Elektrik Mühendisi, TMMOB Elektrik Müh. Odası Yönetim Kurulu Üyesi olgun.sakarya@emo.org.tr
2021 yılını deprem, sel ve yangın gibi afetleri yaşayarak geride bıraktık. Yaşanan ekonomik sorunları, toplumu ayrıştıran siyaset anlayışını ve sosyal yaşamın sıkıntılarını geride bırakarak 2022 yılına biraz olsun yeni umutlarla girmeyi hayal etmiştik.
2022 yılına girilmesine saatler kala doğalgazdan benzine, motorinden elektriğe insaf ölçüsü ile bağdaşmayan oranlarda yapılan zam haberleri, yeni yıl umutlarını yıktığı gibi toplum üzerinde şok etkisi yarattı. Yeni yılın ilk gününe de, adeta bir önceki yılı aratırcasına ağır ekonomik koşullarda uyandık.
Oysa elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmeleri aşamasında kamuoyuna, “Rekabet sonucu sağlanan faydaların tüketicilere yansıtılması” gibi gerekçeler sunulmuştu. Sonuçta rekabet sonucu sağlanan faydalar sermaye gruplarına, zamlar ve pahalılık ise tüketicilere yansıtılır olmuştur.
Yeni yıl zamlarını açıklayan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) aynı saatlerde yaptığı basın açıklamasında; “mesken aboneleri için getirilen kademeli tarife hedefinin, dar gelirli vatandaşlarımızı korumak ve enerji kullanımında tasarruf ve verimliliği artırmak” olduğunu vurgulamış ve kademeli tarifeyi topluma adeta müjde olarak sunmuştu.
Burada akla gelen ilk soru; 2021 yılı Aralık tarifesi ile düzenlenmiş faturaları ödemekte güçlük çeken veya ödeyemediği için elektriği kesilen milyonlarca dar gelirli vatandaş söz konusu iken, onları korumak adına getirildiği belirtilen kademeli tarifenin düşük fiyatlı kademesine yapılan yüzde 50 oranındaki (KDV indirimi ile Mart ayında yüzde 37’ye inen) zam ile dar gelirli vatandaşlarımız nasıl korunmuş olacağıydı.
Kaldı ki söz konusu tarife AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında da (Liste.1) söz konusu iken 2003 yılı Nisan ayından itibaren yine AKP iktidarı tarafından uygulamadan kaldırıldığında da topluma müjde olarak sunulmuştu.
Liste.1– 2002 Yılı TEDAŞ Tarife Kategorileri

TARİFELER YAZ-BOZ TAHTASINA DÖNDÜRÜLDÜ
2022 Yılının Ocak ayında mesken aboneleri için getirilen ve 5 kWh/gün ve altı (30 gün üzerinden yapılan değerlendirme ile aylık tüketim 150 kWh/ay) ile sınırlı tutulan kademeli tarifenin de faturalara önemli bir yük getirdiği görülmüş ve kamuoyu tepkisine neden olmuştu. Tepkiler üzerine “Bağımsız Kurum” EPDK, Şubat ayından itibaren geçerli olacak elektrik tarifelerini, Meskenler için 5 kWh/gün ve altı olan düşük (I inci) kademeyi 7 kWh/gün (30 gün üzerinden yapılan değerlendirme ile aylık tüketim 210 kWh/ay) olacak şekilde revize ederek onaylamıştır.
Ancak 2022 yılına girerken yapılan zamlar öylesine acımasız gerçekleşmiştir ki söz konusu değişiklikler kamuoyunun tepkisini gidermeye yetmemiştir. Nitekim “Bağımsız Kurum” EPDK, KDV oranlarında yapılan yasal düzenlemeleri de kapsayacak şekilde; Meskenlerde önce 5 kWh, sonra 7 kWh olarak uygulanan sınır değeri 8 kWh/gün ve altı olacak şekilde tekrar revize etmiştir.
Ayrıca benzer kademe uygulaması, 30 kWh/ve altı (30 gün üzerinden yapılan değerlendirme ile aylık tüketim 900 kWh/ay) olacak şekilde ticarethane abonelerine de getirilmiştir. 2022 Yılı Mart ayı itibarıyla oluşan tarifelerin son durumu Çizelge.1’de yer almaktadır.
Çizelge.1– 2022 Yılı Mart Ayı İtibarıyla Tarife Değişimleri

NOT= AG: Alçak Gerilim, OG: Orta Gerilim
Çizelge 1’de verilen Tek Terimli Tek Zamanlı (TTTZ) tarife kategorileri incelendiğinde;
- Kademeli tarifenin AG bağlantılı Mesken ve Ticarethane aboneleri ile sınırlı olduğu, buna karşılık aynı abone grubuna dahil olan OG bağlantılı Mesken ve Ticarethane abonelerinin kademe uygulamasından yararlandırılmadığı,
- KDV indiriminin, AG ve OG bağlantı ayrımı gözetilmeksizin Mesken ve Tarımsal Sulama grubu aboneleri için geçerli olduğu,
- Mesken, Ticarethane ve Tarımsal Sulama abone grupları için ister kademeli tarife yapısıyla ister KDV indirimi ile yapılan değişikliklerden nedense sanayi abonelerinin yararlandırılmadığı,
görülmüştür.
KADEME UYGULAMASINDAN MUAF TUTULAN ÇOK (ÜÇ) ZAMANLI TARİFE ÖRTÜLÜ BİR TUZAK GİBİ
Tek Terimli Tek Zamanlı (TTTZ) tarife dışında Tek Terimli Çok (Üç) Zamanlı (TTÇZ) tarifeyi tercih eden abone gruplarında da kademe uygulaması söz konusu değildir. Özellikle konut ekonomisine katkı sağlamak amacıyla tercihlerini çok (üç) zamanlı tarifeden yana kullanan mesken aboneleri için çok (üç) zamanlı tarifenin ekonomik anlamda örtülü bir tuzak olduğu düşünülmektedir.
Tek Zamanlı tarife, günün tüm zaman dilimlerinde tüketilen elektrik enerjisi için tek fiyat olarak uygulanan tarife türüdür.
Çok Zamanlı tarife ise; günü, gündüz (06.00-17.00), puant (17.00-22.00) ve gece (22.00-06.00) olmak üzere üç zaman dilimine bölen ve bu zaman dilimlerindeki tüketimler için farklı fiyat uygulanan tarife yapısını içermektedir.
Çok (üç) zamanlı tarife türünü tercih eden aboneler tüketimlerinin ağırlıklı bir bölümünü gece saat dilimleri içinde gerçekleştirdiklerinde ucuz tarifeden elektrik enerjisi kullanma olanağına sahiptirler. Üçlü vardiyada çalışan yüksek tüketimli sanayi aboneleri, üretimlerini, dolayısıyla elektrik tüketimlerini gece saatlerine kaydırdıklarında ve tüketim analizlerinin bu tarifeye uygun olması durumlarında bu tarife türünü tercih etmektedirler.
Ancak mesken abonelerinde durum farklıdır. Her ne kadar tüketim alışkanlıklarını değiştirerek bu tarife yapısına uygun davranmaya dikkat edilse de konutlardaki günlük yaşam aktivitelerinin tamamını gece saatlerine kaydırılması pratikte mümkün olmamaktadır. Çünkü konutlarda günün her saatinde tüketimi olan buzdolabı ve ısınma amaçlı kombi veya klima gibi elektrikli cihazların olması, puant saatlerde konut içi aktivitenin yoğunluğu gibi nedenlerle, gündüz ve puant saat dilimlerinde zorunlu elektrik tüketimi söz konusudur. Dolayısıyla gerek gündüz gerekse puant saat dilimlerinde de hatırı sayılır miktarda elektrik tüketimi olması kaçınılmazdır.
Çok (üç) zamanlı tarifeyi tercih eden mesken abonelerinin kademeli tarifeden yararlanamamasını da göz önünde aldığımızda, Çizelge.2’de de görüleceği üzere gündüz ve puant saat dilimlerindeki tarifelerin Tek Zamanlı tarifeye göre pahalı olması, aylık olarak düzenlenen faturalar üzerinde de olumsuz sonuç yaratabilmektedir.
Çizelge.2– Mesken Abonelerine Ait Tek Terimli Tek Zamanlı ve Çok Zamanlı Tarife Yapısı

Bu nedenle bu tarife türünü seçen mesken abonelerinin çok (üç) zaman dilimine göre tüketimlerini göz önüne alarak oluşan giderlerini, tek zamanlı tarife ile karşılaştırarak tarife tercihi yapmalarında yarar vardır. Bu tür bir analizin halen çok (üç) zamanlı tarifeyi kullanan mesken abonelerinin de yapması gerekmekte ve ortaya çıkan sonuca göre, ihtiyaç halinde tarife değişikliği için Görevli Tedarik Şirketine yazılı olarak başvurmaları gerekmektedir.
KURULU GÜÇ VE ÜRETİMDE GELİNEN NOKTA
Elektrik enerjisi primer (birincil) enerji kaynaklarının dönüşümünden elde edilen ikincil bir enerji türüdür. Birincil kaynakların kullanımında; çevresel ve sosyal etkiler, arz güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilir olması, ekonomik olması, kaynak çeşitliliği ve teknoloji seçimi gibi temel kriterlerin mutlaka göz önüne alınması gerekmektedir. Birincil kaynak seçiminde ithal kaynak oranının olabildiğince düşük seviyede tutulması, gerek ülke ekonomisi gerekse arz güvenliğinin temini açısından önemlidir. 2021 yılı sonu itibarıyla 98.819,6 MW olan toplam kurulu gücün yüzde 78,6’sı, elektrik üretiminin de yüzde 83,9’u özel sektör kontrolündedir.
Doğalgaz ve ithal kömür kaynaklı kurulu gücün, toplam kurulu güç içindeki payı doğal olarak elektrik üretiminde de ağırlık oluşturmaktadır. 2014 yılında gerçekleşen toplam elektrik üretiminde ithal kaynak katkısı yüzde 62,6 seviyesine (Grafik.1) kadar yükselmiş, 2021 yılı için henüz kesinleşmemiş değerlerle yüzde 49,3 oranında gerçekleşmiştir.
Grafik.1- Elektrik Üretiminde Yerli-İthal Kaynak Katkısı (%)

Kaynak: TEİAŞ
Elektrik üretiminde kurulu güç ve üretimdeki özel sektör kontrolü ve ithal kaynak ağırlığı, maliyetlere ve elektrik tarifelerine yansımaktadır. Kapitalist üretim anlayışı, vatandaşın alım gücü ile ilgilenmez, doğası gereği daha fazla kar emek ve sermaye birikimini artırmayı amaçlamaktadır.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından yayınlanan Kasım 2021 Aylık Bülteninde enerji sektöründe kullanılan ticari kredileri toplamının 398 milyar TL olduğu, Aralık 2021 Aylık Bülteninde[1] (Grafik.2) ise kredi toplamının 397 Milyar TL olduğu yer almaktadır. Elektrik piyasasında faaliyet yürüten üretim ve dağıtım şirketleri tarafından kullanılan bu kredilerin, elektrik tarifeleri yoluyla aboneler tarafından ödendiği gözden kaçırılmaması gereken bir olgudur.
Grafik.2– Sektör Bazında Ticari Krediler (Aralık 2021, milyar TL, pay, yüzde)

ELEKTRİK TARİFELERİNİ BELİRLEYEN BİLEŞENLER
Düzenlemeye tabi elektrik tarifelerini oluşturan ENERJİ ve DAĞITIM bileşenleri sırasıyla 17 ve 19 Kasım 2020 tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanan “Perakende Satış Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Dağıtım Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” hükümlerine göre belirlenmektedir.
01 Ocak 2022 tarihinden itibaren yürürlüğe giren elektrik tarifelerine yapılan zamlarda belirleyici etken ENERJİ bedeline yapılan yüksek orandaki zamlar olmuştur. Tarife içinde yer alan Perakende Enerji Satış Fiyatı, görevli tedarik şirketlerinin abonelerine sunmak için temin ettikleri toplam Enerji Maliyetlerinin, temin edilen toplam Enerji Miktarına bölünmesi ile elde edilmektedir.
Enerji maliyetlerini etkileyen en önemli unsur neoliberal politikaların kutsadığı serbest elektrik piyasasında (borsasında) oluşan fiyatlardır. Çünkü görevli tedarik şirketleri, günümüz koşullarında temin ettikleri enerjinin yaklaşık yüzde 65’ini, saatlik olarak belirlenen yüksek fiyatlar ile elektrik borsası olarak da adlandırılan Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ)’den elde etmektedirler. EPİAŞ’tan elde edilen elektrik enerjisinin, Liste.2’de de görüleceği üzere Mart ayında gün öncesi piyasasında Piyasa Takas Fiyatı[2] (PTF) 1,64 TL/kWh’ye, dengeleme güç piyasasında Sistem Marjinal Fiyatı (SMF) ise 1,72 TL/kWh’e kadar yükselmiştir.
Liste.2- PTF ve SMF Fiyatlarının Ortalamaları (Mart ayı için 19/03/2022 itibarıyla)

Görevli tedarik şirketleri, geri kalan yüzde 35’lik kısmını da ikili anlaşmalar yoluyla kamu üretim şirketi olan EÜAŞ’tan ve Serbest Üretim Şirketlerinden (SÜŞ) satın alarak temin etmektedirler. EÜAŞ’tan düşük fiyatla satın alınan elektrik enerjisi miktarının da düşük oranda olması, elektrik tarifeleri üzerindeki etkisini de kısıtlamaktadır.
Elektrik tarifeleri içindeki “enerji bedeli” maliyetlerine etki eden bir diğer husus ise Amerikan Doları üzerinden alım garantisi verilen Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamındaki üretimlerden elde edilen (2021 yılı için toplam üretim içinde yüzde 23) elektrik enerjisi maliyetlerinden düzenlemeye tabi tarifelere aktarılan kısmıdır.
Mevcut yapı içinde üzerinde durulması gereken en önemli husus, üretim alt yapısındaki ithal kaynak bağımlılığıdır. Diğer önemli konu ise kamu payının kısıtlandığı, serbestleştirme ve özelleştirme uygulamaları ile sermayenin kontrolüne bırakılmış olan elektrik üretim alt yapısıdır.
SONUÇ
2001 yılında yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Kanunu ile birlikte yürütülen serbestleştirme politikaları sonunda, hali hazırda elektrik üretim faaliyetleri yüzde 83,9 oranında, elektrik dağıtım ve ticareti faaliyetleri yüzde 100 oranında sermaye gruplarının kontrolüne geçmiştir.
19/03/2022 tarihi itibarıyla elektrik piyasasında (3 adet OSB Üretim Lisansı, 189 adet OSB dağıtım, 1 adet İletim lisansı ve 228 adet Ön lisans hariç olmak üzere) lisanslı olarak; 1892 adet üretim[3] şirketi, 21 adet dağıtım[4] şirketi, 236 adet tedarik[5] şirketin faaliyetleri söz konusudur.
Sektöre bakış açıları ve yaklaşımları farklı, çıkarları farklı, hizmet anlayışları farklı bu kadar çok sayıdaki sermaye grubunun sektör üzerinde ortaklaştığı tek nokta ise kapitalizmin doğası gereği olarak da daha fazla kar etmek ve daha fazla sermaye birikimi yaratmaktır.
Elektrik üretim, iletim ve dağıtım faaliyetlerinin eş zamanlı planlanması ve yürütülmesi gerçeğine karşın böylesine çok başlı bir yapıda planlamadan ve kamusal hizmet anlayışından bahsetmek de olası değildir.
Bir TL tasarruf etmek için kar yağışı altında saatlerce halk ekmek kuyruğuna giren, pazar yerlerinden yiyecek toplamak zorunda kalan çaresiz vatandaşlarımızın ekonomik sıkıntılar içinde yaşam mücadelesi verdiği bir dönemde, acımasızca ve insafsız oranlarda yapılan zamların kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur ve kademeli tarife uygulaması ile örtülmeye çalışılan zamların geri alınması veya iyimser haliyle 2022 yılı için emekli ve emekçilere yapılan zam oranları ile sınırlı tutulması gerekmektedir.
Sermaye gruplarının kâr alanına ve insafına ter edilmiş olan elektrik enerjisi sektöründe;
- Üretimden tüketime kadar geçen süreçte merkezi bir planlama anlayışını benimseyen, toplumsal faydayı ön planda tutan,
- Enerji verimliliğini ilk kaynak olarak değerlendiren, yenilenebilir enerji kaynaklarından azami ölçüde yararlanarak arz güvenliğini sağlayan ve ulusal çıkarları gözeten,
- Kültür ve tabiat varlıklarını koruyan, doğal yaşamı tahrip etmeyen, toplumla barışık, ulaşılabilir ölçüde ekonomik olan,
- Özelleştirme uygulamalarına son veren ve nükleer enerjiden elektrik üretimini reddeden,
- İletim faaliyetlerinde kamusal varlığın korunarak, üretim ve dağıtım faaliyetlerinin kamusal hizmet alanına dâhil edildiği ve Kamusallığı önceleyen,
enerji politikalarının mümkün olan en kısa sürede hayata geçirilmesi gerekmektedir.
[1] https://www.riskmerkezi.org/Content/Upload/istatistikiraporlar/ekler/3155/Risk_Merkezi_Aylik_Bulten_Ozeti_Aralik_2021.pdf
[2] https://rapor.epias.com.tr/rapor/xhtml/ptfSmfDonemlik.xhtml
[3] https://lisans.epdk.gov.tr/epvys-web/faces/pages/lisans/elektrikUretim/elektrikUretimOzetSorgula.xhtml
[4] https://lisans.epdk.gov.tr/epvys-web/faces/pages/lisans/elektrikDagitim/elektrikDagitimOzetSorgula.xhtml
[5] https://lisans.epdk.gov.tr/epvys-web/faces/pages/lisans/elektrikTedarik/elektrikTedarikOzetSorgula.xhtml
Paylaş