GARİP BİR MODEL: AKKUYU – “YAP-İŞLET-SENİN OLSUN”

Akkuyu nükleer santralinin işleticisi Rosatom şirketi 29 Temmuz’da, Türk ortağı IC İçtaş şirketiyle sözleşmeyi feshettiğini ilan etmeseydi, Erdoğan Soçi’den Rusya’nın 10-15 milyar dolarlık Türk Hazine bonosu almaya karar verdiği müjdesiyle dönecekti. Türkiye-Rusya ticareti, artık Lira ve Ruble üzerinden yapılacak, ABD kontrolündeki SWAP sistemi dışına çıkılacaktı. Putin buna izin vermedi, 2007’de kuruluşunu kendi yaptığı Rus devlet atom enerjisi şirketi Rosatom’un Akkuyu’nun yüzde 100 sahibi ve işleticisi olduğunu ilan etti.

Hazine zordayken Erdoğan da Putin’in bu oldubittisini sineye çekti. Moskova işe psikolojik operasyonla başladı. Türk basınına Rusya’dan 20 milyar dolar geleceği haberi verildi. İlk 5 milyar bu hafta gelecekti. Bu para Akkuyu santralinin ödemesi gelen masraflar için kullanılacak, üç hafta içinde gelecek 15 milyar ise 2 yıl Türkiye’de Rosatom kasalarında tutulacaktı. Bu haber piyasalara kaldıraç etkisi dahi yapamadan, aynı gün IC İçtaş’ın sözleşmesinin feshedildiği haberi geldi. Ertesi gün ise Rosatom, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatı için TSM Enerji, İnşaat, Sanayi AŞ ile sözleşme imzalandığını duyurdu. TSM’nin Merkezi Moskova, inşaatın Rus yüklenicisi Titan-2.

İçtaş uluslararası mahkemelere başvuracağını söylüyor. Hükümet bu oldubittiyi sineye çekmiş görünse de onlar çekecek gibi görünmüyor. Akkuyu dünyada “yap-sahip ol-işlet” sistemiyle kurulan ilk enerji santrali. Başlarda santral inşaatını, Rus devlet şirketlerinden Atomstroyexport ile Cengiz-Kalyon-Kolin konsorsiyumu üstlenmişti. 2018 yılında Rosatom’un yüzde 25 ortaklığıyla kurulan JSC Titan-2 şirketi 2019’da Akkuyu inşaatının Rus ortaklığını devraldı. Aynı yıl, yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Cengiz-Kalyon-Kolin sözleşmesi feshedildi ve Türk inşaat ortağı yüzde 50 payla IC İçtaş oldu.

21 Temmuz’daki 4’üncü ünite temel atma töreninde inşaatın takvime uygun ilerlediğinin takdirle anılmasından 8 gün sonra sözleşmenin feshedilmesi, kararın ekonomik olmaktan çok siyasi olduğunu gösteriyor. Sonuçta Akkuyu projesinde hiçbir Türk katısı kalmadı.

Rusya ile “Yap-İşlet-Senin olsun” anlaşmasını Putin ile imzalayan ve AK Parti oylarıyla Meclis’te onaylanmasını sağlayan Erdoğan’ın, önceki başbakanlardan Mesut Yılmaz’ı Rusya ile Mavi Akım doğal gaz hattı projesine “al-ya da öde” şartıyla imza attığı için eleştirdiğini hatırlatalım.

Türkiye santralin her biri 1200 megavat gücündeki dört türbinin ilk ikisinden (ilkinin 2023’te devreye girmesi gerekiyor) üretilecek elektriğin yüzde 70’ini, diğer ikisinden üretilecek elektriğin de yüzde 30’unu TEDAŞ üzerinden 15 yıl boyunca almayı garanti ediyor. Dünyada pek örneği olmayan bir fiyattan: kilovat saatine 12,35 sentten Bugün ABD dolarını en az 18 liradan hesap edersek, 222 kuruş. Devlet, halkın haklı tepkisine yol açan, elektrik fiyatlarını belirleyen dağıtım şirketlerine elektriği ortalama 125 kuruştan satıyor.

Akkuyu elektriğinin fiyatı Türk lirası ABD doları karşısında değer kaybettikçe otomatik olarak artacak. Yükselen maliyetler karşısında elektrik fiyatının ekonomik olarak satılabilir olmaktan çıkması nedeniyle, Japonya Sinop nükleer santrali inşaatından çekilmişti. (1)

Ama Akkuyu NGS sayesinde “sıcak denizlere” inen Rusya’nın bu ballı anlaşmadan çekilme niyeti yok, tam tersine, Ukrayna savaşının ortasında, kritik bir görüşme öncesinde adeta gövde gösterisi yapıyor.

Akkuyu A.Ş., İçtaş’a ilettiği fesihte, “teminat mektubu eksikliği, iş güvenliği, işin gecikmesi, avansın amacına uygun kullanılmaması” gerekçelerini sunmuş. Şirket kaynakları, feshin haksız olduğunu, Rusya’nın bir operasyonu olduğunu belirtiyor. Gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını, Akkuyu A.Ş.‘ye taraf olmadıklarını, operasyonun asıl amacının Rusya’dan gelecek finansmanın, Türkiye’de harcanmamasına yönelik olduğunu ifade ediyorlar. İçtaş’ın, Zafer Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, New York’taki Türkevi müteahhidi olması, şirketi devre dışı bırakan operasyonu daha ilginç kılıyor. Aynı grubun bir başka şirketi Bilkent Şehir Hastanesini işletiyor. Şirketin yakın olduğu iktidarın bu duruma herhangi bir karşı çıkışı ya da itirazı şu ana dek yansımadı. (2) (Çiğdem TOKER 1.8.2022)

Özet-Sonuç:

AKKUYU Nükleer Santrali’nin başlangıç maliyeti, 2009 fiyatlarıyla, 12 milyar dolar idi ve %49 payımız vardı. Ancak, taahhütlerimizi yerine getiremediğimizden, tamamı Rusların oldu. İnşaatı yapan alt yüklenici yandaş Türk firmaları, Cengiz İnşaat dahil, işi beceremedi. Temel iki kez çatladı. İşlerine son verildi.

2017’de Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye Akkuyu’yu durdurma çağrısında bulunmuştu. Rusya, 2023’te devreye alınması planlanan 1. üniteden yılda 10,5 milyar KWS üretecek, 12,35 cent fiyatıyla (dört kat pahalı), yılda 1,4 milyar dolar alacak. Dört ünite çalışınca, yılda 42 milyar KWS üreterek 5,6 milyar dolar alacak. Türkiye’nin 2021 elektrik tüketimi 330 milyar KWS idi. Rusya bunun yaklaşık %10’unu karşılayacak. 15 yıl garantili devlete satacak, sonra, 45 yıl piyasaya satacak. Santrali yenileştirme ile, 20 yıl daha uzatılacak. 60-80 yıl çalışacak santralin tamamen dışındayız. Rusya Türk topraklarında bir nükleer santralin tümüyle gerçek sahibi oluyor. Dolaylı olarak, Akdeniz’de bir üs daha kuruyor. İncirlik’e 120 km uzaklıkta… Suriye’deki Tartus Rus Deniz Üssü‘ne ve Hmeymim Rus Hava Üssü’ne 300 km uzaklıkta…

Bu durumda yeni soru: Erdoğan Karadeniz’de Rusya’ya nazır Sinop’ta ikinci santralin yapımını da Rusya’ya verir mi?

(1) (Murat YETKİN; 31 TEMMUZ 2022.)

(2) (Çiğdem TOKER; 1.8.2022)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir