeplerinden biri. Irak’ın, Suriye’nin ve Türkiye’nin parçalanmak istenmesinin sebeplerinden biri… ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ya da Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi dediği ulus devletleri parçalama, rejimlerini değiştirerek emperyalist ajanlarını işbaşına getirme amacındaki sebeplerden biri.

Petrokimya, elektrik ünitesi gibidir. Üretim, arıtma, taşıma ve pazarlama bütünlüklü işlerdir, biri diğerinin öncesi veya devamıdır. Birbirinden koparılamaz.

Emperyalistler petrol kaynaklarını ele geçirmek için dünyayı kana boğarken Türkiye’nin başına getirilen Hükümetler, özelliklede DSP-MHP-ANAP Hükümeti ve AKP Hükümeti, emperyalistlerin arzularını kolaylaştırmak için çalıştılar sanki. Petrokimya sektörünü parçalayıp her halkasını ayrı ayrı sattılar.

a-) Petrol Ofisi, Türk Petrol

Pazarlamada devletin iki kuruluşu vardı. Petrol Ofisi ve Türk Petrol… Petrol Ofisi önce Doğan Holding-İş Bankası Ortaklığına satıldı. Önce İş Bankası çekildi, sonra Doğan Holding. Petrol Ofisi Avusturya petrol şirketi OVM’nin oldu.

İkinci kuruluş olan Türk Petrol ise, 2016 yılı sonunda Zülfikar Holding’e satıldı.

Böylece dağıtımda devleti sıfırladılar

b-) TÜPRAŞ

Kıbrıs çıkarmasında İngilizlerin ATAŞ rafinerisi uçak benzini vermemiş, ABD de ambargosu ile uçak lastiği temin edebilmemize engel olmuştu. Libya lideri Muammer Kaddafi, uçak benzinini ve uçak lastiğini verdi ve böylece Kıbrıs çıkarması yapabildik.

O tecrübe, çıkarma sonrasında hükümetlerin önüne, ulusal rafineri ihtiyacını ve uçak lastiği üretecek devlet fabrikasını ilk görev olarak dayatmıştı. Ve TÜPRAŞ’lar yapıldı, PETLAS üretime açıldı.

Ama Kıbrıs çıkarmasından 2 yıl sonra açılan PETLAS’ı, Ecevit-Bahçeli-Yılmaz Hükümeti 1997’de sattı, TÜPRAŞ ise, AKP döneminde, Kıbrıs çıkarmasında bize benzin vermeyen ATAŞ rafinerisinin sahibi olan İngilizlere ait olan Shell’e verildi. Koç grubu da Shell’e ortak oldu.

c-)PETKİM

PETKİM, sanayinin 600’e yakın alanında kullanılan mamul maddeleri ham petrolden üreten dev fabrika. 10 adet alt fabrikadan oluşan dev tesis. 2007’de AKP döneminde TransCentralAsia Holding Ortak Girişim Grubuna verildi.

d-) TPAO, BOTAŞ

TPAO petrol sektörünün anası… Sektördeki bütün kuruluşları inşa eden, organize eden, büyüten ana kurum. Son zamanlarda TPİC adıyla İngiltere ile Fransa arasındaki Kanal adalarında örgütlenmiş bir merkeze vererek, tasfiye etmeye çalışıyorlardı.

BOTAŞ ise doğalgaz ve petrol diye ikiye parçalanmaya, her parçası ayrı ayrı satılmaya çalışılıyor.

Son olarak petrokimya sektörümüzün elde kalan son iki kuruluşu, TPAO ve BOTAŞ, henüz satılmamış diğer kurumlarla beraber Kamu Varlık Fonu çuvalına atıldı.

Sektörden ve petrolden zerre kadar anlamayanların kararına terk edildi.

Özetle petrokimya sektöründeki durum, devletin burayı kaldıraç olarak kullanarak yatırım yapması veya üretimi güçlendirmesi olanağının olmadığını göstermektedir. Hatta tersine sektörün üretim, iletim ve rafinaj gibi kilit alanları yabancılara verildiği için, kritik zamanlarda devletin ve ulusal ekonominin aleyhine kullanılma riski çok büyüktür. Tıpkı ATAŞ Rafinerisi olayında olduğu gibi

3-FİNANS SEKTÖRÜ

Finans sektörü bankacılık, sigortacılık ve borsadan oluşmaktadır.

Bankalar önemli ölçüde yapısal değişikliğe uğratılmış, Cumhuriyetin sanayiyi, tarımı, sektörleri destekleyen bankacılığı, sadece paradan para kazanan tefeciliğe dönüştürülmüştür.

Bu önemli dönüşüme ek olarak kamu bankaları elden çıkarılmış, özel sektör bankalarının yabancıların eline geçmesine yol verilmiştir. Kuruluş yaparak ya da bankalarımızı satın alarak yabancıların sahip olduğu banka sayısı ise toplamın % 70’ine ulaşmıştır.

Sigortacılıkta ise, şirketlerin satılması ve iç pazarın açılması ile yabancıların payı % 85’e ulaşmıştır.

Bankaların önemini krizin sert dalgalarında anlamaya başlayan iktidar son dakikada kamunun elinde kalan son üç bankanın satışını durdurdu. Sigorta sektörünün gerekliliğini de acı deneylerle görünce kamu bankalarının sigorta şirketlerini bir araya getirerek güçlendirmeye yöneldi.

Buna rağmen, bu cılız hamleler ve borsadaki yabancı egemenliği finans sektöründeki felaketi göstermektedir.

4-AĞIR SANAYİ

Özelleştirmelerle ağır sanayi de elden çıkarıldı. Demir Çelik, Alüminyum, petrokimya, çimento, dokuma sanayi başta olmak üzere, devletin elindekiler satıldı. Devlet ağır sanayide yok artık.

5-İLETİŞİM

Sadece ekonomi için değil, toplumsal hayat için, daha da ötesi silahlı kuvvetlerimiz için de ulusal güvenlik bakımından stratejik olan iletişim sektöründe devlet tamamen tasfiye edildi. Hele ki TELEKOM’u alan Lübnan İngiliz ortaklığı içini boşaltmış ve satın alma bedelini de ödemeyerek kaçmış olmasına rağmen, böylesi ağır hasarla da olsa Telekom yeniden devletin eline geçmiştir. Ancak GSM alanında piyasa tümüyle yabancıların elindedir.

6-TARIM

Kendi halkının karnını doyuramayan, en temel gıdalarda bile dışarıya bağımlı hale gelen bir ekonomi olabilir mi?

Ülkemizin getirildiği yer işte burasıdır. Canlı hayvan, un, buğday, saman bile ithal ediliyor.

7-YABANCI SERMAYE İŞGALİ

Kapıları açtılar, ülke tam bir yabancı sermaye işgaline uğradı. 1980 yılında sadece 78 olan Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirket sayısı, 2022 yılı Haziran ayında ’da 76 bin 741’e ulaştı. Sektörlerimizin çoğu yabancıların eline geçti.

Sonuç olarak, iç pazarınız yabancı işgaline uğramış, sektörlerinizin büyük kısmı yabancıların eline geçmişse, ekonominin dümeni olan stratejik alanlarda, enerji, petrokimya, finans, ağır sanayi, iletişim ve tarımda ipler sizin elinizde değilse, üretimi artırmanız da, yatırım yapmanız da söz konusu değildir. Krizi yönetmek ise, artık sizin kontrolünüzde olmaktan çıkmıştır.

2015 yılından beri “yatırım, üretim” diye çırpınmalarına rağmen bir arpa boyu yol alınamayışın sebebi budur.

1 (Parti Programı 4.1. Kamu Yönetimi Anlayışımız)

2 Acil Eylem Planı

3 CHP 2011 Seçim Bildirgesi

4 CHP 2011 Seçim Bildirgesi

5 CHP Parti Programı

6 CHP 2011 Seçim Bildirgesi

7A.d b.

8 2002 Seçim Bildirgesi S. 38

9 MHP 2011 Seçim Bildirgesi

10Parti Programı 7.6. özelleştirme

11 MHP 2011 Seçim Bildirgesi

12Parti Programı-Kamu taşınmazları

13 DYP Parti Programı – Merkezi İdare Reformu

14 DYP Parti Programı 4. bölüm – Ekonomide hak düzeni

15 DYP Parti Programı -Özelleştirme

16Anavatan Partisi Parti Programı

17A.g.y

18 SHP Parti Programı

19A.g.e

20A.g.e

21SP Parti Programı-İdari reform

22SP Parti Programı -Yerel yönetimler

23 Necmettin Erbakan’ın Başbakan olarak Mecliste okuduğu Hükümet Programı

24 Necmettin Erbakan’ın Başbakan olarak Mecliste okuduğu Hükümet Programı

25 – Bu sayı sadece “personel çalıştırmaya dayalı ihalelerde çalışan işçilere dairdir.

26 -Finans sektörünü yitirdiği için ekonomiyi yönetme yeteneğini de yitirdiğini yeni fark eden AKP iktidarı, kalan bankaların özelleştirilmesini nihayet durdurmuş, bu bankaların sigorta şirketlerini de Türkiye Sigorta adıyla birleştirerek sigorta sektöründeki hazin açmazları gidermeye koyulmuştur can havliyle. Ama eyvah ki, kamu kurumlarını tasfiye etmenin faturası olan büyük krizin treni, çoktan çıkmıştır istasyondan.

27 Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) 1996’da Mümtaz Soysal ve Korkut Boratav’ın önderliğinde, Türk Harb-İş ve Petrol-İş ‘in desteği ile kuruldu. Kamu işletmeciliğinin sorunlarını incelemek, bilimsel çözümler üretmekti maksat. 5 Nisan Kararları ile çok sayıda KİTin kapatılmak istenmesi üzerine hukuk savaşlarına bağladı KİGEM. Kapatılmak istenen, özelleştirilen çok sayıda kurum için davalar açtı. Özelleştirilmesi kesinleşmiş yargı kararı ile iptal edilen çok sayıda kurumun davasında KİGEMîn imzası vardır. Bugün aramızda olmayan Prof Dr Mümtaz Soysalı ve İlter Ertuğrulu ve büyük emekleri olan Ayla Yılmazı saygıyla anmak gerek.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir