Kadın hareketinin talebi, kadınların kendi yaşamlarını tayin hakkıdır. Kadınların yaşam döngüleri, taleplerini ve hayattan beklentilerini de değiştirmektedir. Yaş, evlilik, annelik kadınların hayatında önemli noktalardır ve kadınlar kendileri ile ilgili eğitim, iş hayatına, siyasete katılım, eş seçimi hatta annelik kararlarında bile çoğu zaman etkisizdirler. Bu karar noktalarında aktif şekilde yer almamak nesiller arası aktarım olarak normalleşmiş ve kadınlar için bir sonraki kuşağa da aktarılacak bir öğretiye dönüşmüş bulunmaktadır. Eğitim seviyesi arttıkça bu konularda sorgulamaların arttığı fakat beraberinde kabullenişlerinde yükseldiği görülmüştür.
Kadınların yaşlanma ve çocuklarının büyümesi ile bazı sorumluluklardan kurtularak özgürleştiklerini söylemek de mümkündür. İş yaşamına katılım ekonomik anlamda kadınların özgürleşmesine katkı sunmakla beraber toplumsal cinsiyet kalıp yargıları kadınların etrafında gözle görülmez duvarlar ördüğü için, kararlara hane içinde bile katılım sınırlı olmaktadır. Karar verme süreçlerinde yeterince yer alamamak kadınların isteksizliğine yol açmıştır. Siyasal katılımın, özel önlemler ve eşitlik politikaları uygulanmaz ise hep zayıf kalacağı gözükmektedir.
Bu sorunlardan hareketle Sosyalist Cumhuriyet Partisinin programına yazmış olduğu “Kadın ve çocuklara karşı her türlü ayrımcılık ve şiddet ile mücadele ederek çocuk ihmal ve istismarını önlemek, kadın ve çocukların temel insan haklarını ve özgürlüklerini kullanmalarını sağlamak ve eşitsizliği ortadan kaldırmak amacıyla siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik politikaların geliştirilip uygulanması için mücadele edilecektir.” paragrafı aynı zamanda çözümleri de sıralamaktadır.
Yaşamın her alanında kadın ve erkek arasında süregelen eşitsizlikler ile mücadele, sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik her alanda disiplinler arası bir çabayla mümkün olabilecektir. Eğitimden başlayarak, kız ve erkek çocukların eğitim ve öğretim yaşamlarında fırsat eşitliğine kavuşmalarını sağlamak, kız çocuklarının eğitim, spor, sanat olanaklarından erkek çocuklar ile eşit biçimde yararlanmalarının önünü açmak, toplumsal yaşamın temel yapısında olumlu adımların atılmasının ön koşuludur. Sosyalist Cumhuriyet Partisi, kadın ve çocuklara yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılık ile mücadele etmeyi programına yerleştirmiştir. Geleceğe yön vermek, geniş halk kitlelerine önderlik etmek üzere yola çıkan siyasi bir parti için bu ön kabul çok değerlidir.
Kadınlar insanlığın yarısı, tamamlayanı olduğu halde kadınların maddi manevi gelişimini engelleyen bu tarihsel haksızlık ile mücadele, bugünden başlayarak sosyalizm dönemini de kapsayacak şekilde uzun, vazgeçilmez, göz ardı edilmez bir çalışma olmalıdır. Hayatın her alanında çalışmalar planlanırken kız çocuklarının ve kadınların durumu özel olarak ele alınmalı eğitimden sağlığa, televizyon programlarından sanata, hukukun tüm özel alanlarına kadar yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğini eşitliğe çevirecek yapılanma önemsenmelidir. Alışılagelen, kolay olandan yana değil, kadını ikinci sınıf sayan bütün anlayış ve uygulamaların, yazılı ve yazısız yasalardan, insanlığın bilincinden ve hayatından temizlenmesi için çalışmak Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin programına yazarak, kadınlara ve gelecekte kurulacak topluma bugünden verdiği sözüdür.
Kadınların özel alanlarından daha çok kamusal alanda yer almalarının önünü açmak, çalışan kadınların hak ve özgürlüklerini gözetmek, siyasal alanda görünür kılmak, kadınların karar mekanizmalarında yer almalarının toplumsal ve ekonomik koşullarını yaratmak, çocuk ve büyüklerin bakımının toplumsal çözümlerini üretmek özel önlemler ve özel politikalar ile mümkün olabilecektir. Sosyalist Cumhuriyet Partisi bu özel politikaları üretmek için yola çıkmış bir partidir. Kadın ve çocuklara özel politikalar geliştirmek, özel önlemler üretmek kadın hareketinin temsilcileri ile ortak çalışmalar içinde bulunmak ve bugünden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya çalışmak Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin geleceğe en büyük yatırımıdır.
Bir toplumun gelişmişliği ile ilgili en önemli veri kadın ve çocukların yaşadığı sorunların, uğradıkları ayrımcılık ve şiddet öykülerinin azlığıdır. Devrimlerin başarısı da kadın ve çocuklara verilen değer ve hakların, hayata geçen özgürlüklerin toplamı kadardır. Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimi ile bu konuda dünyaya örnek oluşturacak başarılara imza atmıştır. Bu nedenle doğru bir program ile yönetebilmek sorunları yok etmeyebilir fakat önemli ölçüde çözümler üretecektir.